•2• Bazı Kararlar

796 76 37
                                    

1977, ekim

Bazen acımasız kararlar vermemiz gerekir. Aslında içten içe o şekilde davranmak istemeyiz ama hayat -ya da kader her ne derseniz- bizi o şekilde davranmaya mecbur kılar.

Ve Carmenta şu an bir bebeği öldürmek zorundaydı.

Bebeğin şuçu var mıydı? Elbette hayır.
Fakat nişanlısının başka bir kadından çocuğu olmasına tahammül edemezdi. Carmenta'nın istediği zaman ne kadar acımasız olduğunu bilmeyen yoktu. Kimse onun bir bebeği öldürmesini yadırgamazdı. Bebeği öldürmezse nişanın bozulmasını sağlayabilirdi bunu pekala başarırdı da... Fakat gururunu hiçe sayabilir miydi? Aptalca bir karar verdiğini biliyordu, uzun vadede hata yaptığının da farkındaydı ama yine de yapacaktı.

Carmenta Black bir hataydı ve hatalar yapardı, bu onun doğasında vardı

"Yalvarırım ona dokunma." Bellatrix acıyla inledi. Malfoy malikanesinin en alt katında, bir zindanda yatağa zincirli şekilde bekliyordu. Carmenta onu buraya bağlamalarını emretmişti ve tabii ki kimse ona karşı çıkamamış Bellatrix'i bağlamışlardı.
Bellatrix, hamile kaldığında Narcissa ile resmen Carmenta'yı aşağılamışlardı. Carmenta kendisine yapılan Hatayı affetmemeyi küçük yaştan beri öğreniyordu. Eğer affederse, bu düzende ayakta kalamazdı. Acımasız olmazsa, acınacak hale gelirdi...

"O bana ait Lestrage. Senin canın da bana ait, karnındaki piçinde!" Carmenta, kıvırcık saçlı kadının çenesini tuttu ve kendine nefretle bakan gözlerinden cesaret aldı. Bellatrix'in bebek umrunda değildi, o bebeğin lorttan olması önemliydi. Eğer ölürse, gücünü kaybederdi.

"Benim bebeğimi öldüremezsin! Bebeğim bir piç değil Carmenta ve babasını ikimiz de biliyoruz!" Bellatrix adeta tükürerek konuştu. Bir yandan ellerini sürekli çekiştiriyor, kurtulmaya çalışıyordu.

"Bana adımle seslenemezsin!" Carmenta asasını kadının çenesine götürdü ve onun acı çekmesine yarayacak bir lanet attı. "Benim nişanlımla birkaç gece geçirmen senin pozisyonunda bir değişiklik yapmaz. Hatta seni basitleştirir, neden biliyor musun?" Carmenta laneti kesti ve acıyla kesik kesik nefesler alan kadına baktı. "Sen öz kuzeninin nişanlısıyla yatan ve kuzeninin hayatına özenen bir zavallısın!"

Bellatrix sustu. Diyecek bir cevabı yoktu çünkü Carmenta haklıydı. Bu bebeği tamamen Carmenta'yı kıskandığı için istiyordu, sevgiden değildi. Ayrıca o bir ölümyiyendi, Voldemort onu hizmetkar olarak görüyordu - bu durumda mevki olarak Carmenta onun katbekat üstüydü. Leydisiydi, onun istediği hayattı...

Carmenta'nın intikam alması, hesap sorması veya ceza vermesi gereken kişi Bellatrix değildi. İki kadında bunu biliyordu fakat Carmenta'nın Voldemorta ceza vermeye ne gücü vardı ne de cesareti.

"Bu bebek ölse bile, tekrardan onun kanını taşıyan bir varise sahip olacağım!"

"Varis mi?" Carmenta itici bir şekilde güldü. "Bu bebek yok olacak Bellatrix, ben yok etmezsem babası edecek. Neden olduğuna dair fikrin yok öyle değil mi?" Kocaman bir sessizlik oldu. "Eğer o bebek doğarsa, bizim nişanımız bozulur! Aldatmanın kanıtı o bebek, sence Tom senin gibi bir zavallı için benden vazgeçer mi? Bir daha sana elini bile sürmeyecek..."
Yatakta yatan kadın bu sözlerle öfkeyle çığlık attı. Kaybetmişti. Artık bu bebeğin yaşamasının hiçbir yolu yoktu.

Carmenta asasını Bellatrix'in karnına tuttu. Artık uzatmanın anlamı yoktu, saniyeler içinde kadın acı bir çığlık attı ve yatak kan gölüne döndü.
Düşük yapmıştı.

Carmenta odadan çıktı, çıkar çıkmaz bebeğin ölüsünü Bellatrix'in karnından almak için odaya şifacılar girdi. Her şey önceden ayarlanmıştı, şimdi sırada Voldemorta bu gerçeği söylemek vardı. Genç cadı onun öfkeleneceğini düşünmüyordu ama içten içe öfkelenmesini umuyordu...
Bir insan, kendi gözüne yumruk atılmasını ister miydi? Carmenta istiyordu.

Orenda - James Potter Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin