//merhaba^ yeni bölüm için oy sınırı koymayı deneyeceğim. böylece bölümün ne zaman geleceğini siz belirlemiş olacaksınız. sınıra ulaşılmazsa da bölümler arasındaki sürenin 1 haftayı geçmesine izin vermeden yayımlayacağım.
9. bölüm için sınır, bu bölüm de dahil tüm bölümlerin en az 90 oya ulaşmasıdır. Ulaştığı gibi yeni bölüm sizindir.
iyi okumalar❤️
🎞️son feci bisiklet*uyku
Adrian ortalıkta yoktu.
Ben de şoktaydım sanırım. Durmadan titriyordum. Bu gerçekten yaşanıyor muydu?
Üçüncü gün, yatağımın ortasına oturup ağaçları izlemektense bir şey yapmaya karar verdim.
Con'un bana ulaştığı her şekilde ona geri ulaşacaktım. Elektronik posta, posta, gizli numara, açık numara. Tabiki açık numaradan başladım ama bir yandan da mail hesabını bulmak için bilgisayarımı açmıştım.
"Kiminle görüşüyorum?"
Con'un sesini dördüncü çalışta duyduğum gibi bilgisayarı kucağımdan atarak ayağa kalktım. "Black nerede?"
"Estelle?"
"BLACK NEREDE?" diye bağırdım telefona doğru.
"Bu bir oyun mu?" dedi, alayla karışık tereddütle. Derin bir nefes aldığında sigara içtiğini düşündüm. Sonra seslice verdi. "Çünkü tahminim Estelle'ciğinin dizinin dibinde, olurdu."
"Ondan ne istedin?"
"Estelle, tatilimi bölüyorsun." derken sesi biraz uzaklaştı. İtalyanca söylenmeye başladı. Birkaç tıngırtı duydum. Arkadaki rüzgar sesi azaldı. "Black nerede de ne demek?"
"Bugün üçüncü gün. Ve Black yok."
Bir süre sessiz kaldı. "Sen neredesin?"
"Annemin evinde."
"Etrafta bir gariplik hissediyor musun? Black'in evine gittin mi? Ön ya da arka kapıdaki saksılar yerinden oynamış mıydı? Pencerelere baktın mı?"
"Gariplik hissetmiyorum. Ve dediğin şeylere tabiki bakmadım."
Bir süre sessizlik oldu. "Ona bir şey mi söyledin?"
"Ona birçok şey söylüyorum."
"Hatta kal."
Con'un uzaktan gelen sesini duydum. "Adrian dün almaya geldi mi?" Bekledi. "Aradı mı?" Tekrar sessiz kaldı. "Anladım. Sorun yok Czar, daha vakti var. İşine bak sen."
"Estelle," dedi Con, hafifçe iç çekti. "Sana neden gitmen gerektiğini söylediğimi biliyor musun?"
"Bunun sonu Black'in nerede olduğunu söylemeden gelecekse telefonu baştan kapatayım." dedim, soğukça.
"Gitmen gerektiğini söyledim çünkü onun aklını kaybetmesine sebep oluyorsun. Dengesizsin. Sana verdiği değeri kullanıyorsun. Zihniyle oynuyorsun."
"Hıh," diye bir ses çıktı dudaklarımdan. "Sonra geri dönmem için bana yalvardın ama."
Güler gibi bir ses çıkarsa da reddetmedi. "Evet. Çünkü onun da aynısını sana yaptığını fark ettim. Bu aranızdaki, kendinizi parçalamanıza sebep olan ama dışarıya karşı kontrol sağlamanıza yarayan bir şey. Fakat sen dönmedikçe ve vakit geçtikçe Adrian dinginleşti. Ben de seni aramayı bıraktım." Soğuk bir şekilde güldü. "Sonra geri geldin, Estelle. Asla rahat duramıyorsun, değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
şiddetli takıntı
General Fiction(0.5)Estelle White, Adrian Black'in takıntısıydı. Asla bünyesinden atamadığı, çocukluğundan beri bırakamadığı, zarar veren bir bağımlılıktı. Adrian, bunun ölene kadar süreceğini biliyordu. Bilmediği şey ise, Estelle'in de ona takıntılı olduğuydu.