6. Bölüm - Öfkenin Tutkulu Dansı

1.1K 85 36
                                    

Keyifli okumalar dilerim💞

Bölüm Şarkıları:
Two Feet, Call Me, I Still Love You
STEELHEART, She's Gone
Judas Priest, Prisoner of Your Eyes

6. Bölüm - "Öfkenin Tutkulu Dansı"



Eyşan Karadağ

Sevdiğim insanları ölümüne korumak gibi bir huyum vardı. Zarar görmesinler diye her şeyi yapmaya hazırdım ve bu bana gram rahatsızlık vermezdi. İşin sonunda iyi olacaklarını biliyorsam eğer kendimi bir kurşunun önüne de atabilirdim ve bir saniye olsun pişmanlık duymazdım.

Onu korumak istiyordum. Herkesten ve her şeyden. Bir daha kimseden zarar görmeyeceğinden emin olana kadar onu göğsümde saklamak istiyordum.

Bakışlarım bir süre sadece yüzünde gezindi. Algılamak için zamana ihtiyaç duydum. Kelimeler boğazıma dizildi ve elimden gelen tek şey suçluluk dolu bir ifadeyle gözlerine bakakalmak oldu.

"Ben," Ne diyeceğimi bilemedim. Benim yüzümden varını yoğunu verdiği mesleğini kaybetme ihtimali kalbimi paramparça etti. "Nasıl yani?" Şu saatten sonra benimle bir daha konuşmasa tek kelime edip nedenini soramazdım. Kendimi o kadar kötü hissediyordum ki sesini duyamadığım her saniye boğazıma diziliyordu.

"Gitmem lazım." dedi sadece. Bana bakmıyordu ve eğer gözlerime bakıp benden nefret ettiğini söyleseydi kabullenmem daha kolay olurdu.

"Özür dilerim." Kelimeler dudaklarımdan o kadar güçsüz çıkmıştı ki kendim bile zor duymuştum ama çatılan kaşlarına bakılırsa o da duymuştu.

"Ne özrü?"

"Benim yüzümden oldu. Sinirlenmekte çok haklısın ve yemin ederim bir daha benimle konuşmak istemezsen karşına çık-" diyordum ki büyük avucu dudaklarımın üzerine kapanarak lafımı bitirmeme engel oldu.

"Lan yavrum," Başını geriye atarak derin bir nefes aldı. "Ne konuşmaması ne saçmalıyorsun sen?"

"Benim yüzümden mesleğin tehlikede." Eli yüzünden sesim boğuk çıksada o beni anlamıştı, biliyordum.

"Ben sana kızar mıyım hiç güzelim? İki kelime fazla konuş diye götümü yırtıyorum sen diyorsun ki karşına çıkmam." Elini dudaklarımın üzerinden çekti ama çok uzaklaşmadan çenemi kavrayarak yüzlerimizi aynı hizaya getirdi. "Ne yaşanırsa yaşansın ben senin yanında olmayı bırakmayacağım Eyşan. Öfkemin hedefi sen değilsin, asla da olmayacaksın." Gözlerimin içine bakarken geri çekilmedi. "Anladın mı beni?"

Başımı aşağı yukarı sallayarak sessizce onayladım onu yine de içimde büyük bir huzursuzluk vardı.

"Ben de geleyim o zaman seninle? Kemal amca sever beni belki ben anlatınca anlayış gösterir, olmaz mı ki?"

"Çocuk gibi 'olmaz mı ki' dersen tek lokmada yutarım seni." Dudaklarım usulca yukarı kıvrıldı ama o kadar korkuyordum ki başına bela olmaktan uzun sürmedi.

"Dalga geçme lütfen, endişeleniyorum." Ellerimi hâlâ yanaklarımın üzerinde duran ellerinin üzerine bıraktığımda yakınlığımız yüzünden boynum yanıyordu.

"Bu işler kişisel değil. Sen ben fark etmez ortada bir kural varsa yapılmak zorunda." Suratımın asıldığında fark etmiş olacak ki dudaklarını alnıma bastırarak korkumu yatıştırmaya çalıştı. "Kaç yıllık askerim yavrum rütbem de var, daha kıçında bezle gezen Ömer yüzünden kimse görevimi alamaz benden."

Zincire VurgunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin