Aşiret Paket

23

Her satırda yorum istiyorum, sg olun okuyun opdum 

Medya: Enes Azadoğlu

"Şimdi ben anlamadım Aziz abi, kim kimin çocuğuydu?" dedim önümdeki salamı ağzıma atarken. 

Kahvaltıya oturmuş -evdeki bütün sandalyelerle birlikte bir masa kurmak gerçekten zorluydu, bundan dolayı gençler ve yaşlılar olarak ayrılmıştık- kimin kimin çocuğu olduğu hakkında Yekta amcamın en büyük veledine sorular soruyordum. Abi diyordum çünkü çok yaşlıydı yoksa demezdim.

Sıkıntıyla nefes aldı. "Selin, elli beşinci defa anlatıyorum iyi dinle, anlamazsan yine tekrarlamayacağım." dedi.

Göz devirdim ve Barlas'a baktım. Bugün onda ciddili bir gariplik vardı. Neredeyse hiç konuşmamıştı benimle.

"Bak, benim kardeşlerimi tanıyorsun artık bu yüzden diğerlerini söylüyorum," dedi ve karşımda oturan Ce*k'in yanındaki bebelerden birini gösterdi. Bana kötü kötü bakıyordu, ahan da siktim belanı önyargılı kuzen. Sor bakayım Ce*k ve A*akan'a kim beni tahtımdan edebildi? HİÇBİRİNİZ. Çünkü Dünya'nın bütün abileri toplansa, benim fisiltimi bile bastıramazlar! Hürrem queen yah.

"Şu tam karşında olan, Korkut amcamın en küçük çocuğu. Berkcan ile yaşıt zaten adını zorla da olsa aklına kazıdık, Aykut." dedi ve diğerine geçti. "Onun yanındaki de Civan amcamın en küçük oğlu Okan. Yanındaki onun abisi Aslan, Selimle yaşıt 17 yaşında yani." 

Kafamı salladım ve sofranın en ucundaki, buraya geldiğimden beri sesi çıkmayan çocuğu işaret ettim. "Şu arkadaş kim?" dedim kaşlarımla orayı gösterirken.

Civan amcamın 3 çocuğu vardı ki, 2. olan yani Kadir'in bir küçüğü Adil konuşmuştu. "O seni ilgilendirmeyen biri!" dedi ve bana dik dik bakarak çayını içti.

Göz devirdim. "Sanane kanka sanane? Sana mı sordum ben? Ya bi sen bi Ce*k zaten, belli en yakın olduğunuz, ikinizin de kafası sert." dedim ve Aziz abiciğime döndüm. "Eee abi, kim kimin çocuğu?" diye sordum yeniden.

O sırada kafama fırlatılan küp şekerle birlikte gerçekten neye uğradığımı şaşırmıştım. Ağzımdan acı dolu bir nida çıkarken, elimi direkt kaşımın üstüne getirdim. Kontrol etmek için önüme getirdiğimde birazcık kan görmüştüm.

Alayla güldüm ve kafamı kaldırdım hızla ve Adil denen ibneye döndüm. "Mal mısın amına koyduğum!? Hayırdır?! Dünden beri bi afralar tafralar? Gel ağzıma çarp diyorsun yemin ediyorum dünden beri diyorum ki, Selin tamam, siktir et, beyni olmayan bir organizmayı takma! Ama sen sınırlarını zorluyorsun! Sana, Cenk ve Atakan'a uyguladığım sabırdan uygular mıyım sanıyorsun ne sanıyorsun bilmiyorum ama bir daha ters bir bakışını bile görürsem yemin ederim seni yere atıp tekmeleye tekmeleye Allah'ına kavuştururum. Bak bu da Dinçsoy sözü olsun sana!" dedim ve arkamdaki sandalyeyi hızla iterek odama doğru ilerlemeye başladım.

Sikerdim kuzenini de ailesini de. İstemiyorum aile filan ya!

Hızlı adımlarla salona girdim ve neredeyse koşarak merdivenlerden çıktım. İlerlerken yemek odasının önünden geçmiştim ve bakışları birkaç saniyeliğine bana çarpmıştı ama önemsemedim. Kafamı dağıtmazsam o bebenin yüzünü dağıtırdım.

Direkt olarak dolabımdan elime gelen ne varsa aldım ve hızla üstümü değiştirip makyaj masasına oturdum. Güneş kremi, kapatıcı, rimel ve hafif pembemsi mat bir ruj sürdüm ve babamın dün verdiği parayla birlikte kredi kartımı da alıp abimi arıyordum ki biri kapıdan girmişti.

"Yuh! Kapı çalma adabından da haberiniz yok!" dedim sinirle.

Barlas odaya girmişti. "Ne yapıyorsun?" dedi sert bir şekilde.