12. Bölüm: Aşırı Tepkiler

10 4 0
                                    

"Benim bu akşam bir uçuşum va-"
"Benim bu akşam bir uçu-"

Aynı anda sarf ettiğimiz cümleler, ikimizinde susmamızı sağlamıştı. Serkan eliyle konuşmamı işaret ettiğinde lafa girdim.

"Benim bu akşam bir uçuşum var. Bir arkadaşımın annesi vefat etti. Benim de, onun cenazesinde bulunmam gerekiyor." Dedim.

Serkan yüzünde oluşan, varla yok arası gülümseme ile gözlerimin içine baktı ve "Arkadaşının adı Yeşim olabilir mi?" Diye sordu.

"Evet" dedim tereddütle. Bunu bilmesine şaşırmıştım çünkü, daha önce Yeşim'in ağzından Serkan ile ilgili birşey duymamıştım. Bu durum beni şaşırtmıstı çünkü daha önce Yeşim'e Serkan ile ilgili sorular sormuştum ve o bilmediğini söylemişti.

"Siz nereden tanışıyorsunuz Yeşim'le?" Diye sordum. Serkan gülümsemeye devam ederek "Yeşim yakın arkadaşım, onunla beş sene önce Londra'da bir defilede tanışmıştık." Dedi.

Bunu bilmiyor olmam gerçekten saçma bir hal alıyordu. Yeşim'in beş senelik arkadaşı hakkında neden yalan söylediğini bir an önce öğrenmek istiyordum.

Serkan "Hatta kendisiyle bir dönem-" Diye söze başladığında telefonum çaldı. Arayan Yeşim'in ta kendisiydi.

Telefonu açtım. Yeşim'in sesi korkmuş geliyordu.

"Aden ben kayboldum, nerede olduğumu bilmiyorum. Kimse telefonlarımı açmadı. Yardım edin bana." Dedi. Nefes nefese kalmıştı ve ne olduğunu doğru dürüst anlatamıyordu.

Ayağa kalktım ve "Yeşim nasıl kayboldun sakince anlat. Ben birilerini gönderiyorum seni aramaya. İyi misin?" Dedim. Bir yandan Alper'e mesaj atıyordum. Yeşim ağlamaya başladı ve "Aden bacağım kanıyor ve sanırım parmağımda kırık var. Ben evde oturuyordum daha sonra alt kattan bir ses duydum. Odamın kapısını açtığımda Seyfi'yi gördüm. Yerde yatıyordu ve ölmüştü. Çok korktum. Seyfi'nin belindeki silahı alıp aşağıya indim. İki tane adam vardı, maskelilerdi. B-beni fark ettiklerinde birinin silahı vardı. Onun topuğuna sıktım ama diğeriyle boğuştuk. Yerden bi cam parçası alıp bacağıma sapladı, ben de bacağımdaki camı çıkarıp onun yanağına sapladım ve kaçtım. Ormanın neresindeyim bilmiyorum ama bağrışma sesleri geliyor." Dedi.

Yeşim'i orada tek bırakan teyzesinin neyin kafasını yaşadığını gerçekten bilmiyordum ancak Yeşim'in korku dolu sesi bana aşırı seviyede endişe verdiği için bunu sağlıklı düşünemiyordum da. "Tamam güzelim, yanına birilerini yönlendirdim, şimdi sakin ol. Olduğun yerde oturabileceğin bir yer bul, fazla göz önünde olmayan bir yer olsun. Üzerinde ne var şuan?"

Yeşim beni sakince dinleyip cevap verdi. "Üstümde tişört ve sweat var. Ne yapacağım bunlarla?" Yeşime kısa sürede cevap verdim. Bir yandan vakit kazanmaya çalışıyordum."tişörtünden bir parça yırt ve bacağındaki yaranın üç parmak üstüne biraz sıkarak bağla." Dedim. Ardından kesilen telefon ile herşey daha çok karışmıştı.

Mekandan Serkan ile birlikte çıkışımız ve yolda yapılan sayısız telefon konuşmaları durumun vahametini ortaya seriyordu.

Serkan beni evime bıraktığı için vakit kaybetmiş ve karargaha gitmem gerekenden 20 dakika daha geç gitmiştim. Karargahtaki kargaşa ve Sergio'nun herkese bağırmasının üzerine bide tüm vücudumu esir alan regl sancısı ile herşey fazlasıyla çekilmez hale gelmişti. Yeşim'in beni aramasının üzerinden bir saat geçmesine rağmen hâlâ ona ulaşamamıştık. AİM INTELLIGENCE ile bağlı İzmir karargahlarının hepsi alarma geçirilmesine ve yaklaşık elli ajanın Yeşim'i aramak için görevlendirilmesine rağmen hala ondan bir iz bile bulamamamız oldukça saçmaydı.

KOKUNUZ BEYFENDİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin