27.Bölüm

1K 112 79
                                    

Saatlerce dolabımın önünde volta atıp durdum. Nasıl bir ortama gidecektik,nasıl giyinmeliyim bilmiyordum. Eh Yağmur'un tuzu kuru tabii giydi takım elbisesini yine yatakta uzanmış bana bakıyor. Sinirle ona döndüm.

"Ya ne giyeceğim ben?"

İç çekti ve yatakta doğruldu.

"Bebeğim bak depoya gidiyoruz. Kirli olur ona göre bir şey giy."

"Çok açıklayıcı oldu şuan."

En son pes edip ayağa kalktı ve dolabımda ki elbiselerime bakmaya başladı. Kollarımı bağlamış onu izlerken bir elbiseyi çıkarttı ve uzattı. Saten,koyu yeşil vücudu saran uzun bir askılı elbiseydi.

"Bunu giy."

"Emin misin?"

"Eminim."

Elinde ki elbiseyi aldıktan sonra yatağa geri uzandı ve beni izlemeye devam etti.

"İzleyecek misin böyle?"

Dedim kızararak. Hafif sırıttı ve konuştu.

"Evet."

Utana utana soyunup o elbiseyi giydim. O da arsızca beni süzdü. Şikayetçi değilim ama insan utanıyor yani. Giyindikten sonra da uyumlu bir makyaj yaptım.

"Tamam mı?"

"Bir dakika."

Saçlarıma da ufak ufak şekil verdim.

"Tamam. Gidebiliriz."

Yataktan kalktı ve beraber avluya indik. Arabaya bindik ve yolculuğumuza başladık.

~~~~~~~~~

O kadar uzak bir yere gelmiştik ki yolculuk 7 saat sürmüştü. Çoktan hava kararmıştı. Yağmur arabayı durdurdu ve bana baktı.

"İçerde benim yanımdan ayrılmıyorsun bu bir. İkincisi beni dikkatle izle çünkü bu da eğitimlerinden biri. Olur da tehlikeli bir şey olursa hemen burayı terk ediyorsun ve babana haber veriyorsun."

Dedikleri ile şoka girdim. Onu bırakıp gitmemi mi istiyordu gerçekten?

"Ne demek terk ediyorum? Sen ne olacaksın peki?"

"Ben bir şekil başımın çaresine bakarım. Sen kendini kurtar ve babana ulaş."

"Ne? A-"

"Eyla! Dediğimi yap. Sözümü ikiletme."

İç çektim ve kollarımı bağladım. İyiliğini düşünüyorum. Kızmasına gerek yoktu.

"Bebeğim bana bak."

İnatla kafamı çevirip ona bakmadım.

"Balım."

Elini yanağıma koydu ve okşadı.

"Yapma böyle. Anlıyorum seni endişeleniyorsun. Ama duygularınla değil mantığınla hareket etmelisin. İkimizi içerde korumam zor olur. En azından sen kaçarsan kendimi korurum."

Doğru söylüyordu ama üzülmüştüm bir kere. Bir anda kolumdan beni tuttu ve kendine çekti.

"Tamam mı küçük hanım?"

"Off tamam."

"Of denmez sevgiliye."

"Bal gibi de denir."

Güldü ve yanağıma bir öpücük kondurdu.

"Hadi bebeğim. İnelim artık."

Dedikten sonra beraber arabadan indik. Koluna girdim ve depoya doğru ilerledik. Bir kaç maskeli adam bizi karşıladı ve deponun aşağısına doğru götürdü. Aşağı indiğimizde büyük bir kumar ortamı ile karşılaştık. Her masa boştu. Biri dışında.
Aziz bey denilen adam ortada ki masada oturmuş gülümseyerek bize bakıyordu. Yağmur'un kolunda ki elimi istemsizce sıktım.

My Cousin (gxg) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin