İyi akşamlar👋🏻👋🏻
İnanılmaz uzun bir bölüm niye bu kadar uzun inanın ben de bilmiyorum...
İyi okumalar dilerim~~~
...
Arabanın içinde sık ve derin soluklar, karamel tutamların karışıp yapraklarına dolandığı papatyalardan örülme taç, dolu gözler, göğsüne kadar sıyrılmış tişörtü ve çoktandır bacaklarından ayrılmış, arabanın zemini boylamış şortu. İç çamaşırıyla birlikte ondan çekip alınmış, kendisini etkisi altına almış olan alfaya alt bedenini tam anlamıyla sunmasını sağlamıştı.
Elleri dakikalar önce bağlanmış kemer yüzünden bileklerinden rahatsız hissettirmeye başlamışken Kim Taehyung, başını arkasında kalan araba kapısına doğru yaslamıştı. Rahatsız bir pozisyondu, kabul ediyordu, bağlı ellerini göğsünün üstünde tutarken başını her oynatışında şakakları zonkluyordu. Buna rağmen, tek kelime bile edemiyordu.
Sebebi belliydi. Islak kirpiklerinin ardında mavi irisleri kalçasını kasıklarına yaslamış, dizlerinin üzerinde duruyor denilebilecek siyah saçlıya çevrildi. Üstünü çıkartmamıştı. Yalnızca pantolonunun düğmesi ve fermuarı açılmıştı ve kalçalarına yaslanan kasıkların sıcaklığı, böylece kendisine ulaşıyordu. Onu dürtüyor, karnının altında kıpır kıpır bir hisle heyecanlı soluklar almasına sebep oluyordu.
İstiyordu. İkisini de bu yüzden bu noktaya çekmişti ancak onun aceleci arzularının aksine, karşısındaki adam onu içine çekecekmiş gibi öptüğü anlardan sonra tam anlamıyla ağırdan alıyordu. Ona bakmıyordu bile. Göz göze gelmemişlerdi. Dikkatli kırmızı irisleri belinin yanından sarkan çıplak bacaklarındaydı. Bütün gün şortun altından görmemiş gibi, hatta sanki daha önce hiç görmemiş gibi esmer bacaklarını inceliyor, sıcak parmak uçları teninin üzerinde kayıyordu.
"Jeon-" Taehyung toparladığı soluklarıyla konuşacak gibi olduğunda alfa onu duymamış gibi sözünü kesti. Eliyle tam anlamıyla kavrayabildiği esmer bacakta baş parmağıyla belli bir kısmı okşayıp, "Şu şort, buraya kadar geliyordu değil mi?" diye sordu omegaya. Kirpiklerinin ardından ona baktı. Taehyung kemerle bağlı ellerini biraz kıpırdatıp parmaklarını birbirine sürterken, "Hm." demekle yetindi. Onaylamamıştı ama gerek olduğunu sanmıyordu. Sonuçta siyah saçlı sabahtan beri bacaklarından gözlerini alamıyordu.
"Havalar sıcak tabi, şort giymenden daha normal bir şey olamaz." Bir an duraksadı. "Söylesene bebeğim, o gün, markette, ne giyiyordun?" Taehyung gözlerini kırpıştırdı. Bu konuyu geride bıraktıklarını düşünmüştü. Yerinde biraz kıpırdanıp huzursuz mırıltılar çıkartır ve kalçalarının kasıkları üzerindeki ufak hareketlerini koyulaşmış irisleriyle gözleyen alfayı fark etmezken, "Bunu değil." dedi uzatmazken. "Eşofman... Uzundu ve, yarım tişört vardı." Bakışlarını kaçırdı. "Fotoğrafta... Hoşuna gittiğini söylemiştin."
Doğru... Jeongguk düşündü. Öyle bir şey demişti değil mi? Taehyung kendisine göbek deliğini açıkta bırakan, zarif üst bedenini tam anlamıyla saran tişörtün ve makyajının fotoğrafını attığında. Makyaj da...
Delirecekmiş gibi hissediyordu. Parmak uçları tedirgin edici bir hal alan sessizlikte usulca omeganın ayak bileğine kayar, bir parmağını kanca misali beyaz çorabına takıp sıyırırken ifadesi ciddiydi. Taehyung ne yapacağına anlam veremiyor olduğu için bu sessizliği bozmadan izledi onu. Jeongguk bacağını dizinden kırıp çorabın lastiğinin iz bıraktığı ayak bileğine bir buse kondurduğunda nefesini tuttu.
Öptüğü yeri canını acıtacak raddede ısırdığındaysa inildeyip bacağını kendisine doğru çekmeye çalıştı. Kalçaları yaslı oldukları kasıklara baskıda bulunurken hissettiği sıcaklık katlanmış, ayak bileğinde tutuşu sertleşen adam ona bu karanlık arabanın içinde kaçabileceği hiçbir yer olmadığını hatırlatmıştı. Bağlı ellerini biraz kıpırdattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sunflowers and kisses
FanficTaehyung gurur kırıcı bir şekilde reddedildiği çıkma teklifinin ardından hazırlattığı ayçiçeği buketini yolda çarptığı rastgele birinin eline tutuşturduğunda, o günü çabucak unutmayı dilemişti. Buketi kabul etmek durumunda kalan Jeongguk ise elinde...