bölüm üç, yeni sanrılar

171 33 22
                                    

Jeonghan zorlu bir ataktan sonra gözlerini hastanede odasında açması olası bir durumdu. Bazı atakları baygınlık bile geçirtmeyecek kadar basite indirebilmişken bir ay gibi bir süre aklını bulandıran bir olay onu tabiki de mahvedebilirdi.

Aynı günün akşamı özel kliniğin ona tahsis edilmiş odasında uyandı. Başında annesi ve babası duruyordu. İlk uyandığı an ve bir şeyleri idrak ettiği o gerçek an arasında bazen kısa bazen de uzun bir ara oluyordu.

Şanslıydı ki bu duruma alışan ailesi o arayı yumuşatmak için durumu olabilecek en basit şekilde açıkladılar. Jeonghan uyumadan öncesine kadar varlığına tamamen bağlandığı Scoups'un gerçek olmaması o an itibariyle kendisini delicesine vurmuyordu. Böyle durumlara alışmıştı açıkçası.

Durumu kabullendi. Onun gerçek olmadığını, komşusuyla hiç yakından tanışmadığını anımsadı. Yaptıkları için kendisini mahcup hissetti. Bu kadar ipin ucunu koparmamalı, en başında ailesinin sözlerine güvenmesi gerekirdi. Hata etmişti.

Mental olarak dibi gördüğü anlardan birini geçirdiği için kendisini aşırı bitkin hissediyordu. Vücudundaki her bir kas atak sırasında şiddetli kasılmalarından sebep ağrıyordu. İyi bir dinlenmeye ihtiyacı vardı. Bunun için de bir an önce eve gitmesi gerekiyordu.

Rahatsızlığından dolayı sürekli takip edilen bir hastaydı Jeonghan. Şehirdeki en iyi psikolog Kim Mingyu da onun düzenli kontrollerini ve her atak sonrası durumunu kontrol eden biricik doktoruydu. Bu yüzden şu an yattığı kliniğindeydi ve çıkmak için tam olarak onun onayını bekliyorlardı. Şanslıydı ki uyandıktan kısa bir süre sonra odaya geldi.

"Yoon Jeonghan, uzun zamandır görüşmüyorduk."

Yatağın başında duran dosyayı alıp baktı. Atakları sonrası herhangi bir hasar alıp almadığına dair birkaç test ve görüntü alınırdı. Doktor Mingyu onları incelerken konuşmaya devam etti.

"Nasıl hissediyorsun kendini?"

Jeonghan her zaman ona içtenlikle yaklaşan doktoruna karşı samimiydi.

"Yorgunum, bir an önce eve gidip dinlenmek istiyorum."

Mingyu testlerin olduğu dosyayı yatağın kenarındaki yerine geri astı.

"Herhangi bir sıkıntın yok gibi duruyor. Normalde 24 saat gözlem altında durman gerekiyor biliyorsun değil mi?"

Biliyordu tabiki de ancak hastanede uyumaktansa kendi odasında uyumayı tercih ederdi. Lakin bu durumu ilk defa yaşamadıklarını her ikisi de bildiği için bu gözetimi evde ailesi kontrolü altında yapılmasına izin veriyordu.

"Boşuna hastanede canını sıkmayalım taburcu edelim. Lakin yakın bir zamana bir görüşme daha ekleyelim. İlaçlarını kullanıyorsun değil mi?"

Jeonghan o konuda emin değildi işte. Kullandığı ilaçlar ağır reçete şizofren ilaçlarının en az etkili olanlarından olsa bile hayal âlemine dalıp iki doz alma korkusundan bazen aksatıyordu. Doktor bunu hissetmiş olmalı ki sessiz cevabına karşılık verdi.

"Eğer ilaç takibini sen sağlayamıyorsan ailen bu konuda sana yardımcı olmalı. Önemli olan böyle ilaçları dengesiz kullanmaman. Biliyorsun bu da sana zarar verebilir."

Annesi durumu üstlendiğinde olay tatlıya bağlanmış gibiydi. Mingyu istediklerini almış gibi samimiyetle gülümsedi.

"O zaman görüşürüz diyelim. Bir ara terapi toplantılarına da gelmeni tavsiye ederim."

Daha önce de gelmesini dile getirdiği şeye annesi tam o andaki gibi kesin ve sert bir şekilde reddetti.

"Jeonghan toplantılara katılmayacak."

hayallerim düşer avuçlarına | jeongcheolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin