Dokuz

986 98 141
                                    

yedinci bolumun oy sayilari sako mu

50 oy ve 80-90 yorum olmadan yeni bolum biraz zor gelir :(

NSFW UYARISI!!

Her şey çok ani gelişmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Her şey çok ani gelişmişti.
Nanami'nin şarabı kasıtlı olarak üstüne dökmesi, genç adamın masanın altından bacağını bacağına değdirmesi ve sana işkence edercesine ayağa kalkması...

O, seni delirtecek kadar yavaş hareketlerle tuvaletlerin olduğu tarafa yürürken ısırdığın dudaklarla arkasından bakakalmıştın. Sonraki adımının ne olacağını düşünmeye pek de vakit harcamadan sıkıca kavradığın masa örtüsünü bırakıp ayaklanmıştın. Diğer insanların yanından geçerken oldukça normal gözükmeye çalışsan da dizlerin heyecanla titriyordu. Aklındaki tek düşünce Nanami'nin seni köşeye kıstırana, önümüzdeki iki gün yürüyemeyecek hale getirene kadar becermesiydi.

"Siktir, restoranın ortasında düşündüğüm şeylere bak." kendi kendine fısıldadın ve tuvaletlerin olduğu köşeyi döndün. Etrafa bakınmaya zamanın olmadan bileğinin sertçe tutulduğunu hissettin ve hızlıca bir köşeye savruldun. Dengeni sağlamaya fırsat bile bulamadan boynuna dolanan el, sırtını soğuk duvara yaslamanı sağlamıştı.

Dudaklarının arasından kopan kesik iniltiden sonra  Nanami'nin ağır ağır nefes aldığını duydun. Kapanmış gözlerini aralayarak sarışın erkeğin koyulaşmış gözlerine baktın. Tutku ve arzuyla dolu genç adamın göz bebekleri titriyordu resmen.

"İstersen Satoru'dan hoşlan ya da Suguru'dan," boğuk bir sesle mırıldandı ve büyük ellerini belinin kenarlarına yerleştirerek bedenini kendisininkine yaklaştırdı. "Bu gece benden başka kimseyi düşünmemeni sağlayacağım."

Nanami, tek bir kelime etmene izin vermeden sıcacık olmuş dudaklarını sertçe seninkilere bastırdı. Dili, ağzının içine doğru kaygan bir yol izlerken dengeni koruyabilmek için sıkıca onun omuzlarına tutunmuştun. Dudaklarını çölde üç gün susuz kalmış birisinin su içtiği gibi öpüyor, emiyor ve arada bir ısırıyordu.

Mevcut yakınlığınızın yeterli olmadığını düşünen Nanami, bedenini seninkine iyice yasladı ve bacak arasında şişen erkekliğinin karnına değmesine neden oldu. Onun sertliğini hissetmenle dudaklarına doğru inleyerek kalçalarını kıvırdın. Onu çok daha yakında istiyordun, içinde istiyordun.

"Beni bu kadar kısa sürede ne hâle getirdiğini görüyor musun?"  dedi Nanami, dudaklarınızı sonunda ıslak bir sesle ayırarak. Bir eliyle çeneni kavradı ve gözlerine bakmak için seni zorladı.

"Dokunmak ister misin Y/N? Sanat eserinin tadına bakmak ister misin?" heyecanla yutkundun ve başını salladın. Olanları hâlâ algılayamıyordu beynin. Dışarıdan mesafeli ve saygılı gözüken çocukla halka açık, lüks bir restoranda sevişiyordun resmen!

"Ya birisi girerse?" onun önünde diz çökmeden önce zihnini hâlâ terk etmemiş olan birkaç mantık parçasıyla konuştuğunda Nanami güldü.

"Fark etmediysen burası temizlik odası Y/N." etraftaki süpürgeleri işaret etti. "Çalışanlar sadece belirli saatlerde buraya girerler yani endişelenecek bir şey yok."

AttentionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin