"Ağlama gidenlerin ardından. O giderse ben varım."
Bir gece yatmadan önce babam yanımdaydı. Saçlarımın arasında gezinen şefkatli elleri, dudaklarından eksik olmayan sevgi sözcükleriyle elimi uzattığım her yerdeydi.
Aynı gecenin sabahında parmak uçla...
Yorumlarınızla destek olursanız çok sevinirim, keyifli okumalar💞
Bölüm Şarkıları: Teoman, Gönülçelen Rehber, Sorgu Yıldız Tilbe, El Adamı
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
3. Bölüm - "Yana Yakıla"
Sanırım bazen, gerçekten de hayatımızda bir şeylerin yolunda gitmemesi gerekiyordu. Sonunda düzlüğe çıkabilmek, hak ettiğimiz o hayatı yaşayabilmek için öncesinde birçok şeyle savaşmak zorundaydık. Yeterince acı çektim mi bilmiyorum sadece hayatın benim için hazırladığı o güzelliği merak ediyorum ve belki de tek dileğim kendimi bir an önce o evreye atabilmek.
Yanımda o, karşımda Ömer var. Birbirinden nefret eden iki adamın arasındayım ve gerginlikten kemiklerim sızlıyor. Erez ile geçmişimizi bir kenara bırakacak olursak Ömer bana karşı hep çok farklıydı. Bana bakışı, konuşurkenki kibarlığı benim için her daim orada olacaktı.
"Seni var ya," Erez ileri atılarak Ömer'i yakalarından kavrayacakken son anda yakaladım havadaki kolunu. Bana bakmadı ama öfkesini görmem için bakmasına da gerek yoktu zaten. Az sonra ona izin vermediğim için bütün sinirini benden çıkaracaktı. Yine de olası bir kavgaya izin veremezdim.
"Erez abi, lütfen." Elimi geniş göğsüne koyduğumda bakışları kısa bir anlığına bana kitlendi. Bir şey söyleyeceğini fark ettiğimde ise hızlıca Ömer'e döndüm bu sefer de. "Ömer, seninle sonra konuşuruz olur mu? Teşekkür ederim geldiğin için." Kibarca onu buradan kovmak için olan çabamı anlamış olacak ki elini çenesine götürerek sertçe sıvazladı.
"Bu kıza dua et Atasoy, yoksa seninle çok farklı bir konumda olurduk." Üstü kapalı tehditi benim için de ani olmuştu. Erez'in onu sevmediğini biliyordum ama onun tarafından bu kadar keskin bir nefret beklemiyordum. Aralarında problem olması için bir neden bile göremiyordum.
Ömer arkasını dönüp merdivenlere yöneldiğinde konuşmalarını duymuş olacak ki Akif abi arkamızda belirmişti. "Beynini siktiğimin salağı gel lan buraya! Gel de seni konumdan konuma soka soka sikeyim pezevenk!"
"Reis, tamam." Akif abi Erez'i çekerek kapıdan uzaklaştırdığında köşeden dönen Ömer ile göz göze geldik ama uzun sürmesine izin vermeden hızlıca merdivenleri indi.
"Çek elini kolunu Akif senin de ağzına sıçacağım şimdi." Üstündeki üniformanın yakalarını sertçe çekiştirerek düzeltti. Sakinleşmesini beklemek adına susmayı seçtim ama öfkeyle parlayan gözlerine bakılırsa onun canı kavga etmek istiyordu. "Görüşmeyeceksin o adamla Eyşan." Oldukça açık bir şekilde, gram çekinmeden verdiği emirle yumruklarımı sıktım.
