"Onu kendine aşık et ve sana güvenmesini sağla. Artık bir sevgilin de olmadığına göre bu görevi rahatça yerine getirebilirsin. Umarım bana bir kazık atmazsın güzel kızım. Biliyorsun sonuçları ağır oluyor." Dedi. Sonuçlarını bilmem ama ona attığım kazık ağır olacaktı. "Beni tehdit etme kadın. Tehdit edildiğim herşeyi yapmak gibi bir huyum var. Biliyosun bu huyum sana çok şey kaybettirdi. Sıradaki canın olmasın, kullandığın kelimelere dikkat et." Dedim ve ayağa kalktım. Benim ayaklandığımı gören annem de ayağa kalktı.
Aşağıya indiğimde Alper salonda Serkan Karahan'ın karşısında tüm heybetiyle oturuyordu. Beni görünce ayağa kalktı ve hasar tespit yapar gibi beni baştan aşağı süzdü. Yüzünü kaplayan öfke yüzümdeki yaralardan olmalıydı. Serkan Karahan'a dönüp "Hiçbirşey olmadı, iyi demiştin. Dalga mı geçiyorsun benimle." Diye çıkıştı. Bana döndü ve birkaç adımda yanıma ulaştı. Yüzüme bakıp "İyimisin güzelim? Canın çok yanıyormu? Başka biryerinde birşey varmı?" Dedi. Beni kendine çekip sarıldığında "Sana birşey olacağı düşüncesi o kadar boktan bir düşünce ki, deliriyordum neredeyse. William saldırıya uğrayınca seni kaçırdılar zannettik çok korktuk Aden çok." Dedi.
Bana öyle bir sarılıyordu ki bir an boğulacağımı düşündüm. Merdivenden gelen topuklu ayakkabı sesleri son bulduğunda Alper'in kolları bir anda gevşedi ve Alper bir adım geri gitti. Artık sarılmıyorduk. Alper "Senin ne işin var burda lan" Dedi sert bir sesle. Annemle konuşuyordu.
Annemin kahkahası salona yayıldığında Alper'i buradan derhal çıkarmam gerektiğini fark etmiştim. Annemin arkamdan gelen sesi "Güzelim mi dedin sen, komikmiş." Dedi ve bir kahkaha daha attı. "Annen de böyle derdi Aden'e. Göz bozukluğu genetik galiba sizde." Diye ekledi ve gülmeye devam etti. Alper elini beline götürdüğünde hızlı refleksler ile onu durdurmuştum. Alper "Sen kimsin benim annem hakkında konuşabiliyorsun. Yaptığın kahpelik boyunu geçti lan. Senin gibi fahişe görmedim lan ben hayatımda." Diye bağırdı.
Ben onu tutuyordum ancak daha fazla tutabileceğimden de emin değildim. Serkan Karahan ne zaman yanıma gelmişti bilmiyorum ancak Alperi tutmama gerek kalmamıştı çünkü Serkan Bey o görevi üstlenmişti. Tam rahat bir nefes alacakken elindeki silahı Alper'e doğrultmuş Dündar'ı gördüm. "Yeter!" Diye bağırdığında herkes dönüp bana bakmıştı. "Birincisi Dündar bir daha sevdiklerimden herhangi birine silah doğrultursan o silahı tutan elini delik deşik ederim. İkincisi sen kadın haddini aşma yukarıda dediğimi yaparım. Alper sende sakin ol artık başımdaki dert bir tane değil, sen de yenisini ekleme." Dedim sert sesim anlamalarına yardımcı olmuş olacak ki annemin gülümsemesi soldu, Dündar elindeki silahı beline geri koydu ve Alper debelenmeyi bıraktı. Hepsi dönmüş bana bakıyorlardı.
Alper tam bir şey söylemek üzere ağzını açmıştı ki konuşmasına izin vermeden "Alper yürü gidiyoruz fazla uzadı bu saçmalık." Dedim ve kapıya yöneldim.
⛓
Arabadan indim ve üşüyordum. Elbisemi değiştirebilsem ne olurdu yani. Alper üşüdüğümü anlamış olcak ki omuzlarıma açılışta giydiğim kürkü koymuştu. Arabada bulunduruyor olmalıydı ama şuan bunu düşünemeyecek kadar yorgundum. Hava henüz karanlıktı ve uyumak istiyordum. Eve girdiğimde üşümem son bulmuştu çünkü babam bana sarılmıştı. Burada tam olarak ne yapıyordu.
Ben ona sarılmadım ve o da bunu fark ettiğide geri çekildi. Kaşlarım hafif çatıktı ve babam asla kaşlarımla ilgilenmiyordu. Gözleri dudağımdaki yara ve yanağımdaki morluk arasında geziyordu ve asla gözlerimle buluşmuyordu.
Sonunda gözlerime baktığında "Bunu sana kim yaptı?" Dedi. Kaşları çatılmıştı ve bana içindeki acıyı göstermemeye çalışıyordu. İçi acıyordu. Sanki yıllarca annem beni döverken yanımdaymış gibi 21 yıl boyunca acı çekmeme göz yummamış gibi bunu sana kim yaptı diye soruyordu. Yüz ifademi asla bozmadan "Sen." Dedim ve "Sen yaptın baba. Sen göz yumdun." Diye ekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOKUNUZ BEYFENDİ
AcciónBir kadın düşünün yaşananlar hayatını mahvetmiş ve kadın intikam almaya yemin etmiş. Ve bir adam düşünün gitmek &kalmak arasındaki seçim bile ona ait olamamış