yirmi bir

460 32 67
                                    

Gece çok düşünmüştüm. Neden Mattheoyu seviyorum?

Theodore ile tanışamamız şans eseri gibi bir şeydi. Tanışmadan önce, o kütükte oturmadan önce Theodore umrumda bile değildi sadece Mattheonun peşinden koşmaya devam ediyordum.

Ya Mattheo? Onu neden bu kadar sevmiştim? Kimyalarımız uyuşuyor. Demişti bir seferinde. Aklımdan asla çıkmıyordu. Theodore ile uyuşmuyorduk ama aramızda güçlü bir çekim vardı.

Bunları düşünmem saçmaydı. Tim vardı. Ondan ayrılamazdım. Ayrılırsam ne yapardı?

Belki elindeki o flash belleği birileri satardı ve o sattığı biri beni her yerde kullanırdı. Bilmiyordum. Aklıma gelen en kötü senaryo buydu.

Tim beni sevdiğini söylemişti. Hayır, beni sevmiyordu sadece benim üzerimden para kazanmayı seviyordu.

Düşünmek istemedim ve yataktan kalktım. Tim in odasına ilerledim. Bugün her şey bitecekti.

Elimi yüzümü yıkadım ve üstümü giyindim ardından hızla Tim in odasına ilerledim.

Bugün bitiyor.

Tim en fazla ne yapabilir ki?

Odasının önünde durdum ve derin bir nefes alıp kapıyı tıklattım.

Kapıyı açınca karşısında beni görmeyi beklemiyordu. Önce şaşırdı ardından sırıttı. "Yalvarmaya mı geldin? Flash ı mı almaya geldin?"

Başımı hayır anlamında salladım ve içeriye girdim. Tim kapıyı kapattı.

"Ayrılıyoruz." Dedim hızla.

"Ne? Yanmak ciddi anlamında ilgi çekici geldi heralde?"

"Evet, hemde çok. Bu kadardı." Başımı kaldırıp Tim e sert bakışlar attım.

"Cehennem e düşmeye hazır ol Wright."

"Bir şeyler olacağını söylüyorsun, bundan vazgeçmemem için. Oyunlarına kanmayacağım."

"Yalvarman için vakit var. Sihirli sözcükleri söyle."

"Siktir git mi?"

Sırıttı. "Hayır, lütfen Tim ile başlıyor."

"Sihirli sözcüklerini kendine sakla."

Kapıyı açtım. Ellerim titriyordu.

Ortak salona indim.

Bitti Elowyn. Tim hiçbir şey yapamayacak.

Derin bir nefes aldım.
...

Tüm gün kendime hiçbir şey olmayacağını hatırlattım ve derslere odaklanamadım bile.

Hogwarts dan gitmeyi düşündüm. Kimsenin beni bulamayacağı bir yere. Böylece Tim beni yaksa bile ateşi bana ulaşmayacaktı.

Düşünmek istemiyordum artık midem bulanıyordu.

Sigara ve çakmağı alıp odadan çıktım. Asla odada sigara içmiyordum. Kokusu odada durdukça başımı ağrıtıyordu.

Astronomi kulesine ilerledim. Umarım Theodore ya da Mattheo orada olmazdı çünkü içimdeki sıkıntı çok büyümüştü her an patlayabilirdi.

İçeriye girdim. Ne zaman istediğim oldu ki. Mattheo oradaydı. Arkasını dönüp bana baktı.

Gülümsedi. Kırgın bir gülümsemeydi bu. Nedenini bilmiyorum.

Yanına ilerledim ve sigarayı yaktım.

İçime çektim ardından dumanı burnumdan üfledim. Konuşmuyorduk. Sadece yere bakıyordum.

My Name Is Elowyn ꛒ Mattheo Riddle & Theodore Nott Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin