Dudaklarımı yara bere içinde bırakan, ama bir o kadar da yumuşak olan dudaklarını hissetmek beni çileden çıkartıyordu. Sırtımı kapıya sertçe iterek kapıyı kapattı. Yağmurda sırılsıklam olmuş saçlarımı çekiştirerek öpüyordu beni.
Evine gelmiştik, hiçbir şey söylemeden evine getirmişti beni. İtiraz etmemiştim. Ne kadar sıkıntı içinde olsam da buna itiraz edecek kapasitede değildim.
"Dur." Dedim ondan zar zor ayrılırken. Nefessiz kalmıştım, uzun öpücükleri biraz, fazla uzundu. Derin nefesler alırken iki yanağımda duran ellerinden birini belime kaydırdı. Vücudunu bana bastırırken onuzlarına indirdim bende ellerimi. Islak siyah saçları alnımı gıdıklıyor, doğru düzgün düşünmeme engel oluyordu. Gözleri kısık, kaşları hala çatılı dudaklarıma bakarken atak yapmak için benden izin bekliyordu.
Bir süre sonra, kalbime öyle bir sancı vurdu ki ağlayacağımı hissettim.
"Yeterli." Omuzlarından onu ittirmeye çalıştım. İstediğim bu değildi. Ben ilk öpücüğümüzün sevgiyle olmasını istemiştim. Şimdi ise sadece arzuları yüzünden buradaydım, sevgi kırıntılarını bile hissetmiyordum. "Uzaklaş Soobin.."
"Sorun ne?" Belindeki eli sıkılaşırken olduğum yerde yükseldim. Gözlerinin içine bakarken o da sonunda benim gözlerime çıkarmıştı bakışlarını. Onu ittirme çabam hiçbir ile yaramıyor, aksine bana daha çok yaklaşıyordu.
"İstemiyorum, git."
"Beni öpmeye başlayan sendin." Sert çıkan sesiyle sırtımı tekrar kapıya bastırdı sertçe. Çok yakındı yüzü, o bana bu denli yakınken doğru olanı düşünemezdim. Başımı yan tarafa çevirdim. Gözlerimi arkada duran tabloya kaydırdım.
"Sorun ne Yeonjun?" Yanağımdaki elini çeneme getirdi ve beni ona bakmaya zorladı. Sert tutuşu yüzünden sızlandım.
"Neden sadece beni bırakmıyorsun? Yanına yakışmayacağımı ve çirkin olduğumu sürekli söylüyorsun ama şu an gitmeme izin vermiyorsun." Dedim mahçubiyetle. Çok istiyordum şimdi burada onunla bir olmak, çok istiyordum dudaklarına tekrar yapışmak ama yapamazdım. Sonrasında beni görmezden gelecek, başkalarıyla öpüşmeye başlayacak biriyle gerçek sevgiyi yakalayamadan yapamazdım.
Sustu. Bir şey demedi. Elleri bedenimde biraz daha sıkılaşırken sinirlendiğini görebiliyordum. Burnunu benden iğrenirmişçesine kırıştırarak ittirdi beni. Ani baskıyla yüzümü buruşturdum.
"Siktir git." Hareket etmedim, başım öne eğik. Bir kelime daha ederse ağlayacağım oracıkta. "Siktir git Yeonjun. Çıkma karşıma."
"Neden?" Kollarımı önümde birleştirdim gevşekçe. Titreyen sesime ne tepki vermişti bilmiyordum. "Benimle yatamayacağın için mi bu sinirin? Benimle sadece yatmak mı istiyorsun?"
"Seninle yatmak bile istemiyorum. Aptal aptal sorular sormayı kes." İyice benden uzaklaşırken bir elini ensesine attığını görebiliyordum. Diğer eli belinde, dört dönemeye başlamıştı holde. "Sadece,"
Oflama sesiyle iyice sindim yerime. Çıkıp gidecek gücü kendimde bulamamıştım. Başımı kaldırdığımda arkasını dönmüş, ensesini kaşımaya başlamıştı. "Sadece?"
"Yok bir şey Yeonjun." Bana döndü aniden. Yaklaştı, elini kapının koluns arttığında kesişti bakışlarımız. Gözlerim dolu dolu. Yanında kalmak istiyordum, onunla uyumak istiyordum.
Onu durdurmamın sebebi arzularıydı. Sevgisinden değil, merakından ve hormonlarından dolayı beni evine almasıydı.
Ben böyle bir başlangıç istemiyordum.
"Siktir, neden sürekli ağlıyorsun karşımda?" Öfkeyle bağırırken bana ne bir şey yapıyor, ne bir şey söylüyordum.
"Neden bana farklı bakmaya başlıyorsun Yeonjun?" Kaşları çatılıyken kapının kolunu sıktığını kasılan kolundan anlamıştım. Dudakları aralık, bir şeyler anlatmamı bekliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dream Girl -/ yeonbin
FanfictionHayallerindeki o kişi olamadığım için üzgünüm sevgilim, ama sen tam olarak hayallerimde ki o kişiydin -yeonbin