28.Bölüm

1.2K 113 34
                                    

YAZARIN AĞZINDAN

Ve Eyla'nın babası sanki birazdan olacakları biliyormuş gibi konuşmuştu. O sırada Yağmur'un telefonu çaldı. Gece bu saatte kim arıyor olabilirdi ki? Yağmur hemen telefonuna baktı. Arayan Elif'ti. Sakince telefonu açtı.

"Ne oldu lan bu saatte arıyorsun?"

Dedi Yağmur. Elif ise gergin bir sesle cevap verdi.

"Canım sıkıldı ya. Bizim Sanem ile kavga ettik."

Yağmur iç çekti. Yine ne yaşıyor bu kız diye düşündü.

"Ne Sanem'i. Öldü y-"

O anda Yağmur durdu. Sanem öleli çok olmuştu. Ve Elif'in de bunu bildiğinin farkındaydı. Bir terslik olduğunun farkındaydı.

"Nerdesin sen şimdi? Geleyim yanına konuşuruz."

"Konum atarım Yağmur. Elin boş gelme gelirken bira falan al. Anladın işte sen."

Elin boş gelme derken silahtan ve bir kaç adamdan bahsediyordu. Anlaşılan tehlikeli bir gece olacak diye geçirdi içinden Yağmur.

"Tamam ben de o iş. Bekle sen beni."

Dedikten sonra telefonu kapattı. Merakla ona bakan baba kıza baktı.

"Baba galiba bu gece biraz sıkıntılı geçecek."

~~~~~~~~

Konuma gelmişlerdi. Çoktan kapanmış bir gece kulübüydü. Adamlar belli olmamak için geride duruyorlardı. Yağmur,Eyla ve elbette ki büyük patron da oradaydı.
Eyla gelmek için inatlaşmıştı onlarla. En son ikisi de pes edip yanlarına almıştı Eyla'yı.

"Ne demek tek gireceksin içeriye?" Diye endişeyle sordu Eyla.

"Eyla ilk önce gidip ne oluyor bakmam lazım. Zaten bir tehlike olursa sizi çağırırım."

"Yağmur haklı kızım. Önce ne döndüğünü anlamalıyız."

Eyla iç çekti ve yerine sindi. Kollarını göğüsünde bağladı. Yağmur son kez silahına bakıp beline koydu. İç çekti ve Eyla'ya yaklaştı. Alnına bir öpücük kondurdu.

"Bir sorun olursa sizi çağıracağım zaten. Sadece bana güven. Tamam mı?"

Eyla dolu gözlerle Yağmur'a baktı. Onun tek başına kendisini tehlikeye atmasını istemiyordu. Belki de ben de öğrenebilseydim kendimi savunmayı tek başına olmazdı diye düşündü. Kafasını uysalca salladı. Yağmur gülümsedi ve alnına tekrar bir öpücük kondurdu. Eyla iç çekti ve Yağmur'a sıkıca sarıldı. Onu uzun süre bırakmadı. Sonra yavaşça geri çekildi ve son kez Yağmur'a baktı. Yağmur son öpücüğünü bırakıp yanlarından ayrıldı ve yavaşça mekâna doğru ilerledi.

Merdivenler alt kata doğru ilerliyordu. Yağmur dikkatle aşağıya iniyordu. Yemi yutmuş gibi gözükmek için silahını yerinden çıkarmamıştı. Ve sonunda bomboş olan kulübe girmişti. İçeride gözlerini gezdirdi. Ve köşede sandalye üzerinde elleri ve ayakları bağlı Elif'i gördü. Yanına ilerlemeden önce dikkatle baktı etrafa. Arkasını kontrol ederek Elif'e yaklaştı.

"Lan it ne oluyor burada?" Dedi.

"Ben de bir bilsem keşke." Dedi Elif yorgun bir sesle.

"Nerdeler?"

"Bilmiyorum. Senle konuştuktan sonra gittiler. Gelmediler."

Dikkatle eğildi ve kollarını ve ellerini çözdü. Elif yorgunlukla ayağa kalktı. O sırada içeriye adamlar damladı. Ardından alkış çalarak giren Poyraz. Tahmin etmeliydim diye geçirdi içinden Yağmur.
Poyraz sırıttı ve konuştu.

"Hoş geldin. Nasıl beğendin mi?"

"Ya aynen ne demezsin çok beğendim."

Poyraz onlara doğru yaklaştı ve durdu. Ellerini önünde birleştirdi ve konuşmaya başladı.

"Evet tahmin zamanı. Sence neden buradasınız?"

"Kıskanç bir köpek olduğun için? Nişanda yediğin lafların acısını böyle mi çıkaracaksın?"

"Nişan? Hayır hayır. Ben koltuğu istiyorum Yağmur. O krallığını başına yıkacağım bugün."

Dedi gülerek. Yağmur elini pantolonunun cebine soktu. Gelmeleri için sinyal gönderdi. Cebin de haber verebilmek için bir tür sinyal aleti duruyordu. Mesaj çoktan hepsine gitmiş olmalıydı. Ama fark edilmemek için uzak bir yerde duruyorlardı. Gelmeleri en az 7 dakika sürecektir. Ölmeyiz inşallah diye geçirdi içinden Yağmur.

"Koltuğu istiyorsun Poyraz ama sen de o koltuğa oturacak göt var mı emin değilim."

Poyraz sinirlendi. Kaşları çatıldı ve dişlerini gıcırdattı. Derin bir nefes aldı.

"Neden? Neyim eksik benim?"

"Sence ben mal mıyım? Sence ben anlamadım mı?"

"Neyi?"

"Aslında Elif'in tehlikede olduğunu sence ben anlamadım mı?"

Poyraz iç çekti. Sonra ise sırıttı.

"Anlamışsın ama boş gelmişsin. Arkadaşının iyiliği için de boş gelmezsin ya."

"Senin bilmediğin bir duygu değil mi ya? Pardon unutmuşum."

Poyraz daha da sinirlendi. Ellerini yumruk yaptı.

"Neyse geç sen dalganı. Bu gece senin son gecen. İstediğini yap. En azından sana bu özgürlüğü vereyim."

"Ben bundan emin olmazdım."

"Teksin Yağmur. Sen her zaman tektin. Gerçekten Eyla ve amcan senin yanında mı sanıyorsun?"

Yağmur sinirlendi Poyraz'a saldırmamak için zordu.

"Kendini benimle karıştırma Poyraz. Babasına yaranmak için altından kalkamayacağı işler yapan kişi sensin. Ben değil."

Poyraz'ın yarasına tuz basılmıştı. Sinirlendi ve derin bir nefes aldı. Yumruk yaptığı ellerini sıklaştırdı.

"Komik değilsin Yağmur. Hem de hiç. Son saniyelerini böyle mi geçirmek istersin?"

Yağmur içinden saniyeleri sayıyordu. Ve şimdi dedi Yağmur içinden. O sırada içeriye Yağmur'un adamları girdi. Bunu fark eden Poyraz ve ekibi hemen silahlarına sarıldı. Yağmur ve Elif birbirinden uzaklaştı o anda. Sakin ve bomboş olan gece kulübünün içerisi bir anda savaş alanına dönmüştü. Elif kendini siper edecek bir yer arıyordu.

O sırada Poyraz onu gördü ve silahını ona doğrulttu. Elif fark etmemişti. Bunu fark eden Yağmur siper edindiği yerden kalktı ve hızla Elif'e doğru koşmaya başladı. Elif'e ulaşabilmek için tüm gücünü kullanmıştı. Ona yaklaştı ve Elif'in üstüne doğru atladı. İkisi de yeri boyladı.Fakat Poyraz silahını çoktan ateşlemişti. O an zaman durmuş gibiydi. Son duyulan ses yere düşen mermi kovanının sesiydi. Yer de bir kaç defa sekti mermi kovanı. O sırada dışarda bekleyen Eyla'nın içini bir ürperti kapladı. Endişeyle babasına baktı. Ve olaydan habersiz olan kilometrelerce uzakta olan Yaren uykusundan bir anda uyandı. Huzursuzca yatağında doğruldu. Mermi nereye isabet etmişti?

Biraz ekşin olsun. Moralima bozuqa da biraz ondan böyle bir bölüm oldu. Hayırlı uğurlu olsun vatana millete. Kim vurulmuş olabilir????

My Cousin (gxg) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin