1977, Kasım
Bazen dengeniz kaybolur. Düşecek gibi hissedersiniz, bir şeyden destek almak, birine tutunmak istersiniz. Daha sonrasında biri size elini uzatır, sizi düştüğünüz yerden kurtarır. Fakat o eli uzatan kişi, siz arkanızı döndüğünüzde sizi ilk itecek kişiden başkası değildir.
Dahası, bazı insanlar sizi hiç acımadan öldürürler ve öldürdükleri bıçağı sizin elinize verip, kıvranışınızı köşelerinde yorgunluk kahvelerini yudumlayarak izlerler... Carmenta Black bunu defalarca kez, bıkmadan usanmadan yaşamıştı.Ailesi daha doğar doğmaz onu mecazen dahi olsa, uçurumun eşiğine bırakmıştı. Ya düşersin ya da kanatlanıp uçarsın demişti. Carmenta önce düşmüştü. Düşmüştü çünkü uçmak için önce düşmesi gerektiğini biliyordu. Düşe düşe, kalka kalka öğrenmişti.
Voldemort onu daha çocukken almış ve tahmin edilemez acılara boğmuştu. Sonra ben sana yardım ederim demişti. Etmişti ama ettiği yardım Carmenta'nın ruhunu paramparça etmekten öteye gidememişti... Voldemortun sözde yardımı yüzünden, Carmenta'nın canını yaktığı her can, onun benliğinden bir parçayı daha götürmüştü.
Carmenta bu ve bunlar gibi insan tiplerinin hepsini tanımıştı. Biriyle yıllarını geçirmiş, diğerlerininse sözde leydisi olmuştu. Karşısındaki düşmana karşı ne yapması gerektiğini her zaman bilirdi fakat şu an karşısında ona ilgiyle gülümseyen oğlana ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Onu kendinden soğutması gerektiğini biliyordu ama yapmak ietediğinden pek emin değildi.
Yapacağını içten içe biliyordu, birileri ona kehanete uy dediği için uyacak hali yoktu. James Potter onu kehanet yüzünden istiyordu, ilgi çekici bulduğu için istemiyordu.Carmenta göz temasını James Potter'dan çekti ve bu haftaki sonuncu son sınıf karanlık sanatlar karşı savunma dersine döndü. Haftanın son günüydü ve birazdan zilin çalmasıyla sonunda ona oldukça derince bakan ela gözlerden kurtulacaktı.
James'ten nefret ediyor değildi sadece onun bir yalanın içinde yaşadığının farkındaydı. Carmenta birinin daha onu incitmesine izin vermeyecekti, James bu işin sonunda ondan nefret edecek miydi? Hiç şüphesiz. Ancak doğrusu buydu, Carmenta onun sevgisini hak etmiyordu.
Carmenta son öğrencisine de eşya cisimleme büyüsünü öğrettiğinde dakikalarını saydığı zil duyuldu. Tüm öğrenciler hızlıca sınıftan çıktı, Carmenta Dumbledore'a gülümsedi ve masanın üstünden çantısını aldı. Bugün altıncı ve birinci sınıflara da dersleri vardı, ondan sonra gün bitiyordu. Carmenta altıncı sınıflara dersi olmasına memnundu üç gündür kardeşinin peşinde koşuyordu adeta ama Regulus onu geçiştiriyordu. Carmenta bir sorun olduğunu biliyordu ve aklındaki tahminlerin her biri korkunçtu.
Toparlandıktan sonra profesör Dumbledore ile vedalaştı ve hızla sınıftan çıktı, Sirius ile arkadaşları kapıdaydı. Carmenta şaşırmadı çünkü bu haftaki üçüncü dersleriydi ve Sirius her seferinde onu kapıda beklemişti. İkiside giden yılları telafi etmek için çabalıyorlardı, gerçekten çok çabalıyorlardı...
İki kardeş kısaca sarıldılar. Carmenta diğerlerine de selam verdi ve beraber koridora yürümeye başladılar.
"Derslere alışabildin mi Carmenta?" Dedi Remus ilgiyle. Bu sorunun ortamdaki sessizliği bozmak için sorulduğu belliydi çünkü onun iyi idare ettiğini herkes biliyordu. Üstelik artık bazı Slytherinliler bile onun için sıraya giriyordu. Çoğu ondan etkilendiği için yapıyordu bunu ama yine de Carmenta duruma oldukça ustalıkla hakim oluyordu. Fazla samimiyet kurmadan işini yapıyor ve iyi bir şekilde büyüyü öğrenmelerini istiyordu. Hatta aklında potansiyel gördüğü öğrencilere okul saatleri dışında özel ders vermek gibi bir plan dönüyordu. Müfredat kesinlikle Voldemort için yetersizdi bu durum birinci sınıflar tarafından dahi fark edilebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Orenda - James Potter
FanfictionSu yolunu bulur. Öfke gediğine oturur ve aşk Carmenta, aşk her daim doğru insanı bulur. •Wrt, bbulutlaratutsak• •James Potter FF• •Can&Au• •2023•