iki

1.4K 57 74
                                    

Kütüphane temizliğinden sonra Mattheo odasına çekildi bende Mattheo'yu düşünerek astronomi kulesine ilerledim.

Mattheo ve ben sevgili olmayı denemiştik. Ama o toksik bir insandı.

Beşinci senede ikimizde birbirimiz karşı bir şeyler hissetmiştik ve sevgili olmuştuk fakat Mattheonun aklında tek şey vardı. Sevişmek.

Mattheoya sadece bir ay katlanabilmiştim her seferinde bir şey uydurarak onu uzaklaştırmıştım fakat daha sonrasında Theodore ile sevgili olmuş, bekaretimi ona kaptırmıştım. Mattheo bu olaydan içten içe nefret ediyordu ama bir kere bile ağzını bile açmamıştı.

Astronomi kulesine girdiğimde Tim oradaydı. Sigara içiyordu.

Arkasını döndü ve gülümsedi. "Ben de kütüphane temizliğini bitirmeni bekliyordum."

Tim in yanına yaklaştım ve korkuluklara tutundum. "Bir şey mi oldu?"

Tim sigarasını uzattığında parmaklarının arasından sigarayı aldım.

"Sadece konuşmak için bekliyordum." Dedi Tim.

Tim e sigarayı geri uzattım. "Konuşalım."

Ne hakkında konuşacağını aslında biliyordum.

Tim yanan sigaranın ucuna baktı. "İlk müşterini buldum. Artık müşteri demek ne kadar doğru ise."

Yutkundum.

"Kim?" Sesim çok kısık çıkmıştı.

"Yedinci sınıflardan biri." Tim sigarayı bitirdi ve söndürdü.

"Tanıyor muyum?"

Tim başını hayır anlamında salladı.

Garip bir duygu kaplamıştı içimi. Korku gibi, panik gibi.

"Yarın gece istediğini söyledi ve çok büyük para teklif etti. Çok."

"Yarın mı? Tim, ben ne yapacağımı bilmiyorum."

"Elbiseni giyeceksin, onu tatmin edeceksin, istediklerini yapacaksın ve paranı alacaksın."

Yanağımın içini ısırdım. "Tamam."

Aslında soracağım çok şey vardı ama konuşmanın çabuk bitmesini istemiştim.
...

Sabah kahvaltıyı yapmak için büyük salona indiğimde gözüm yedinci sınıflardaydı. Nasıl tanımıyordum ben?

Derslerden sonra odama ilerledim. Bir süredir okuduğum kitabı bitirmek istiyordum, ve düşüncelerimde kaçmak.

Gün boyunca, derslerde, gece olacakları o kadar düşünmüştüm ki başım ağrımıştı. Normalde istesem vazgeçerdim fakat gelecek parayı düşünüyordum.

Kapı tıklatıldığında kapıyı açtım. Gelen Tim'di.

"24 numara ve adı Kevin."

Başımı salladım. Tim elini omzuma koydu. "Hak ettiğin parayı alacaksın."

Hak etmek. Ne kadar doğruydu?

Tim gittikten sonra odamdan çıktım ve kara göle ilerledim.

Mattheoyu gördüm. Öylece duruyordu.

"Hey!"

Mattheo sesimi duymuş olacak ki arkasını döndü.

"Naber?"

"Olabildiğince iyi." Dedi Mattheo.

Aramızdaki sessizlikten sonra Mattheo bana döndü. "Theodore hala senden bahsediyor."

Kaşlarımı çattım. "Ne diye?"

Matthe omuz silkti, "seni özlediğini söylüyor. Duyuyorum." Dedi.

Derin bir nefes verdim. "Kızlarla yatmaya devam ediyor mu?" Sanki bugün kendim yapmayacakmış gibi.

Mattheo  uzun bir süre cevap vermedi. "Evet."

"O hala aynı." Dedim göz devirerek.

"Belki de senin için mükemmel birisi ortaya çıkar?"

Artık mükemmel birisinin çıkmayacağını, tek gecelik ilişkiler olacağını biliyordum mükemmel biri imkansızdı.

O mükemmel kişi gelseydi, ben onu ellerimle geri çevirirdim.

Mükemmel birisi benim için artık sadece para olabilirdi.

"Belki." Diyerek kesip attım.

"Gece bir yerlere gitmek ister misin? Yazın görüşemedik." Mattheonun kalın sesi ile düşüncelerimden sıyrıldım.

Asla kabul edemezdim direkt reddetmek zorundaydım. Mattheo bilseydi onunla takılacağım zamanda bunu yapacağımı öyle bir delirirdi ki.

Bir an kendimden iğrendim.

"Uykum var." Dedim hemen.

"Pekala." Dedi Mattheo sonunu biraz uzatarak.

Odama geri döndüğümde geceye kadar ağladım. Kendimden iğreniyordum. Siyah askılı elbisesimi giydim, saçlarımı yaptım ve son kez aynaya bakıp odadan çıktım.

Para seksi bir maddeydi, sizi yoldan çıkaracak ve dünyayı gerçek kılan bir maddeydi.

Kevin in odasının önüne geldiğimde yutkundum kapıyı tıklattığımda Kevin kapıyı açtı.

Kevin dudağını ısırdı ve kapı hala açıkken beni inceledi.

Bu gözler rahatsız ediciydi ama bir o kadar da tatmin edici.

Kevin elini belime attı aynı anda kapıyı kapattı ve beni kendine çekti.

Dudaklarımız buluştuğunda Kevin'ın eli çenemdeydi.

Ne kısa ne uzun öpüştük. Açıkçası hoşuma gitmişti.

Gece sonunda aynı yataktaydık. Ben tavana bakıyordum Kevin ise çekmeceyi açmakla uğraşıyordu.

Hala çekmece ile uğraşırken, "şimdi mi gideceksin yoksa sabah mı?" Dedi Kevin.

"Şimdi."

Kevin sonunda çekmecenin içinden parayı çıkardı ve hala yatakta iken bana uzattı.

Parayı görünce şaşırmamaya çalıştım. Bu gerçek miydi? Ayağa kalktım ve üstümü giyindim Kevin ise beni izledi.

Odadan çıktım derin bir nefes aldım.

Bu kadar kolay olmamalıydı diye düşündüm bu imkansız.

Gün ağarırken üstümü bile değiştirmeden yatağa girdim.

My Name Is Elowyn ꛒ Mattheo Riddle & Theodore Nott Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin