yirmi altı

372 22 43
                                    

Gerici ve çok yavaş geçen bir haftadan sonra Hogwarts a geri dönmüştüm.

İnsanlar bana bakıp fısıldaşıyorlardı, yayılmıştı. Kolay kolay yayılmazdı ama Tim in elinden her şey gelirdi.

Theodore. Diye geçirdim içimden. O bilmemeliydi. Etrafa bakındım. Üstümdeki gözlere aldırmadım. Theodore burada değildi aynı zamanda Mattheo da burada değildi.

Mattheo bana Tim in beni Dumbledore a söylemediğini düşündüğünü söylemişti. Başka biri olduğunu düşünüyordu ama ben gitmeden önce kimse benim ne yaptığımı bilmiyordu. Mattheo yaymış olamayacağına göre bu Tim di.

Üstümdeki gözler huzursuz hissetmeme neden oldu. Büyük salondan çıkıp yasak ormana ilerledim.

Öğrenecektim. Theodore öğrenmemek zorundaydı.

Korkuyordum sadece umrumda olan şey Theodore un öğrenmemiş olmasaydı.

Yasak ormana gidiyordum çünkü eğer Theodore öğrendiyse orada alkol ile o devrilmiş kütüğün üzerinde oturuyor olacaktı.

Oradaydı. O kadar dalgındı ki beni fark etmemişti bile.

Yanına oturdum. Theodore bana dönmedi. Ağırca yutkundu ve yere bakmaya devam etti.

Biliyordum. Theodore birazdan bana dönecek ve bir şeyler söyleyecekti. Hep böyleydi.

Ama Theodore bana dönmedi. Dakikalarca sessizce oturduk.

"Theodore." Dedim fısıldayarak. "Bir sorun mu var?"

Cevap vermedi yanağını içini ısırdı.

Başını yavaşça kaldırdı ve kırgın gözlerle bana baktı. "Neden gittin?"

"Sadece biraz dinlenmeye ihtiyacım vardı."

Güldü. Suratıma doğru yaklaştı. Romantik bir yaklaşma değil, sinirli ve öfkeli.

"Birilerinin altında dinlenmedin değil mi Elowyn."

Sertçe ard arda yutkundum.

Öğrenmişti ama beklediğim gibi bir tepki vermemişti.

Normalde o kendini mahvederdi, ağlardı, daha kötü olurdu. Theodore hassastı. Bunu biliyordum.

Suratımdan uzaklaştı. Yerdeki alkol şişesine baktım, yarılamıştı.

Cebinden sigara paketini ve çakmağını çıkardı. Elini sigaraya siper edip yaktığında elini durması için tuttum. "Sen bırakmıyor muydun hani sigarayı?" Dedim.

"Umrunda mı?" Sert bir hareketle elimi ittirdi. "Üstelik bazen zehirli havayı üflemeye ihtiyacım oluyor." Theodore her ne kadar bana kızgın olsa da her zamanki gibi açıklama yapma gereği hissediyordu.

Elimi omzuna koydum. Nikotin bandını hissetmeye çalıştım, yoktu. Theodore artık uğraşmıyordu.

"Boşuna bakma." Dedi omzunu benden çekerek. "Sen gittiğinden beri uğraşmıyorum."

Üzgün gözlerimle Theodore un dumanı üfleyişini izledim. Theodore beni bitirdi, bizi bitirdi.

"Neden böyle yaptığını söylemedin. Gitmiş olmamda bir şey yok." Dedim.

"Sorun o mu Elowyn!" Diye bağırdı bana bakmadan. Ardından gözlerini bana döndürdü ve gözlerimin derinliklerine baktı. "O mu sence sorun! Ama ben neden bir Tim bir Mattheo yaptığını anladım! Söylesene hangisi veriyordu sana parayı!"

Gözleri doldu. Başını döndürdü.

"Kimse bana para vermiyordu birilerini suçlama!"

Theodore duyacağını duymuştu ama ben hala bir bahane, kurtulacağım bir yalan için uğraşıyordum.

My Name Is Elowyn ꛒ Mattheo Riddle & Theodore Nott Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin