15✁KÜÇÜK SIR

63 12 17
                                    

Yaz bitti, Eylül'e girdik, evet sıcaktan nefret ediyoruz ülkece ama sahilde arkadaşlarımla geçirdiğim zamanları uzun bir süre yapamayacağımı bildiğim için bu bölümü biraz arkadaşlık ve gençlikle doldurmak istedim, keyifli okumalar<33

yine oldukça uzun bir bölüm oldu, bu yüzden lütfen oy verip yorum bırakmayı unutmayın^^

BU ARADA!!!

Yazarken o amaçla yazmasam da bir yerde ileriye dönük BÜYÜK bir spoiler varmış, az önce düzenlerken fark ettim hehehe belki siz de fark edersiniz ;)

follow you down to the red oak tree, l i l a

dancing years, neon lights


BÖLÜM 15

"Küçük Sır"

Deniz kenarlı, üzüntünü de sevincini de kendine saklayacak.

Sen akıtacaksın içini ona,

O sana tutunacak dal olacak.


Bazı anların yaşanması gerekirdi.

O geçirdiğiniz kötü günün mesela. Her gününü ağlayarak geçirdiğiniz, sonlansın diye her gece yatağınızda Tanrı'ya dualar ettiğiniz hayatın aslında diğer günler size ne kadar insaflı davrandığını görmeniz için yaşanması gerekirdi. En iyi gününüzün aslında size dünyanın o kadar da kötü bir yer olmadığını göstermek için yaşanması gerekirdi.

Bir insanı kaybettiğinizi düşünerek geçirmişseniz aylarınızı şayet, o ayrılığın birbirinize daha sıkı sarılıp kaçırdığınız saniyelerin sizi nasıl çıkmaza sürüklediğini görmeniz için yaşanması gerekirdi.

Paramparça olan o kalbi her zaman çengelli iğneler ve yara bantlarıyla tutturmaya çalışmamak gerekirdi çünkü. İnsan bazen o acıyı yaratan bıçağı çıkartıp atmasını bilmeliydi.

Çünkü bu seferki kendine biraz zaman tanıyıp iyileşmesini bekleyeceğin türden bir yara değildi. Zaman iyileştirmezdi, kanını akıtır, akıtır, en sonunda kalbindeki tüm hislerin kurumasını sağlardı. Belki de benim içimdeki umut, akanın zehir olmasını sağlamıştı bunca zaman. Beni içten içe zehirleyen tüm zehrimi zamana akıtarak adım beklemiştim.

Bilmiyordum.

Bundan sonra ben, yolumun nereye çıkacağını bile bilmiyordum.

Soğuk havaya meydan okurcasına yüzümü okşayan sıcak nefesi, cesaretimi toplayarak gözlerimi yavaşça aralamamı sağladı. İkimiz de nefes nefeseydik, az önce dudaklarından çıkan cümlenin ardından birbirimize hiçbir şey söylemeden o sokak ortasında benim sırtım duvara yaslıyken durmaya devam ettik. Gözleri, gözlerimdeydi.

Ellerimi omuzlarına kaydırırken kucağında kıpırdanmaya başlamam, Poyraz'ın belimdeki ellerini gevşetmesini sağladı. Ayaklarım tekrar yere bastığında başımı önüme eğmiş, ona bakmaktan sakınmıştım. Birkaç adım geriye atarak bana biraz daha alan açtı Poyraz. Bir eli yüzüne giderek yüzünü ovaladığında ikimizin de birbirine bakacak cesareti anında sönmüştü.

KIRIK CAM TEORİSİ | +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin