Yakışmaz mıydık?

531 43 41
                                    

Etrafımda insanlar koşuştururken, yetişkinler işe yetişmeye çalışırken, saat sabah altı buçuktu. Benimse aklımda tek kişi, düşüncelerimi süsleyen tek bir kişi vardı. Pembe hayallerimin baş tacı, 1+1 kedili evimde oturmak istediğim o kişi, soğuk kış günlerinde koynunda kıvrılıp uyumak istediğim tek bir kişi vardı.

Sevgi ve ilgi görmek istediğim tek bir kişi vardı sadece. Değer verdiğim, karşılık beklediğim tek bir kişi.

Güzel olmaz mıydı, 1+1 kedili evimizde bir kış günü sıcak çikolatalarımız elimizdeyken, yorganımızın altında birbirimize sevgi dolu sözcükleri bahşetseydik, sadece onun için çarpan yüreğimi dinleseydi, o günün sonunda kıvrılıp koltuğumuza sarılıp uyusaydık, güzel olmaz mıydı?

Hayallerimi süsleyen tek kişi, hayatımın merkezine yerleştirdiğim, şu an bile sahilde otururken, yağmur hafifçe çiselerken zihnimde dolanan, düşüncelerimin baş yapıtı olan, sadece tek bir kişi.

Ellerim birbirine kenetliyken gözlerimin dolduğunu fark ettim. Bir damla yaş, yanağımdan süzülürken sebebini çok iyi biliyordum. Tek bir kişi yakardı canımı, içimi parçalar, kanatırdı. Tek bir kişi beni böylesine üzebilirdi. Tek bir kişinin sadece düşüncesi bile gözlerimden yaşlar akmasına sebep olabilirdi.

Aşık mıydım, aşk bu muydu? Beomgyu Taehyundan deli gibi hoşlandığını, onun için canını bile verebileceğini söylerken bunu mu kast ediyordu? Kalbinde bir yük taşıdığını söylerken, tek mutluluğunun Taehyun olduğunu söylerken, "aşk ciddidir Yeonjun" derken, bahsettiği şey bu muydu?

Hoşlanmamıştım, kesinlikle sevmemiştim. Bunu beklemiyordum. Aşkın büyülü olduğunu düşünürdüm, onu her düşündüğümde gülümsemem gerekmez miydi? Oysa Beomgyu ne zaman Taehyundan bahsetse yüzünde güller açardı, parlardı. Ağlamazdı, onu ne kadar çok sevdiğini dile getirirken asla ağlamazdı.

Durumumuz farklıydı belki de. Beomgyu'nun ağlamamasının sebebi Taehyun'un ondan nefret etmemesidir, belki de. Düşman değillerdi ki, birbirlerine saldırmazlardı. Birbirlerinden bahsederken nefret sözcükleri kullanmazlardı.

Ama o tek bir kişi, ne zaman adımı duysa ölmem gerektiğini söylerdi.

Ben, 1+1 kedili evimizi hayal ederken, onun adını her duyduğumda heyecanla çarparken, kalbim zedelenirken, buna rağmen ondan aldığım karşılık yoruyordu beni.

Herkes söylesin, herkes söylesin ölmem gerektiğini. Çöp olduğumu, çirkin olduğumu herkes söylesin ama o söylemesin. Ondan duymak kırardı kalbimi. Ondan duymak zarardı bana.

Ellerimi birbirinden ayırdım, montumun  cebinden telefonumu çıkardım, okula gitmeliydim. Yine onunla yüz yüze gelmek, canım ne kadar acısa da düşman rolüme sahip çıkmalıydım.

Sırtıma yüklenen tüm yükle kalktım banktan. Ağırdım, kamburum çıkmıştı belki de. Başımı taşımak bile bir problemdi benim için.

Güzel değil miydim? Tanrı aşkına hiç giderim yok muydu? Yanaklarım mı vardı? Kilolu muydum? Ben çirkin miydim? Çöp müydüm? Aptal pembe saçlarım gerçekten bok gibi mi gözüküyordu? Benden hiç mi olmazdı?

Oysa ben ne zaman görsem onu, ne zaman görsem fotoğraflarını, ne kadar yakışıklı olduğunu düşünürdüm. Öyleydi, yakışıklıydı. Yanına yakışmaz mıydım? O uzun, zayıf, güzel kızlar yerine ben olsaydım yanaklarımla, aptal pembe saçlarımla, yanında ben olsaydım çok mu sırıtırdım? Olamaz mıydık? Yanına o kızlar kadar yakışmaz mıydım?

Oysa Beomgyu Taehyun'un yanına çok güzel yakışıyordu.

Okulun bahçesine adımımı attığımda gözlerim hemen Hueningi buldu. Arkadaşlarıyla birlikte dört tane bankı kare şeklinde birleştirmişler, oturup sesli kahkahalarıyla sohbet ediyorlardı. Sosyaldi. Okulun en sosyal varlığı olabilirdi.

Dream Girl -/ yeonbin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin