⛓
Gözlerimi açılmaya zorlayan güneş ışıkları ile yeni güne gözlerimi açtım. Bundan birkaç gün öncesine kadar gözlerimi açtıktan sonra yaptığım ilk şey William'a mesaj atmak olurdu. Ancak artık bunun hiçbir önemi olmadığını anlamak zorundaydım.
Yataktan doğruldum. Başım ağrıyordu ve sanırım bir süreliğine alkol tüketimimi durdurmalıydım. Hızlı bir duş alıp hazırlandım.
Aşağıda Alper bekliyordu. Beni ehliyetimi almaya götürecekti. Cezam bitmişti. Aşağıya indiğimde Alper'e günaydın dedim ve hızlıca dışarıya çıktım.
Topuklu çizmelerimden gelen hoş tıkırtı ve mini etek ile çizme arsında açık kalan tenime vuran soğuk eşliğinde arabaya bindim. Saçlarımı topuz yaptığım için açıkta kalan boynumu gri bir atkı ile mümkün olduğunca kapadım. Araba dışarısı kadar olmasa da soğuktu ve üşümemek için yanıma aldığım ve dizime kadar inen gri kabanımı giydim.
Alper arabayı çalıştırıp hareket ettirirken bana bakmadan konuştu. "Serkan Karahan'dan hoşlandığına hala inanamıyorum. Ama bana onu anlatışın ve onu anlatırkenki mimiklerin bir şekilde inanamı sağlıyor." Alper söyledikleriyle bana birşeyi tekrar hatırlatmıştı. Ben bir karar vermiştim. Bu oyunu oynayacak ve bu hayattaki baş düşmanımı alaşağı edecektim.
Telefonumu çıkarıp Serkan'ı aradım. Telefon ikinci çalışında açıldı. Bir kadın sesi "Serkan Karahan'ın şahsi telefonu, buyurun" dedi. Bu kadın Serkan'ın asistanı Şebnem hanım olmalıydı. "Serkan Bey ile görüşmek istiyorum." Dedim. Şebnem hanımın cevabı "Tabii. İsminizi öğrenebilir miyim hanımefendi?" Oldu.
Adımı söyledikten sonra Şebnem hanım beni Sekan'a bağlyacağını söyleyerek konuşmayı sonlandırdı. 10 saniye kadar bekledikten sonra Serkan'ın sesini duydum. "Alo, günaydın Aden." Dedi. Alper'in görmesi için flörtöz bir gülümseme ile konuşmaya başladım.
"Alo, sana da günaydın Serkan. Bu gün bir akşam yemeği için müsait misin acaba diye merak ettim."
Sekan hoşnut olduğunu belli eden bir tonlama ile "Güzel bir hanımefendi ile yemek yemek mi? Kulağa hoş geliyor."dedi. "Güzel. Mekanı ve saati mesaj atarım o halde. Akşam görüşmek üzere." Dedim ve Serkan'da iyi günler dilediğinde telefonu kapattım.
Alper'in şaşkın bakışları gözlerime değerken "Akşam yola çıkacaksın sanıyordum." Dedi. "Çıkacaksın derken? Sen benimle geliyorsun." Dedim. Benimle gelmeliydi çünkü anneminde bulunduğu bir cenazede onu bırakamazdım ve orada kalmak gibi bir niyetim de kesinlikle yoktu.
Alper gülerek "Ben geleceğimi söylediğimi hatırlamıyorum, hem unuttun sanırım. Bana bir ceza verdin. Yani pazartesi sabahına yetiştirmem gereken bir masa dolusu dosya var." Dedi. Haklı olabilirdi. Bu durumun beni ilgilendirdiğini sanmıyordum. Gelmek istemiyorsa gelmezdi ve sırf yalnız gitmemek için onu zorlayacak halim yoktu.
"Her neyse. Benim uçağım 23.00' de kalkacak. Yani akşam yemeği yemek için vaktim olcak. Hem bir bakarsın duygularımız karşılıklıdır ve bir ilişkiye başlarız. Yani zaten şuan hisleri yoksa bile, hislerinin oluşmasını sağlarım. "
Alper "Aden Karsu'da geri döndüğüne göre bana ihtiyaç kalmadı sanırım" Dedi.
⛓
Ehliyetimi geri almak ve yazılan cezayı ödemek için gittiğimiz trafik şube denetleme müdürlüğünde işimiz kısa sürmüştü. Alper'in birlikte kahvaltı etme fikri ile gittiğimiz kahvaltı mekanında sağlam bir kahvaltı yapmıştık. Ardından sürekli gittiğimiz alış veriş merkezine gidip yeni kıyafetler, aksesuarlar, takılar ve bir kaç parça kozmetik ürünü aldık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOKUNUZ BEYFENDİ
AcciónBir kadın düşünün yaşananlar hayatını mahvetmiş ve kadın intikam almaya yemin etmiş. Ve bir adam düşünün gitmek &kalmak arasındaki seçim bile ona ait olamamış