Mektup: Veda

9 2 3
                                    


Aylar öncesinde kendime iki karar sunmuştum. Ve bana bu yaşama en iyi haliyle devam etmek hep daha cazip gelmişti.

Şu bir kaç ayda yaşadıklarımı sorgulayınca nasıl dayandım diyorum. Ya ben neler yaşadım? Ama sözüm gereği tutunduğum bu hayat bana iyi şeyler çıkarmamış ne yapabilirim... Ben bir kitap karakteri olsaydım bu kısım veda bölümü olurdu. Ki ben kitap karakterlerinden daha acı şeyler yaşıyorum.

Telefonumdan biletleri aldıktan sonra Eylül, Özgür ve Tina' nın olduğu bir grup açtım. Hepsine tek tek özel mesajlar yazacaktım. Başladım,

Eylül: İyi ki varsın can kardeşim. Senin sayende ayaktayım 1 saate kadar bu telefon hattı kapanıcak ve biz uzun bir süre belkide hiç bir zaman bir daha görüşemeyeceğiz. İmkansızmış Eylül. Seni çok seviyorum. Kendine iyi bak...

Tina: Merhaba Tina, seninle yeni tanıştık ama seni çok sevdim. Iyi ki varsın sende kendine çok iyi bak.

Özgür: Merhaba Özgür. Bu mesajı büyük ihtimal onada göstereceksin. Olsun... Gösterme diyemem. Seni de iyi ki tanımışım. Kendine iyi bak...

Ona mesaj bırakmadım. Haketmiyordu. Telefon titredi. Bakmaya korktum ama baktım. Veda isimli gruptan hepsi mesaj yağdırıyordu. Herkes bana işte buluşmuşsunuz ne güzel neden böyle yapıyorsun gibi mesajlar atmıştı. Özellikle Eylül, 1 saat önce onunla konuştuğunu ve birlikte olduğumuzu söylediğini yazmıştı.

Gözüm dolunca hızlıca mesaj attım. Son mesajım. Onlara haksızlık ediyordum belkide ama hayır. Ben daha fazla yapamazdım.

"O ben değildim ki..." yazdıktan sonra hepsi nasıl gibi mesajlar atarken ayarlar uygulamasına girdim. Derin bir nefes alıp format attım telefona. Mesaj düşmüyordu artık.

1 sokak ötedeki telefoncuya gittim. Telefonumu ona verdim. Karşılığında daha iyi model aldım. Onları unutmam gerekiyordu. Hemde hemen.

Zor olacaktı biliyorum. Hemde çok. Ama yapmam gerekiyordu.

Yeni yabancı bir numara aldım kendime. Artık onu kullanacağım. Düşündüm uzun bir süre. Ama kararım netti.

Uçaktan indikten sonra ilk iş Londra'daki evime gitmek oldu. Ordami almam gereken eşyaları aldıktan sonra evimin burası olduğunu bildiklerinden geliceklerini düşündüm.

Elime kağıt kalem aldım. Ağlamaya başladım bazı anıları hatırlayınca...

10 yıl önce

"Sera birbirimize bir söz verelim."

" Ne sözü?"

"Eğer birimiz bir gün ayrılmak zorunda kalırsak eskiden kaldığımız yerlerdeki saksının içine mektup bırakıcaz."

"Ne mektubu?"

"Veda mektubu..."

"Söz mü?"

"Söz Eylül. Umarım hiç ayrılmayız. İyi ki varsın."

"Sende iyi ki varsın."

Günümüz

Hatırlayınca dugulandığım anıların her saniyesi beni daha çok yıpratıyordu.

"Kendine çok iyi bak Eylül. Buraya geliceğini biliyordum. Çünkü söz verdik hatırlıyor musun? Kendine çok iyi bak kardeşim. Dostum, sırdaşım. Herşeyim. İyi ki varsın Eylül. Ben seni hep sevdim ve sevicem. Ben sana verdiğim sözü tuttum kardeşim. Kendine iyi bak... Seni çok seviyorum."

İhanetin KızlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin