Belimi okşayan, ama beni huylandıran ellerle uyandım. Gözlerim etrafa alışmaya çalışırken belimdeki eli ittirmeye çalışıyordum, başarısız oldum. El sıkılaşırken, mayışmış bir ses kulaklarıma ilişti.
"İttirme Yeonjun." Gözlerimi kırpıştırdım, başımı yana çevirerek arkamdakinin kim olduğuna baktım. Soobin, dudağı büzümüş, eli belimdeyken uykulu boğuk sesiyle mırıldanıyordu.
Hayır, dur.
Soobin, elleri belimde.
Kaskatı kesildim, ani bir hareketle yerimden fırladığımda dudaklarımdan bir küfür çıktı, "siktir." Soobin ani hareketimle toparlanmış, saçlarını geriye atıp ayılmaya çalışırken korkuyla yatakta oturur pozisyona geldim.
"Yeonjun?" Gözlerini kısarak yorganda duran elimi tuttu. "Sorun ne?" Başını uykusu alamadığını belli eden bir şekilde yastığa geri attığında yavaş yavaş kendime gelmeye başlmıştım. Elinin altındaki elimi çekerek saçlarıma götürdüm, geriye attıktan sonra gözlerimi ovuşturdum, bu anın gerçek olmamasından korkuyordum. Rüyada mıydım?
"Soobin, nerdeyiz?" Hala gerçeklik algımı kazanamamıştım, ne bileyim onu öyle bana sarılırken görünce, gerçek olamayacağına çok inanmıştım.
"Ne demek neredeyiz Yeonjun? Benim evimdeyiz." kolundan destek alarak yatakta doğruldu, bir eliyle yüzünü ovuşturup ayağa kalkmaya çalıştı.
"Senin evindeyiz.." fısıltıyla karşılık verdim. Dudaklarıma belli belirsiz bir gülümseme yerleşirken, aklıma gelen şeyle buz kestim. "Senin evindeyiz?!" dehşet içinde ona baktım, ne olduğunu anlamamış şekilde beni süzerken hızlıca yataktan kalktım. Koşarak telefonumu aramaya başladım.
Annem, anneme haber vermemiştim.
"Telefonum nerde?" masasını karıştırırken elim ayağıma dolaşmıştı. Gece eve gitmemiştim, Özellikle evden çıkarken ona karşı gelmiştim, beni arayıp ulaşamamışsa, çok kızacaktı. Festivale gitmeme bile izin vermeyebilirdi.
"Salonda sanırım.. sorun ne?" Koşarak salona gittim, telefonum yerde şişelerin arasında dururken koşarak onu aldım, kilidi açtım.
97 cevapsız çağrı, 169 mesaj.
"Siktir, siktir, siktir!" Ellerim titreye titreye aramalara girdim. Terlemeye başlamıştım. Aramalar Hueningden, Beomgyudan, annemden ve bilinmeyen bir numaradandı. Mesajlarda aynı şekilde. Büyük bir sorun çıkartmıştım anlaşılan.
Mesajları boş verip hemen annemin numarasını tuşladım, arayıp kulağıma götürdüğümde tırnaklarımı kemirmeye başlamıştım.
Telefon saniyesinde açıldı, annemin sinirli ve endişe dolu sesi ortaya çıktı.
"Yeonjun! Hangi cehennemdesin?!"
"Anne," Sözümü keserek konuşmasına devam etti, "Aptal velet! Arkadaşlarının telefonlarını bile açmadın, Soobin denen çocuğun annesine bile ulaştım seni aptal! Napıyorsunuz siz? Derdin ne senin? Eve geleceğine siz vermiştin! İzinsiz çıktın, bir de eve gelmiyor musun nankör!"
"Özür dilerim, bak gerçekten açıklayabiliri-"
"Eve gel! Çabuk eve gel! Külahları değişeceğiz, madem sözümü dinlemiyorsun ağır bir cezayı hak ettin genç adam!" Telefon suratıma kapandı, boşluğa düşmüş bir şekilde elimde kaldı telefon. Dolu gözlerimle mesajlarıma girdim.
Huening
nerdesin sen
annen sana ulaşamıyor, biz sana ulaşamıyoruz, ne halt yiyorsun?
(1.45)Huening
Aç şu telefonunu artık
annem perişan edecek seni
(2.02)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dream Girl -/ yeonbin
FanfictionHayallerindeki o kişi olamadığım için üzgünüm sevgilim, ama sen tam olarak hayallerimde ki o kişiydin -yeonbin