Ağlama Karşımda

228 38 26
                                    

"Orospu çocuğu." Taehyun revirde cirit atarken sinirden patlayacaktı. "OROSPU ÇOCUĞU!"

Asla beni bulamaz dediğim arka bahçede kavga etmiştik. Daha doğrusu o benimle kavga etmişti. O kadar ağırdım ki, elimi bile kaldıramamıştım bana vururken. Acımamış, söve söve dövmüştü beni. Ağlarken, ona zarar vermemeye çalışıyordum ben oysa ki.

Çirkinsin demişti. Çirkin olduğumu söylemişti. Yanına yakışmazmışım, öyle söylemişti. Sabah düşündüğüm soruların cevabını tek tek almıştım ondan. Çirkindim. Yanına yakışmazdım. Öyleydim, ve bir şansım olur mu diye bile düşünemezdim.

Sorduğum sorulardan şüphelenip gay olup olmadığımı sormuştu. Cevap vermedim. Yanımda hiçbir kız görmemesinin sebebini sormuştu. Ona da cevap vermedim. Karşısında öyle dikilmemden rahatsız olmuş olacak ki yapıştırdı bir tane. Kendime geldim.

Hayır, kendime gelemedim.

Aptaldım, deli gibi ağladım beni döverken. Aptaldım, koca bir aptaldım, enayiydim, gerizakılıydım ve aptaldım.

Şeyi de söyledim mi? Aptal olduğumu?

"Sakin ol sevgilim," Beomgyu Taehyuna arkadan sarılırken onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Gözlerim hala dolu dolu, vücudumdaki yaralarla, sargı bezli iki kolumla izliyordum onları. "Şimdi Yeonjunla ilgilenmeliyiz, sonra Soobini düşünürüz. Tamam mı sevgilim?"

Taehyun, yüzünü sevgilisine döndü. Alnını öptü. Saçlarını okşadı. Tamam diye mırıldandı.

Tepki vermedim. Veremedim. Revirimiz okulda değildi, pansumanımı Beomgyu yapmıştı. Zaten beni de Beomgyu bulmuştu.

Sargılı sağ koluma baktım, zedelenmiş kot pantolonuma, yaralanmış dirseklerime. Yüzüm ne haldeydi bilmiyordum bile. Hiçbir şey yapmamıştım karşısında. Daha çok sinirlenmiş, daha çok saldırmıştı bana. Beomgyu duymuş sesimizi, gelmiş. Beni revire nasıl götürdüler hatırlamıyorum. O ne halde, bilmiyorum.

Endişelenmiş midir diye düşünmeden edemiyorum. Belki ağladığımda acımıştır bana. Öfkesi geçince de pişman olmuştur. Olamaz mı? Onun yanına yakışmam kadar imkansız mı?

"Biz gidiyoruz Yeonjun," Beomgyu Taehyundan ayrılıp sıkı sıkı sarıldı bana. Verebildiğim kadar karşılık vermeye çalıştım. "Dinlen tamam mı? Teneffüslerde bakmaya geleceğiz."

"Tamam." Yavaşça benden ayrıldığında gülümsedim. "Dinlenirim, görüşürüz."

"Görüşürüz Yeonjun." Taehyun, elini Beomgyu'nun omzuna attı. Revirden çıktılar.

Göz gezdirdim etrafa. Raflardaki ilaçlara baktım. Sargı bezlerine, ilk yardım çantalarına. Tek tek baktım. Sonra yanımdaki boş tarafa baktım, kimse yoktu.

Endişelenmemiş miydi yoksa? Yanıma gelmemişti bile. Umrunda bile olmamayı kabul etmek istemiyordum, zoruma gidiyordu.

Nasıl olduğumu bile sormamıştı.

Oturduğum yataktan kalktım. Tüm ders burada duramazdım, sıkılırdım. Dışarı çıktım. Ders saati, kimse yoktu bahçede. Beden dersi olan sınıflar hava durumundan dolayı spor salonundaydılar. Pekala, işime gelirdi.

Yeşillik alana, ağacın altında köşede duran bankın birine oturdum. Yağmur hafifçe çiseliyordu. Toprak alan çamurlaşmaya başlamıştı bile.

Banka oturdum, tekrar yanıma baktım. Yine kimse yoktu. Kimse iyi olup olmadığımı sormuyor, kimse saçlarımı okşamıyor, kimse her şeyin geçeceğini söylemiyordu bana. Zaten tek bir kişi hariç, kimseden istemiyordum bunları.

Dream Girl -/ yeonbin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin