Kendimi çözemiyorum. Uzun zamandır sorguluyorum kendimi, bazı şeyleri neden yaptığımı, hatalarımı ama bir cevap bulamıyorum.
Geçmişte bana sebep olan şeyler ile karşılaşmak mı beni korkutuyor? Evet. Hatalarımla yüzleşmek yine evet. Ama neden kaçamıyorum ya da kaçmıyorum, bende bilmiyorum.
Zor mu geliyor, kaçıp gitmek. Belki de en kolay kaçış yöntemi. Gitmek, uzaklaşmak.
Ama ben yapamıyordum. Kaçamıyordum ve hergün yüzleşerek daha da kötüleşiyordum. Emin değilim, toparlanamayabilirim.
Ama kendime söz veriyorum. Sadece dayan, sabır et, ve pes etme. Düzelecek. Sadece zamanı geldiğinde.
Bu benim kendime verdiğim en güzel sözdür belki de. En masum söz.
Buraya yazıyorum, herşey düzelicek, kendine inan.
"Eylül!"
"Eylül, şaka yapma. Komik değil. Küçükken ki gibi boya sürdün dimi! Biliyordum!"
"Sera sakin ol! O iyi olucak ambulans geldi."
"Ceren, şaka yapıyor neden ambulansı aradınız!"
Etrafımdaki herkes bana bakıyordu. Eylül hemen havuzun kenarında yatıyordu.
Ambulansın içinden iki tane görevli sedyeyle beraber koşarak geldiler. Ama hala şaka yaptığını anlamamışlardı.
Ceren beni kaldırdı ve sedyenin peşinden ambulansa girdik. Eylül'ün şaka yapmadığını ilk o an anladım.
Belki çoktan anlamıştım. Ama inanmak istememiştim.
Düne kadar unutmaya çalıştığım insanı kaybetme korkusu yaşıyordum. Eylül'e yaptığım haksızlıklar aklıma geldikçe durgunlaşıyordum.
"Ceren... B-ben gidicem."
Şaşkınlıkla yüzüme baktı, "Ne, nereye?"
"Ben ofise gidicem Ceren. Rezil olmam gerektiği kadar rezil oldum. Üstüne mahçup olamam. Sen kal istersen."
Ceren kalacağını belli ederek başını salladı ve bana sarıldı. Sarılmamız bittikten sonra ambulansın durmasını bekledim. Sonrasında hemen sokakta koşmaya başladım. Nereye gideceğimi biliyordum ama yinede bilmemezlikten gelmek istiyordum.
Ofise ulaştığımda ertelediğim görüşmelerimi yeniden erkene aldım. Bu sebeple 4 saat aralıksız konuşma yaptım. Gece saat 1'i bulduğunda peruk taktım. Makyaj yaptım ve arabamı sürmeye başladım.
Hastane kapısına geldiğimde derin bir nefes aldım ardından içeri girdim. Resepsiyondaki kıza oda sorduğumda bana 3. Katta olduğunu söyledi.
Yoğun bakımda olduğunu biliyordum Ceren söylemişti aradığında. Ama yinede onu görmek istedim. Kata geldiğimde bir koltukta oturan Ceren'i gördüm. Yanında Tina'yı, Özgür'ü ve Asır'ı. Diğerleri bana bakmasada Asır çok dikkatli bir şekilde bakıyordu bana.
Tanımış olamazdı dimi? Yok artık. İmkansız zaten tanıması. O kadar makyaj yaptım ve peruk taktım. Kimsenin Eylül'ü merak edip geldiğimi bilmemesi gerekiyordu.
Kendimi daha fazla utandıramazdım. Ve gururumu kıramazdım.
Biraz camından baktıktan sonra tam dönüp gidecekken arkamı döndüğümde Asır'ı gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İhanetin Kızları
Romanceİhanet sonucu oluşan ve saklanan gerçekler, Sera'nın ailesinin ölümü üzerine İzmir'e gelmesi ardından bir bir ortaya çıkar. Ve yıllar sonra öğrendiği haberle sarsılır. Bu macerada bize eşlik etmek ister misiniz?