Beş

1.2K 97 200
                                    

ohomm her zamanki tw mizi koyalim

!! NSFW

RAHATSIZ OLUYORSANIZ KURBANINIZ OLAYIM BU KITABI GORMEZDEN GELIN YEDIM SIZI

Her zamanki gibi arkadaşlarınla beraber çıkmak yerine onlara acelen olduğunu söyleyip erkenden çıkmıştın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Her zamanki gibi arkadaşlarınla beraber çıkmak yerine onlara acelen olduğunu söyleyip erkenden çıkmıştın. Önce lavaboya gidip makyajını tazelemiş ve saçını güzel bir şekle sokmuştun.

Geto, dün seni alacağını zaten söylemesine rağmen gün içerisinde hatırlatma amaçlı birkaç kere daha sana yazmıştı. Seninle ne konuşacağını az çok tahmin edebildiğin için çok da endişeli değildin fakat belki birazcık gergindin.

Tamamen düzgün gözüktüğüne kanaat getirdiğinde telefonunu çıkarttın ve Geto'nun çoktan kapının önünde beklediğine dair attığı mesajı gördün. Onu zaten yeterince bekletmiş olmanın verdiği mahcubiyetle adımlarını hızlandırdın ve kendini dışarı attın. Okulun otoparkına doğru ilerlerken hangi arabanın genç oğlana ait olduğunu anlayabilmek için gözlerini etrafta gezindirip duruyordun.

"Hey," duyduğun tanıdık ses sayesinde arkanı döndün. Geto, kalçasını büyük ve tertemiz bir Range Rover'a yaslamış gülümseyerek sana bakıyordu. Hafifçe esen rüzgarla birlikte yüzüne uçuşan uzun saç tellerini geriye taradı ve kalçasını arabadan çekip sana doğru birkaç adım attı. Sana yaklaştıkça sıkışan göğüs kafesini, hızlanan nefeslerini bir kenara bıraktın ve aynı kibarlığı göstererek gülümsedin.

"Sevimli gözüküyorsun." Geto, seni şaşırtararak elini nazikçe kavradı ve yumuşak dudaklarıyla soğuk tenini öptü. Onun bu çağlar ötesi hareketi içinde beklenmedik bir sıcaklık dalgası yaratmıştı. Belki de sırf bu hareketinden değil de sana aşağıdan kısık bir şekilde bakan koyu siyah gözleriydi bacaklarını sıkıştırma ihtiyacı oluşturan.

"Hava sıcak, arabaya geçmek istemez misin?" o artık seni hipnoz etmiş gibi düşüncesizce başını salladın ve elini bile bırakmadan savunmasız bir yavru kedi gibi onun peşinden yürüdün. Gerçi buna yürümek denmezdi, onun adımları seninkilerden büyük olduğu için biraz koşuşturmak zorunda kalmıştın. Arkasından yürürken sırtının ne kadar büyük olduğunu düşünmeden edememiştin elbette. Bu kadar büyüleyici olması adil değildi.

"Ah ne kabayım," Geto arabanın kapısını senin için açarken homurdandı. "Nasıl olduğunu sormayı tamamen unuttum." yolcu koltuğuna yerleşmeden önce omzunun üzerinden ona bakıp gülümsedin.

"Sorun değil, iyiyim Geto-san." Geto, ona yine resmi şekilde hitap ettiğin için rahatsız olmuştu ve biçimli kaşlarını çattı. Bir elini arabanın kapısına ve kolunu da arabanın üstüne yaslayarak yüzünü tehlikeli derecede seninkine yakınlaştırdı. Biraz daha yaklaşsaydı dudaklarınız muhtemelen değerdi.

"Sadece Suguru canım. Senin için sadece Suguru'yum." yavaşça yutkundun ve içgüdüsel olarak geri çekilmeye çalıştın.

"Ah, peki tamam Suguru." Geto gülümsedi fakat geri çekilmedi.

AttentionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin