Bölüm 6

7 0 0
                                    


Merhaba, yeni bölümü okurken keyif almanızı diliyorum. İyi okumalar  ♥

"Bunlar kaç saat dayanır?" dedi meraklı bir kadın sesi, kısa süren sessizlikten sonra kalın bir erkek  sesi duydum "Biz kapatana kadar." "Ya sökmek isterlerse?" "Sökemezler. Bunlar gümüşten ve sadece onların duyacakları desibelde delirtici bir ses çıkartıyor, o yüzden kolay kolay yaklaşmazlar." dedi hafif kıkırdayarak. 

Konuşanların Maria ve Frank olduğunu biliyordum, ikimizin de özellikle Maria'nın güvende olduğunu biliyordum.

Gözlerimi araladığımda Maria, Frank'ın peşinden merakla ilerliyordu. Frank elindeki gümüş, başı beşgen şeklindeki çubukları etrafımıza dikmekle meşguldü. Hepsi bittiğinde, aynı anda başlarındaki beşgende mavi ışık yandı. Başımı yattığım yerden kaldırarak Ares'i aradığımda çubukların dışında araziyi gezinirken buldum. 

"Daha iyi hissediyor musun?" sesin geldiği yöne baktığımda Maria yanıma dizlerinin üzerine çökmüş bana endişeyle bakıyordu. Kafamı sallayarak onu onayladım ve oturur pozisyona geçtim. "Daha iyiyim sadece ağrım var." dedim çatallaşan sesimle. Maria yanımdaki çantadan su çıkartarak bana uzattı.

Suyu içtikten sonra geri verdim "Neler oldu?" diye sordum hafif ona dönerek. "Ayağa kalkınca bayıldın bizde seni buraya yatırdık." Etrafa göz gezdirdiğimde drone'un düştüğü ve beni yatırdıkları alandan uzaklaşmıştık ama hala drone'u görebiliyordum. Etrafımız büyük ve yaşlı ağaçlarla çevriliydi, yukarı baktığımda ağaçların dalları arasından gökyüzü neredeyse görünmüyordu. "Drone'u yapmaya çalışacaklar ama ondan önce güvenli alan oluşturmak istediler. Bu gece burada kalacağız drone tamir edilir edilmez gidecekmişiz." Maria'nın sesi ile gökyüzüne kaldırdığım başımı indirerek ona baktım.

 "Oraya gitmek konusunda emin değilim." "Yaralısın, iyileşmen lazım. Ares orada şifacının seni iyileştireceğini söyledi." dedi Maria. "Uç ısırığı geçti sayılır, yani zehri aktı bence, kurşun yarası da önemli değil ben dikerim." dedim koluma bakarak. 

Şişen siyah damarlar küçülmüş normale dönmeye başlamışlardı, bileğimdeki çukur ise bezle sarılmıştı. Daha yukarıya bakınca Maria'nın koluma sarılı saç bandını gördüm, normalde mor olan bez şuan siyaha yakındı. 

"Büyü yaptım seni iyileştirmek için ama neredeyse elime yüzüme bulaştırıyordum. Belirli büyülerde, büyüyü bitirmek gerekiyormuş." dedi gözlerini kaçırarak. 

Tekrar gözlerime baktığında gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı "Seninkini kapatamıyordum, yazan büyüyü tam okumadan başladım ve panik oldum. Eğer o toprak kana dönüşmeseydi ölebilirdin. Çok özür dilerim Rowena, seni öldürmek istemedim, canını yakmak istemedim sadece iyileşmeni istedim." dedi gözlerindeki yaşı silerek.

"Bana zarar vermek istemediğini biliyorum, şuan geçti büyün beni iyileştirdi. İyi tarafından bak, ilk gerçek büyünü başarıyla yaptın ve beni iyileştirdin." dedim ellerimde kendimi göstererek, yüzündeki üzgün ifade yavaş yavaş gülümsemeye dönüştü.

"Onlarla gitmeliyiz, nereye gideceğimizi bilmiyoruz ve sen yaralısın. Orada iyileşir, dinlenirsin kendini toparlayınca gideriz." dedi yalvarırcasına.

Yüzümü ekşiterek ona baktım "Ne zamandır isyancılara güveniyoruz." o da yüzünü ekşiterek kafasını hafif geri çekti "Ne kadar ön yargılısın. Bize çok yardımları dokundu ve oldukça kibarlar." dedi Frank ve Ares'e bakarak.

Bende ikisine baktığımda, Ares hala çubukların dışında geziniyordu ama gözleri ara sıra bize dönüyordu. Frank ise çantadan konserve çıkarıyordu, ancak onunda Ares gibi bizi izlediğini fark etmiştim. Sadece Frank bunu gizli yaptığını düşünüyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 01, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

LobelyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin