Ben geldım nasılsınız canlarım şükür ben iyiyim.
Neyse efendım hayde bölüme keyifli okumalar.
HÜMA NUR KAYA
"Oy nenem yarabbi! Başak kızum düğüne gitmiyoruz da hamama gidiyoruz ne bu hal"
Ülkü annenin haklı isyanıyla Başağa baktım yeri gelse gelinlikle gidecekti.Elimdeki sarmayı Giray abinin arabasının üstüne bırakıp ellerimi belime koydum.
"Valla Ülkü abla benim ne zaman talibim çıkacağı belli olmaz bizimde Hüma gibi çocukluktan gelen aşkımız yok ki elimiz dolu gezelim, tabiki temkinli olucaz"
Başak saçını savurarak yanımdan geçince elimi anlıma vurmuştum, bu kız kime çekmişti böyle.
"Eee sen bağa niye söylemiyısın ben sağa köyden birini ayarlarum, hem delikanli uşaklardur hepsi"Ülkü annenin dedikleriyle başak arabaya binmeden tekrar inmişti.
"Gerçekten mi,kız böyle marifetlerin vardı madem niye demiyorsun"
Başak Ülkü annenin yanına gelip koluna girince birlikte arabaya binmişlerdi."Kız orada duracağuna binsene arabaya, davetiye mu bekliyısın"
Dila ablanın bana söyledikleriyle ona baktım şu bir kaç günde baya anlaşmıştık kendisiyle hatta yetmemişti köyde kim var kim yok anlatmıştı bana.Ona baktıktan sonra elime tepsiyi alıp arabaya bindim.
Herkes arabaya binince Arafa mesaj attım.-Sevdiğim-
"Biz yola çıktık haberin olsun"
"Tamamdır yavrum bişey
ihtiyacınız olursa ararsın"Cevabımı aldıktan sonra sohbetten çıktığım gibi arabadakileri kulak verdim.
"Ana heman geçmişsun öne iki dakika yanluz bırakmağa gelmiyusun"
Dila abla öne doğru söylediği lafa karşılık Ülkü anne tınlamamıştı bile."Kiz Hüma aluş bunlara evlenduğun zaman yaşayacaksun bunlari, sabah ezanu bitmeden kapıda belurur bu kaynanan yatarken kapı kitlemeyi unutmayun zorluk çekersunuz benum gibi"
Başakla, Alkım yanımda gülerken yüzümü kapattım işimiz vardı bu Eroğlu ailesiyle, zaten Ülkü anneden biraz korkuyordum, yanımda elinden geçmiş gelin olunca bu korkum daha da artmıştı.
"uyy anam utanıkli, oturakli gelun arağaydi buldi"
Dila ablada gülmeye başlayınca yanımdaki kıkırdayan canım arkadaşlarıma baktım ben bakınca neyseki susmuşlardı....
ARAF DEMİR EROĞLU
"Bu adamın konuşacağı filan yok Araf, boşa zaman kaybediyoruz başka bir yol bulmamız lazım."
Asaf yanıma oturunca elimdeki kitabı bırakıp ona baktım.
"Konuşmak zorunda o itin yerini söylemek zorunda,bana o çenesinin yayını kırdırtmasın"Ayağa kalkmaya yeltendiğimde beni geri yerime oturtmuştu."Otur da otur hemen celalleniyosun sende."yerime oturunca derin bir sessizlikten sonra tekrar konuşmaya başlamıştı." O kağıtta ne yaziyordu, sen neden bu kadar sinirlendin o gün"
Önüme döndüğümde kağıtta yazılanlar tek tek geçti gözümün önünden, günlerdir çıkmıyordu aklımdan o herifin yazdıkları.
"La oğlum şu kaç gündür beynini yiyen şeyleri söylesende çaresine mi baksak, böyle içinde tuta tuta köpürmekten başka birşey yapmıyorsun"
Tekrar ona döndüğümde derin bir nefes aldım."Hümayı öğrenmiş onunla tehdit ediyor şerefsiz"
Bir kaç dakika o bana anlam vermeyerek bakarken cebimdeki kağıdı uzattım.
Sessizlik devam ederken yüzümü ellerimin içersene aldım kaç gündür geçmeyen bir ağrı vardı beynimde, herşey yetmezmiş gibi birde bununla uğraşıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÂŞEKA
ChickLitKüçükken masumiyetle bakan gözler şimdi aşkla dolmuş,yada gözlerim şimdi o aşkı görmeye cesaret bulmuş