1977, ekim
"Sevgili Carmenta,
Durumdan Dumbledore'a bahsettim. Senin aydınlık tarafta oluşun bizi yenilmez kılarmış. Seni okulda muhafaza edeceğini söyledi, fakat öğrenci olarak gelmen imkansız. Bunu nasıl yapacak - yani bakanlığa nasıl açıklama yapacak... Bilmiyorum. Fakat Hogwarts'tan daha güvenli bir yuva bulamazsın, eminim buraya geldiğinde her şey düzelecek.
Dumbledore, Onu delirtebileceğin kadar delirtmeni istedi. Regulus'tan duyduğuma göre bu işte oldukça iyiymişsin :) sana güveniyorum!
S.B"
Carmenta mektubu hızla yaktı. Regulus ile asla bu kadar sık mektuplaşmazdı bu yüzden Voldemortun dikkatini çekmek istemiyordu. Cevap mektubunu bir süre yollamayacaktı, onu hafife alamazdı... O evrenin en zeki -aynı zamanda en iğrenç- büyücülerinden biriydi ve Carmenta hayatta kalmak için ona uyum sağlamak zorundaydı. En azından bu plan için.
Hızla yatağından kalktı. Madem ona Voldemortu delirtme görevi verilmişti, yapacaktı. Hoş, böyle bir görev verilmese bile Carmenta bunu zevkle yapardı. Hatta onu öldürmesi söylense bir an bile acımazdı. Bazen, bazı insanlar hayatı çekilmez kılabiliyordu ve böyle bir durumda tek çözüm sonuna kadar savaşmak oluyordu. Carmenta da sonuna kadar savaşacaktı, bir kere yola çıkmıştı. Tekrar kaderini kabullenmeyecekti.
Kolundaki saatini kontrol etti. Gece biri gösteriyordu, Voldemort bu saatte uyumazdı ve yüksek ihtimalle çalışıyordu. Koridora çıktığında sessiz ve karanlık koridorun soğukluğunu teninde hissetti Carmenta. Bu evin içinde kendini her zaman soğuk hissederdi. Halbuki kalbi yaz güneş kadar sıcacıktı...
Voldemortun çalışma odasına geldi ve kapıyı sertçe açtı. Kavga çıkarmak için bir konu düşünmemişti. İhtiyacı yoktu, konu olay çıkarmak olduğunda üstüne yoktu. Yani en azından Voldemort ona böyle diyordu.
Fakat tahmin ettiği gibi olmadı çünkü oda boştu. Carmenta istemsizce yutkundu. Voldemort geceleri asla uyumazdı. Gün doğumuna yakın dört saat uyur ve sabah erkenden işlerine devam ederdi. Şu an çalışmıyor oluşu garipti. Bir şeyler karıştırıyor olmalıydı ve bu Carmenta'nın hiç hoşuna gitmemişti.
Genç kız panikle odanın kapısını geri kapattı ve yutkundu. Aklına sokulan düşüncelere engel olamıyordu. Onu yine aldatıyor olabilir miydi?
Voldemort cinselliğe düşkün biri değildi fakat Bellatrix'e bir türlü karşı koyamıyordu ve bu durumun Carmenta maalesef farkındaydı. Ancak ne yapması gerektiğini bilmiyordu. İçini kaplayan huzursuzlukla, titreyen adımlarla ve öfkeli bir kalple Voldemortun odasına ilerledi. Kapının önüne geldiğinde nefesini tuttu. Bir kadının kesik kesik inlediğini duyabiliyordu.
Carmenta dişlerini sıktı, sonra güldü. Sırtını duvara yasladı ve ses çıkmamasına özen göstererek delicesine güldü. Kesik kesik, ruhunun jiletlenmiş izlerine bakarak güldü. Sonra ağladı. Kanayan gözleriydi, fakat özünde ruhunda kabuk bağlayan hiç şüphesiz kalbiydi.
Aldatılmaya dayanamıyordu. Sözleşmenin geçersiz olduğunu kanıtlayamıyor oluşuna dayanamıyordu. Bu son noktaydı, bir kez daha her şeyi yutmaya dayanamazdı. Onun da bir onuru ve şerefi vardı.
Dakikalar sonra gözlerindeki yaşlar kurudu, yüreğindeki acı geçti. Bu kez içinde bir öfke belirdi. Bu öfke öyle bir öfkeydi ki tüm Dünyayı yakıp kavuracak kadar büyüktü. Hırsla ayağa kalktı, bir kez daha susmayacaktı. Artık dayanamıyordu, adam yerine konmamaya gerçekten dayanamıyordu. Dayak yiyen oydu, neden? Sırf kendini savunduğu için. Fakat sefasını çeken her seferinde başkaları oluyordu! Carmenta artık itaat etmeyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Orenda - James Potter
FanfictionSu yolunu bulur. Öfke gediğine oturur ve aşk Carmenta, aşk her daim doğru insanı bulur. •Wrt, bbulutlaratutsak• •James Potter FF• •Can&Au• •2023•