1977, Aralık
Japonlar der ki; eğer çok uykunuz varsa ama uyumaya zihniniz izin vermiyorsa olmak istediğiniz yerde ve olmak istediğiniz kişinin yanında olmadığız içindir.
Carmenta bir türlü uyuyamıyordu, ona korkuyla bakan seherbazları bir türlü zihninden silemiyordu. Uyumak istediğinden bile emin değildi, kabuslar göreceğini bile bile neden kendine eziyet edecekti ki? Derin bir iç çekti. Yatağından doğruldu ve komodininin üstündeki sürahiden bir bardak su içti. Suyun boğazından aşağıya kaymasıyla ceviz tanesi kadar olan uykusu da kaçmıştı. Ayaklarını yataktan sarkıttı ve birkaç saniye odasının zeminindeki ince örtüyü inceledi.
Ölümyiyenleri geri püskürtmüştü, Voldemorta kısa çaplı da olsa zarar vermişti, yaralanan seherbaz iyiydi, bakanlık ona iyi davranıyordu. Ve genç cadı, bunlae sayesinde hayatında ilk kez kendini başarılı hissediyordu. Carmenta gerçekten bir şeyleri başarıyordu ve bunu söylemek, haykırmak, herkesin içinde dile getirmek istiyordu. Başkalarının gözünde başarısızsa bile bu mühim değildi, kendince yeteri kadar iyiydi.
Carmenta yataktan kalktı ve cübbesini giydi. Biraz antreman yapabilirdi, bayağıdır büyüler üzerinde çalışmıyordu. İhtiyaç odasının yerini adı kadar iyi biliyordu ve ihtiyaç odasında büyü çalışabilirdi. Voldemort bu geceden sonra onu rahat bırakmazdı, aksine üstüne daha çok gelecekti. Kişisel olarak zarar veremiyor oluşu ve Black ailesini korumakla mükellef oluşu ona bir engel değildi. Anlaşmayı bozmadan yok etmenin yolunu bulabilirdi.
Birkaç merdiven çıktı ve hızla önünde beliren kapıyı araladı. Zihninde hayal ettiği gibi ok atışı için hedef tahtası, büyü çalışmak için maketler ve heykleler, birde iksir çalışmak için masa vardı. Her şey eksiksiz ve kusursuzdu. Carmenta asasını çıkardı. Üzerinde giydiği siyah saten pijama takımı olduğu için biraz garip ve ciddiyetsiz duruyordu ama yine de antrenman yapması gerektiğini biliyordu. Çalışmak zorundaydı, yoksa kaybederdi.
"Ascendio." Maketlerden üçü havada taklalar atarak paramparça oldu. Carmenta aynı büyüyü defalarca kez tekrarladı, kusursuz olana kadar, bir asa sallamasıyla on maketi paramparça edene kadar denedi. Maketler bittikçe yenilerinin var oluyor olması da kesinlikle işine geliyordu tabii... Yaklaşık iki saat sonra yeterince iyi olduğuna kanaat getirdi. "Everte Statum!" Maketler yine hava sıçrayıp parçalanıyorlardı fakat bu büyü öncekinden daha sarsıcıydı. Gerçek bir insana uygulansa ölüm riski daha fazlaydı. Carmenta bu büyüyle dördüncü denemesinde aynı anda dört maketi parçalamayı başarmıştı. Tam beşinci için kelimeler ağzından çıkacakken odanın kapısının aralanışını duyar gibi oldu.
İlk başta zihninin oyunu sandı fakat panikle arkasını döndüğünde onu gördü. James kahrolası Potter'ı.
"James." Panikle cübbesini düzeltti Carmenta. Saçları dağılmış, yaptığı atkuyruğundan yüzüne perçemleri dökülüyordu. Yüzünün aşırı hareketlilikten kızardığına emindi. "Burayı bildiğini bilmiyordum, istersen gidebilirdim."
"Hayır." James hızla yanıt verdi. Açıkçası buraya Carmenta için gelmişti. Çapulcu haritasından burada olduğunu görmüştü ve buraya gelirken aklından onlarca şey geçmişti. Gerçekten her şey aklından geçmişti. Bunların içinde en kötüsünden en iyisine elli tane şey sıralayabilirdi. Fakat onu kendinden geçmiş bir şekilde maket parçalayacağını düşünmüş müydü? Sanırım hayır. Düşünmemişti. Bir prensesi andıran kadının içinden küçük bir panter çıkacağını tahmin edemezdi elbette...
"Peki..?" Carmenta sorgularcasına oğlana döndüğünde James şaşkınlığını üzerinden atmıştı. Boğazını temizledi hızla ve konuştu.
"Seninle konuşmak için geldim." Carmenta sesli bir şekilde yutkunmasına engel olamadı. "Küçük eğlenceni bölüyor muyum?" James sesindeki alayı gizlemeden sırıttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Orenda - James Potter
FanficSu yolunu bulur. Öfke gediğine oturur ve aşk Carmenta, aşk her daim doğru insanı bulur. •Wrt, bbulutlaratutsak• •James Potter FF• •Can&Au• •2023•