25.😝

9.5K 375 20
                                    


Ben yine dayanamayıp yeni kurgu yazmaya başladım🤭🤭Bu aralar motorulu yakışıklı abiler çok dikkatimi çekti yazmasam içimde kalırdı profilime gidip okursanız çok sevinirim oy ve yorumlarınızı bekliyorum 🥳🥳🥳

Selvi boylu komutanım: Arıyorum niye açmıyorsun ?

İkra: Küstüm çünkü

Selvi boylu komutanım: Niye küstün göz bebeğim

İkra: Dün beni tek bırakmanı ben bir günde unutur muyum?

Selvi boylu komutanım: Unutmaz mısın?

İkra: Unutmam tabi nasıl unutayım

İkra: Bende unutacak göz var mı?

Selvi boylu komutanım: Yok tabi

Selvi boylu komutanım: iyi misin

Selvi boylu komutanım: Dudağın nasıl oldu

İkra: Öpmedin ki geçsin

İkra: Dün öpseydin geçerdi

Selvi boylu komutanım: Gelip öpeyim yavrum

İkra: Bugünde ben öptürtmem

Selvi boylu komutanım: Kapıyı açta beraber karar verelim ona

İkra: Ney

Selvi boylu komutanım: Kapıdayım yavrum açsana

İkra: Açmıyorum yürü git

Selvi boylu komutanım: Ne demek açmıyorum

İkra: Bildiğin açmıyorum Allah allah

İkra: Dün nereye gittiysen bugünde oraya git hadi naş

Selvi boylu komutanım: öyle olsun

İkra: olsun


             3 saat sonra

İkra: Gitsene Yiğit Tuğra

Selvi boylu komutanım: Gitmiyorum

Selvi boylu komutanım: Sen açana kadar da gitmeyeceğim

İkra: Ama ben sana nasıl kıyayım ki git işte

Selvi boylu komutanım: 3 saattir bekliyorum yavrum

Selvi boylu komutanım: Kıyamamış halin buysa kıymış halini düşünemiyorum

İkra: sus vicdan yaptırma bana

Selvi boylu komutanım: sustum

Kapının deliğinde ki sureti dimdik duruyordu tam 3 saattir bir tarafım diyor aç diğer tarafım dünki kırgınlığımı hatırlıyordu,daha fazla onu o soğuk betonda bekletemezdim gidecek gibi dursa kapının deliğinden bile bakmazdım ama pek gidecek gibi durmuyordu kapının kolunu yavaşça indirdim karşımda ki manzara vicdanımı daha da sızlatmıştı elinde papatya buketi ile oturan Yiğit Tuğra'yı beklemiyordum bakışları bana değince dudağında ki kaslar yana doğru kaydı gözlerinde ki ben biliyordum bakışları ile yavaşça ayaklandı.

"Açıcağını biliyordum."

"Yanlışlıkla açtım." bakışları sana inanmıyorum der gibi bakıyordu daha fazla kapıda bekletmemek için onu beklemeden içeriye doğru adımladım.

"Niye geldin?"

"Duydum ki güzelliğim bana alınmış,onun yüzünü bir daha nah görürmüşüm hemen korktum geldim." bu adam beni kalpten götürecekti.Ellindeli papatya buketini ellerime bıraktı ne ara bu kadar dibime gelmişti bilmiyorum ama kalp atışlarım pek hayrı alamet değil. O güzel yüzü biraz daha dibimde durursa hastanelik olacaktım,sanki inadıma yapar gibi yüzümü iyice dibime sokmuştu kafası yavaş yavaş dudaklarıma yaklaşıyordu ki ben daha ne olduğunu anlamadan yaramın üstünde ki baskı ve benden uzaklaşan bedeni ile olduğum yere resmen çivilenmiştim.

"Beraber karar verecektik ama ben dayanamadım." alay bayındıran sesi ile iyice tepem atmıştı,yan tarafımdaki koltuktan aldığım yastığı Yiğit'in kafasına geçirmiştim böyle bildiğin geçirmiştim  ortamda çıkan pat sesi  ile ne yaptığımı yeni kavramıştım.

"Ay Tuğraa özür dilerim,bir şey oldu mu?" ellerini kafasına sarmış bekleyen Tuğra'ya doğru adımlayıp ellerini kafasından çekmeye çalışıyordum ki bir anda çekilen elleri belimin iki tarafına yerleştirip beni havaya kaldırıp yüzüyle aynı hizaya getirdi,bön bön suratına bakan beni komik bulmuş olacak ki gülmeye başladı.

"Gülmesene ,ne gülüyorsun." gülmemek için zor durduğum sesimden bile belli oluyordu daha fazla dayanamayıp bende gülmeye başladım,salak gib bir birimizin yüzüne bakıp gülüyorduk en sonunda Tuğra dayanamıyormuş gibi yüzünü bana yakınlaştırıp ilk önce boynumda hissettiğim baskıyı bu sefer yüzümün her yerinde hissettirdi.

"Seni varya yerim ben yerim."

"Yiğit Tuğra nefes alamıyorum ama."kafasından dolayı boğuk çıkan sesim ile duraksayıp en son yine yaramın olduğu yere dudaklarını bastırıp beni yere indirdi.

"Tamam git artık yoksa affedeceğim seni."

"Affetmedin mi halen." sorusuna kafamı hayır anlamında sallayıp cevaplamıştım.

"Desene süründürene kadar pes etmeyeceksin öyle olsun." adımlarını kapıya doğru ilerletip evden çıktı,ciddi anlamda biraz daha dursaydı ya ben bayılacaktım ya da kendimi odaya kitleyecektim.

Selvi boylu komutanım: Hatırlatayım Yüzbaşıyım ben pes etmek kitabımda yok.

Beklersin/ TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin