bir

1.9K 70 163
                                    

Arka tarafta bardakları silen Tim'e baktım ve bar sandalyesini çekip oturdum.

"Ne istersin?" Dedi Tim sıcak kanlı bir sesle.

Önümde duran içilmiş boş bardağa baktım. "Hiçbir şey."

Tim kaşlarını çattı önümdeki bardağı temizlemek için aldı. "Neden?"

Ellerimi kucağıma koydum ve ellerimle oynamaya başladım.

Sadece ellerime baktı. "Para göndermeyi bıraktılar."

Tim önce şaşırdı ardından arkasını dönüp bir bardak fıçı birası doldurdu."Müessesemizin ikramı." Dedi ve göz kırptı.

Dolu bardağa baktım ve hafifçe Tim'e doğru ittirdim. "İçmeyeceğim sen iç."

Tim elindeki bezi bıraktı ve yanımdaki sandalyeye oturdu.

"Anlat, neden para göndermeyi bıraktılar?"

"Annemle babamın ölümünden hala beni suçluyorlar."  Dayanamadım ve gözlerim dolmaya başlarken Tim'e sarıldım.

Kollarını bana sardı. "Gerçekten para istiyor musun?"

Çokk düşünmedim. Neticede bir daha asla akrabalarım tarafından para desteği sağlanmayacaktı.

"İstiyorum."

Geri çekildim Tim oturduğu sandalyede kendini dikleştirdi.

"Belirli adamlarla buluşabilirsin, bir gecesine yüklü miktarda para bırakıyorlar haftanın bir günü de burada çalışırsın. Üstelik öyle her gün yapmana da gerek yok."

Gözlerim doldu. Üzüntüden değildi sinirdendi. Yaşlar ardı ardına gözlerimden döküldü. "Beni bir fahişe olarak mı gördün?"

Sinirliydim kan resmen beynine sıçramıştı.

Ayağa kalktım Tim de ayağa kalkıp kolumdan tuttu.

"Elowyn öyle demek istemedim. Güzel bir vücudun var bunu kullanabilirsin üstelik Hogwarts dan buraya gelenler var sana müşteri illaki çıkacak. Bende Hogwarts a geleceğim işlerini kolaylaştıracağım. Zaten bu senin ilkin değil."

Daha falza onu dinlemedim ve koşarak kapıdan çıktım.
...

Bir sonraki gün Hogwartsdaki son sene için istasyona adım attım. Aman ne heyecanlı.

Elimde ağır, iki bavul ile trene ilerledim.

Tanımadığım üç Hufflepuff lı kızın garip bakışları eşliğinde yerime oturup kitabımı açtım ve okumaya başladım.

Kısa bir süre sonra kompartımanın kapısı açıldı.

Gözlerimi kaldırıp baktığımda kız gitmem için bekliyordu. Ofladım.

Hızla kalkıp kendime başka bir yer aradım.

Trende tek boş yer Pansy, Blaise, Draco, Mattheo ve Theodore'un yanıydı.

Mattheo dışında diğerleri ile anlaşamıyordum üstelik Theodore eski sevgilimdi. Eskiden diğerleri ile de iyi anlaşıyordum.

Theodore ve diğerleri Mattheo ile olan arkadaşlığımızı bilmiyorlardı. Tam da arkadaşlık denemezdi.

Nefesimi verip yanlarına oturdum ve tekrar kitabımı açtım.

Uzun bir sessizlikten sonra Pansy yalandan öksürdü. "Başka yer yok mu Wright?"

Hogwarts a varasıya kadar gerçekten sadece cinsel şakalar yapıldı. Çok az konuşma geçti ve Theodore ile sürekli bakıştım.

Hızla Slytherin ortak salonuna ilerleyip odama girdim.

Sadece kitaplarıma ayırdığı bavulu heyecanla boşalttım.

Kitaplarımı kendimden çok seviyordum. Kitap okuyan bir aileden gelmiştim bu gerçekten şanslı olduğum tek konuydu.

Üst üste, yan yana koyabileceğim her yere kitapları koydum. Yaşam kütüphanesi.

Bu sene içinde hepsini bitirmeyi planlıyordum. 365 gün. Yeterince fazla.
...

Sabah ortak salona inip yemeğimi yemeye başladım.

Düşüncelerime dalmış yemeğini yerken arkamdan gelen Tim beni korkuttu.

Arkamı döndüm ve Time baktım. "Seni trende görmedim."

Tim omuz silkti ve yanıma oturdu. "Yarım bıraktığım işi tamamlamaya geldim anlarsın ya." Tim göz kırptı.

Yavaşça başımı salladım.

Tim beşinci senesinde Hogwarts ı bırakmıştı onun yerine bir barda çalışmaya başlamıştı. Uyuşturucu satıcılığı barda daha kolaydı.

"Gerçekten neden buraya geldin?" Dedim. Tim buraya asla okumak için gelmezdi.

"Hem sana yardımcı olabilmek için hem de dediğim gibi yarım bıraktığım işi tamamlamak için biliyorsun burada iyi müşteriler ve enayiler var."

"Bana neden yardımcı olacakmışsın?" Dedim sanki bilmiyormuş gibi.

"Paraya ihtiyacın var. Sana teklif sundum. Burada müşteri bulman için yardım edeceğim."

Sertçe yutkundum. "Ya kabul etmezsem?"

Tim omuz silkti. "Böyle şeylerde zorlama olmaz Elowyn üstelik bahsettiğim para az değil."

Belki başka yolları da vardı para kazanmanın ama en basit yolu buydu.

Midemin bulandığını hissettim, çenemi oynattım.

"Kabul ediyorum."

"Senin için iyi olacak." Dedi Tim. "Bana güven."

Ayağa kalktım ve sınıfa ilerledim.

Snape in dersinin ortalarında gözlerim sürekli düşüp duruyordu. Yanımda oturan ravenclaw'lı kız ceza almamam için sürekli beni dürtüyordu.

Olur da uyumazsam ve ceza almadan dersi tamamlarsam kıza teşekkür edecektim.

Snape in bağırmasıyla irkildim.

"Bay Riddle! Ders bitiminde, kütüphane temizliğine!"

Snape arkasını döndüğünde Mattheo gözlerini devirdi.

Bende kafama vurulmasıyla uyandım.

Sınıfta hiç kimse kalmamıştı ve Snape başımda azrail gibi bekliyordu elinde ise rulo şeklinde getirdiği parşömen vardı.

"Sizden bunu beklemezdim bayan Wright." Dedi. "Puan kırmayacağım, kütüphane temizliğine."

Hızla eşyalarımı toplayıp sınıftan çıktım.

Snape zaten Slytherin den asla puan kırmazdı.

Sınıftan çıktığım gibi kütüphaneye ilerledim. Mattheo oradaydı, yeni gelmişti.

"Selam." Dedim.

"Selam."

"Nereden başlayalım?" Mattheo gözlerini masalarda gezdirdi.

"Bilmiyorum, sanırım sadece oturacağım." Sırıttım.

•Toxic sevmiyorsanız gerçekten şuan tam burda bırakın!!

•Bu fic daha önce yazdıklarımdan tamamen farklı bir aşk dörtgeni okuyacaksınız

Okumaya devam edecekler için de şunu söyleyeyim uzun bir kurgu olacak yani tam net bir şey diyemiyorum ama en az 25 bölüm gibi bir şey sizden isteğim  yorumlarınızı ve votelarınızı eksik etmeyin ben vote sınırı koymuyorum kafama estiğinde ya da bölüm istediğinizde atıyorum zaten 💗💗

My Name Is Elowyn ꛒ Mattheo Riddle & Theodore Nott Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin