8.

1.1K 38 19
                                    


Asmin'den;

. |

"Asmin, biliyorum hatalıyım. Sana yalan söylediğimi düşünüyorsun. Yalan söylemedim. Yemin ederim bak. Sana anlatamadığım çok şey var. Seninle daha iki gün önce tanıştık. Bizimki zorunlu bir evlilik. Her ne kadar istemesek de evlenecektik. Bu evlilik senin için daha zor olacak biliyorum. Sen bana güvenmeyi seçmişken ben güvenini yıktım. Dün senin odandan çıktıktan sonra mert bana bişey dedi. Sana anlatamıyorum. Dediği şey sen ben ailelerimizin hayatını tehlikeye atıyordu. Ben buna çok sinirlendim. Odama geldiğinde halimi gördün. O kadar çok sinirlenmiştim ki başım çatlıyordu. Sonra gözlerimi kapattım. Odanın kapısının açıldığını duydum ama gözlerimi açamadım. Sonra da sen geldin zaten. Bak benim afrayla aramda hiç bir şey yok. Dün elindeki hisseleri alarak onu kovdum. Sana bunları uyanıkken de söylemek isterdim ama beni dinlemeyeceğini biliyorum. Bana dedin ya belki bu evlilik gerçek olacaktı diye bende isterdim. Sen benim hayallerimdeki kadınsın. Kendi ayakları üzerinde duran güçlü ama bir o kadar da uysal. Ben bu ilişkiyi en başında kendi ellerimle bitirdim." dedi.

Ona ne kırgın ve kızgın da olsam söylediklerine inanmak istiyordum. Ben duymuyorum diye anlatmıştı bana bunları. Ona cevap vermek istiyordum. Gözlerimi açacağım sırada dudaklarını alnıma bastırmasıyla neye uğradığımı şaşırdım.

Geri çekildiğinde gözlerimi açarak "Mahir?" dedim.

"Asmin?"

Hafifçe doğruldum.

"Beni duydun mu?" diye sordu. Başımla onayladığımda masum masum bakmaya başladı. "Bana inanıyor musun?"

"Mahir, dediklerinde haklı olsan bile benim güvenim sarsıldı. Doğruyu söylüyor olabilirsin ama bana da hak ver."dedim.

"Ben sana hak veriyorum. Yalan söylediğimi düşündün. Ben yalan söylemedim. Senin benim ailelerimizin iyiliğini düşünüyorum." dedi.

"Bu kadar tehlikeli olan şey ne mahir?"

"Sana söyleyemem."

"O zaman sana inanmamı bekleme. Benden bişeyler sakladığın sürece benim içimdeki şüphe dinmez."

Elimi avucunun içine koyarak "Asmin, ne kadar çok şey bilirsen senin için o kadar tehlikeli. Ben zamanı gelince anlatırım zaten. Nolur üsteleme."

Elimi geri çekerek "Ben senden bişeyler saklasaydım mahir bana karşı şüphe duymaz mıydın? Biz evleneceğiz yakında ya aramızda gizli saklı mu olacak hep?"

"Asmin lütfen inan bana. Ben senden bişeyler saklamak istemiyorum ama buna mecburum. Sana ulaşırsa yapacağı şeyleri düşünemiyorum bile."

"Kim bana ulaşacak?"

"Asmin... Tamam anlatacağım."

Diyerek anlatmaya başladı. Bitirdiğinde "İyi de hak hukuk denen bir şey var. Ne yapabilir bu Kaan?"

"Hak hukuktan korkmaz bu adam. Geçen gün elimdeydi kaçtı. Sıkacaktım orada kafasına kurtulacaktım."

"Mahir, ne diyorsun sen?"

"Kusura bakma Asmin'im ama burası İstanbula benzemiyor."

Asmin'im mi demişti o bana? Ben ona alık alık bakarken o da ne dediğini idrak etmiş olacak ki kıpırdanmaya başladı.

"Kusura bakma." dediğinde "Sorun değil."dedim.

Aramızdaki sorunları halletmiştik. Nedenini bilmiyordum ama içim huzurluydu.

Ben gülümsediğimde mahir de gülümsemeye başladı." Bu arada aşağıya inmek istersen inelim mi? Ailemle tanışma fırsatın olmamıştı. Tanışırsın böylelikle. "dedi.

" Olur, üstümü değiştireyim inelim. "dedim.

" Kapının önünde bekliyorum." diyerek ayaklandı. Çıkacağı sırada" Mahir"dedim. "Efendim?" diyerek bana döndüğünde yere bakarak "Bir şans daha verelim." dedim.

Tekrar yanıma gelerek yatağa oturdu. "Tabii ki sen nasıl istersen." dediğinde gülümsedim.
O da gülümsediğinde "Hadi git de üstümü değiştireyim." dedim.

"Tamam."diyerek alnıma öpücük bıraktı. Daha sonra da odadan çıktı.

Bende yavaş adımlarla dolabımın önüne giderek rahat bir şeyler aldım. Banyoya girerek üstümü değiştirdim. Dağılmış saçlarımı da toplayarak at kuyruğu yaptım.

Kapıdan dışarıya çıktığımda mahiri telefona bakarken buldum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kapıdan dışarıya çıktığımda mahiri telefona bakarken buldum.

Kapı sesini duyduğunda dönüp bana baktı. Ardından yanıma geldi. Koluna girdiğimde alt kata inmeye başladık. İndiğimizde herkes yemek masasındaydı.

Bizi ilk gören abimler olmuştu. Hakan abim tek kaşını yukarı kaldırdı. Soru sorar gibi bir ifadesi vardı.

Yanlarına ulaştığımızda mahirin ailesine "Hoşgeldiniz." dedim.

"Hoşbulduk gelin kızım. Hastalanmışsın. Geçmiş olsun. Dikkat et biraz." dedi.

"Saolun efendim." dedim.

"Efendim mi? Bende yakında senin annen olacağım kızım." dediğinde mahire döndüm.

Kulağıma eğilerek "Annem." dedi. "İsmi ne?" diye sordum.

"Melek."

Annesine dönerek "Tamam melek anne." dedim. Kendimi alıştırmam gerekiyordu.

Mahirle yan yana oturmuştuk. Kulağıma eğilerek "Annemin yanındaki babam. Adı Rıfat. Dedem Süleyman ağa. Kız kardeşim Berfin. Abim Mustafa. Karısı yani yengem Ezgi. Çocukları asel. "

Dediğinde "Anladım. Sen bizimkileri biliyorsun zaten." dedim.

"Evet." dedi. Biz mahirle konuşurken Hakan abimin öksürmesiyle ona döndüm.

Bize bakarak başını iki yana salladı. Bu hayırdır anlamına geliyordu. Gözlerimi iki kere kapatıp açtım. Bu sonra anlatacağım anlamına geliyordu.

Herkes yemek yerken ben sadece sohbetlere katılıyordum. Sofrayı topladıktan sonra biz gençler olarak yani ben, mahir, hakan abim, yiğit abim, Mustafa abi, ezgi yenge ve Berfin olarak. Ben mahirin yanına oturduğumda hakan abim "Sizin aranız düzeldi mi?" diye sordu.

"Evet." dediğimde başını 'tamam' anlamında salladı.

Herkes sohbet ederken Berfine baktım. Sohbete çok katılmamıştı. Hakan abime kaçamak bakışlar atıyordu. Düşündüğüm şey miydi yoksa?

Hakan abime baktığımda ise Mustafa abiyle sohbet ettiğini gördüm. Farketmemiş miydi yani?

💙

AsminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin