Önceki bölümdeki Yorumlarınız için teşekkür ederim, bu güzel davranışınızın karşılığı için uzun bir bölümle geldim.
Seviliyorsunuz <3Şarkılar =Ay inanmıyorum, Ahu.
HÜMA NUR KAYA
küçücük bir çiçek buketiyle varlığını belli eden adam kalbimdeki karları eritip güneşi açtırmıştı 27 gün 12 saat üzerine..
Gözlerimdeki yaşların yerini ışıldama alırken aklımdaki tüm soruların cevabını gördüm.
Elimdeki çiçeklerin kokusunu bir kere daha aldığımda şu dünyada bana onu hatırlatacak tek çiçekti.Mutluluktan havaya uçmak yerine olduğum yerde durmaya devam ettiğimde Alkımın sıkıntılı nefesini hissettim..
"Kızım niye duruyorsun hala gitsene kocanın yanına "
Alkım benim olduğum yerde durmama katlanamayıp kolumu çekiştirdiğinde nihayet kendime gelmiştim.
Elimdeki çiçek buketini bırakmak istemediğim için sıkıca tutup elbisemin eteklerini topladım.
Hızlıca kapıyı açtığımda adımlarımı dış kapıya yönlendirdim ve arkamdan onlar da geliyordu.Evin içi kalabalık olduğu için çoğu kişi topuk sesime çıkmış bize manasız gözler ile bakıyordu ama şuan bu önemli değildi çünkü görmem gereken ve kokusunu hissetmem gereken bir adam vardı.
Dış Kapıyı açıp dışarı çıktığımda hızlıca merdivenlerden inmeye başladım.
Daha doğrusu çalıştım çünkü ayaklarımda ki topuklular sendelememi ve bana inat yavaşlamamı sağlıyordu."Kızım düşüceksin yavaş in şu merdivenleri"
Küçük çocuklar gibi Annemin sözlerine aldırış etmeden ilerlediğimde görüş alanıma neyseki binanın kapısı girmişti.
Kapıya yaklaştıkça içimdeki özlemi daha çok hisettim.. çünkü günlerdir alamadığım bir koku ve göremediğim bir çift gözler beni harap etmişti.Dışarıya adımımı attığımda heybetli bir şekilde beni karşılayan Bozkurt timine baktım, hepsi birbirinden asil duruşuyla karşımda dikilirken benim gözüm beni gördüğü gibi yüzünde gülümseme oluşan Araf'ta idi.
Yüzümdeki gülümseme onu gördüğüm gibi dahada büyümüştü.
Eteklerimin ucunu terleyen ellerim ile birlikte sıkarken resmen ona doğru koşmuştum.Elimdeki çiçekler ile birlikte boynuna sarıldığımda barut kokusu tüm bedenime yayılmıştı.
Bu koku bir tek bu adamda bana hoş gelebilirdi galiba..
Elleri belimi bulduğu gibi beni kendine daha çok çektiğinde boynuna sindim.
"Gelmeyecesin zannettim..korktum.. Çok korktum."Ağlamaya yakın çıkan sesimle duygularımı belli ettim..
Ve bunu hissetmiş olmalı ki beni bedenine katmak ister gibi ellerinin yerini kolları almıştı..
Kafasını omzuma yaslandığında derin bir nefes aldığını ve bunun aslında içine neler hapsettiğini anladım. .
"Bende korktum.. Yetişemiyeceğim için değil o güzel gözlerinin hep beni arayıp yaşlarla dolacağını bildiğim için.. Kendini hep yarım hissedeceksin diye korktum.."Sözleri beni derinden etkilemeye başladığında kalbime dokunan hep beni düşünüyor olmasıydı.
Kendini değilde benim duygularımı hep ön plana çıkarıyordu.Bir kaç saniye daha aynı pozisyonda kaldığımız da arkamdan abimin uyarı dolu sesini işittim.
Ne manaya getirdiğini anladığım için Haklılık payı vardı, böyle bir ortamda bu kadar yakınlık iyi değildi, olmamalıydı.
Ben kollarımı istemsiz bir şekilde boynundan gevşettiğimde Araf yerinden bile kımıldamamıştı.
Geri çekilmeye çalıştığımda derin bir nefes alıp sessizce çıkan sesini işttim.
"Hay ben senin zamanlamanı.."Geri çekildiği gibi tek benim duyduğum sözlerine kıkırdadım.
Bedenlerimiz birbirinden ayrıldığında yüzümdeki gözlerini kendine koşan Ahsene çevirdi.
Araf ona koşan kız çocuğunu kucağına aldığı gibi boynuna sarıldığında biraz önce ki konumumun aslında bu şekilde olduğunu şimdi anlayabilmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÂŞEKA
ChickLitKüçükken masumiyetle bakan gözler şimdi aşkla dolmuş,yada gözlerim şimdi o aşkı görmeye cesaret bulmuş