İyi akşamlar👋🏻👋🏻
Betadan omegaya dönme fikri niye sizi bu kadar şaşırttı yav daha önce kimse yazmadı mı bunu?
Neyse xkemxlemlxmd
İyi okumalar dilerim~~
...
Zaman durmuş gibi geldi, bir an. Dünya dönmeyi bırakmıştı ve her şey hiçliğe gömülmüştü. Belki de bir karadelik gelip onları yutmuştu. Taehyung bilmiyordu. Yalnızca, duyduğu saçmalığı açıklayabilecek bir şeyler uydurmaya çalışıyordu. Çünkü, saçmalıktı yani. Kollarını kulağına doğru eğilmiş bedenin göğsüne yaslayıp kendisini geri ittirdi ve belindeki eller çekildiğinde, "Şaka yapmanın sırası değil." dedi. Hâlâ nemli olan gözlerine karşın sesi fazlasıyla ciddi çıkmıştı.
Jeongguk ona tuhaf gözlerle baktı. Daha önce ona hiç böyle yapmamıştı. Taehyung bütün bedeni karşısında çırılçıplak kalmış gibi hissettiren bu bakışlar karşısında yerinde rahatsızca kıpırdandı. Banka doğru bir adım atarken, "Gidiyorum ben." dedi sessizce. Daha fazla tuhaf atmosfere katlanamamıştı.
Henüz çantasına ulaşamadan kolundan tutularak durduruldu. Büyük el kolunu çepeçevre sarmış, uzaklaşmaya çalıştığı siyah saçlı alfa, "Ciddiyim." demişti. Gülmek istedi Taehyung. Bunu yaptı da. Gülerken, "Saçmalık." dedi. "Öyle bir şey mümkün olamaz." Kolunu kurtarmaya çalıştı fakat başarılı olamadı. Böylece gözlüklerinin ardından koyu kırmızı gözlere çevirmişti en sonunda kahverengilerini. Ve o gözlerde ciddiyetsizliğe dair hiçbir şey göremediğinde, tuhaf bir his karnının altında kol gezmişti.
"Doğruyu söylüyorum. Eğer istiyorsan-" Jeongguk ifadesini hiç bozmadan teklifini yenilemeye yeltendiğinde, Taehyung öncekinden daha agresif bir tepki vermiş, "Yeter artık!" demişti sinirle sesini yükseltirken. Bahçede dağıldı çıkışması. Alfa sessizleşti ama kolunu tutmaktan da vazgeçmedi. Beta böylece bakışlarını kaçırmış, "Alay etme benimle. Zaten, aptallık bende. Alfanın tekiyle ne diye bunları konuşuyorsam." demişti.
Gözlerini yumdu sakinleşebilmek için Taehyung. Sonra açtı ve, "Bırak kolumu." dedi kararlılıkla kırmızı gözlere bakarken. Kolundaki parmakların tutuşu gevşedi. Jeongguk istediği gibi onu kolundan tutmayı bıraksa da, çenesini kapatmayı reddetmişti. "Tamam." demişti önce, yumuşak bir sesle. "Bırakacağım. Gidebilirsin." Taehyung çantasına uzandı, tek omzuna asarken, "İyi." dedi.
Jeongguk onun söylediklerini tam anlamadığını düşündü. "Seni rahat bırakacağım." dedi tekrardan, kelimelerin üstüne basa basa. Duraksamıştı böylece karamel saçlı beta. Başını kaldırmış, afallamayla yüzüne bakarken, "Cidden mi?" demişti. Sesinde karmaşa, biraz rahatlama ve eğer feromonları olsaydı Jeongguk'un rahatlıkla fark edebileceği bir parça da kırgınlık vardı. Ama Jeongguk bunu fark etmemiş, o düşüncesiyle bu kadar mutlu olduğu için içten içe irrite olmasına engel olamazken, "Evet." demişti.
Öne doğru bir adım attı. Ondan daha kısa olan betaya doğru eğildi. Bir elini yanlarında kalan bankın sırt kısmına yaslamış, Taehyung'un nefesini tutmasına sebep olmuştu. Kırmızı gözler bir an olsun gözlerinden ayrılmıyordu. Tuhaf hissediyordu ama bakışlarını da kaçıramıyordu. Büyülenmiş gibiydi. Kahverengilerinde farkında olmadığı parıltılar gezerken Jeongguk gözlerine dikkatle baktı. Biri çift öteki tek kapaklıydı. Bunu ilk defa bu kadar net görüyordu.
"Ama fikrin değişirse, ara beni. Ne zaman olursa olsun açacağım. Tamam mı?" Yutkundu gözlüklü olan sessizce. "Aramayacağım." dedi. "Tüm bunlar saçmalık." dedi. "Blöf yapmayı kes." Jeongguk gülerken geri çekildi. Yanından çekip gitmeden önce, "Kraliyet soyunu hafife alıyorsun." demekle yetindi. Sonra arkasını dönmüş, elleri ceketinin cebinde büyük adımlarla ondan uzaklaşmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sunflowers and kisses
FanficTaehyung gurur kırıcı bir şekilde reddedildiği çıkma teklifinin ardından hazırlattığı ayçiçeği buketini yolda çarptığı rastgele birinin eline tutuşturduğunda, o günü çabucak unutmayı dilemişti. Buketi kabul etmek durumunda kalan Jeongguk ise elinde...