Diğerlerinin de ondan bir farkı yoktu hepsi ağlıyordu. Tabi bende. Hem hamilelik hormonlarından hem de bizi bu duruma düşürenlere
Demir olan adam gözündeki yaşlarla bana bakıp " Sana sarılabilirmiyim ? " Diye sordu.
Bir an ağlamam durduğunda ona ne...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
***
Hızlı adımlarla odama doğru ilerleyip içeri girdim ve kapıyı da arkamdan kapattım.
Derin nefesler alıp yatağıma oturduğumda biraz olsun güvenli alanıma girdiğim için rahatlamıştım.
Gizem hanım (psikolog) beni fazla zorlamamıştı ama ben kendimi çok germiştim.
Banyoya girip elimi yüzümü yıkadıktan sonra tekrar odaya girdim.
Beşiklere doğru ilerleyip baktığımda ikiside yoktu.
Muhtemelen uyanmışlardı ve karınlarıda aç olmalıydı.
Odadan çıkıp aşağı indiğimde Yusuf'u Demir abimin kucağında Yunusu ise Çınar abimin kucağında gördüm.
Beni gören Acar abim hemen konuştu.
" Heh gel güzelim. Şu canavarların bir karnını doyur da sonra bizde senin karınınla ilgilenelim. Valla ipincecik kalmışsın bee bir iyice yemek yedirmek lazım sana."
Yanına oturduğumda omzumdan beni kendine çekip yanağıma ıslak bir öpücük kondurmuştu.
Yüzümü buruşturduğumda gülüp tekrar öpmüştü.
" karnım aç değil abi."
Kaşlarını yukarı kaldırıp bana baktıktan sonra yüzünde bir sırıtma oldu.
" Cayır cayır ateşin içinde pişmiş etlerin, yanında sirkesiyle, limonuyla domatesi ve maruluyla olan salatasını, patatesli peynirli böreğini, üstelik kesince peynirinin göklere kadar uzadığı böreği, hafif ekşimsi tadıyla ayranı, yanında sıcacık çorbası ve ayrıyetten köfte patatesli sulu yemeği ayrıca sırf senin sütün olsun diye meyvelerden yaptığım kompostoyu içmeyecek misin ? "
Ağzım açık abime bakarken salonda bir sessizlik oluşmuştu.