19:çıplak gözler ve çıplak bedenler (M)

316 27 52
                                    

Sonunda geldi o bölüm...

Olabildiğince gerçekçi yazmaya çalıştım bilmiyorum becerebildim mi...

Bölüm sonunda düşüncelerinizi belirtmeyi ve yorum yapmayı unutmayııınnn

İyi okumalaaarrrrr 🩷🩷🩷

••••

Erwin'in elleri durdurak bilmeden onun üzerinde gezinirken Levi ne yaptıklarının farkında değildi. Kabul ettiği yeni bir anlaşmanın ve şu anda yapmak üzere oldukları şeyin farkında değildi. Aklı tamamen Erwin ile uçmuşken pek fazla düşünemiyordu. Erwin dudaklarını bilmem kaçıncı kez boynuna bastırdığında elleri Levi'ın gömleğinin düğmelerine gitmişti çoktan. Düğmeler açıldıkça, küçük olanın enfes ve beyaz teni ortaya çıkıyordu. Ve onun teni ortaya çıktıkça, Erwin her salise, düşünme yetisini kaybediyor, kafayı yiyor gibi oluyordu.

Beyaz gömlek rastgele bir yere fırlatıldığında Erwin Levi'ı bir anda kucağına almış ve kendi, çift kişilik olan yatağına ilerlemeye başlamıştı. Dudaklarını yeniden onun dudaklarına bastırdığında yatağın köşesine oturmuş ve minik bedeni iyice kendine doğru çekmişti. Levi'ın kendi, kocaman elleri arasında dahi kaybolan belini bir an olsun bırakmazken, tutuşunu sıkılaştırdı. Öyle ki, Levi belinin moraracağından dahi emindi. Erwin onun ince ve pembe dudaklarını, kendi dolgun dudakları arasında adeta ezerken, Levi ona yetişmeye çalışıyordu, fakat yetişememiş olmanın verdiği hırsla avucunun içine hapsolan sarı tutamları iyice çekiştiriyordu. Bir anlığına Erwin'in bu denli sert çekiştirmesine herhangi bir tepki vermesini bekledi, ürktü. Fakat Erwin bu durumdan şikayetçi değildi.

Erwin öpücüğü biraz daha derinleştirdiğinde ellerini kalçalarına indirdi ve avuçlarını sertçe bastırarak kendine doğru çekti. Levi o an hangisinden zevk alabileceğine şaşırmıştı. Kendi kasıklarına değen Erwin'in sertliğimi, kalçalarını okşayan büyük avuçlar mı, yoksa onu iştahla ve susuzlukla öpen dudaklar mı? Erwin yatakta biraz daha geriye kaydı ve Levi'ı yatağa ittirerek üzerine çıktı. Sabırsızca, yeniden, zaten onun morluklarıyla bezeli olan boynunu istismar ederken Levi ara sıra küçük iniltiler bırakıyor ve şişen dudaklarını ısırıyordu.

Erwin boynuyla uzun bir süre ilgilendi, neredeyse bütün boynunu santimi santimine öptü, ardından bazen hafifçe bazen sertçe emdi. Ve tüm bunlar yetmezmiş gibi sıcak ve ıslak dilini gezdirerek onu iyice zıvanadan çıkarmıştı. Dilini boynundan göğüs uçlarına kadar teninde gezdirdi ve sağ göğüs ucunu emdi. Levi gözlerini sıkıca kapatmış, bir eliyle ağzını kapatırken ona doğru uzandı ve ağzına bastırdığı elini tuttu. Parmaklarını bir araya geçirirken tek isteği Levi'ın susmamasıydı. Onun güzel, kulak dolduran inlemelerini duymak istiyordu. Erwin az öncekine oranla pembe göğüs ucunu daha sert bir şekilde emdiğinde, tahmin ettiği gibi Levi anında inlemişti.

Erwin şimdiden bile kızarıklıklar bıraktığı teniyle ilgilenmeye devam ederken elleri sabırsızca küçüğün pantolonuna ilerledi. Kemerini çözüp fermuarını aşağıya indirdi. Pantolonunu, güzel bacaklarından tamamen sıyırdığında doğruldu ve Levi'ın gözlerinin içine baktı. Elleri belinde nazikçe gezdi. Ardından yumuşak hareketlerle iç çamaşırının kenarlarından tuttu. Fakat sadece tuttu. Aşağıya çekmedi. Yoğun ve koyulaşmış mavi gözleriyle ona bakarken neden durduğunu anlayamamıştı Levi. Bir süre boyunca bakıştılar, Erwin, mavi gözlerinde ki anlamlandıramadığı duygularla gözlerinin en derinine bakarken Levi'ın sabrı gitgide tükeniyordu. Neden hâlâ iç çamaşırını indirmediğini sorgularken, aklına gelen ihtimal onu kuşkuya soktu.

Ondan izin mi istiyordu? Levi şaşkınlıkla ona bakarken bir anlığına Erwin'in gözlerinde ki ifadenin değişimine şahit oldu. Ama her zaman ki gibi, bu oldukça kısa sürmüştü. Levi'dan bir hareket beklediği aşikârdı. Levi onu daha fazla bekletmek istemedi. İnce ve uzun parmakları Erwin'in bileklerine dolandı ve gri, arzuyla pusulanmış gözlerini ona dikti. Erwin iç çamaşırını, pantolonuna yaptığının aksini yaptı ve oldukça yavaş bir şekilde indirdi aşağıya.

Mahkûm/EruriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin