"Altı gündür konuştuğumuz yok Levi, ne telefonumu açıyorsun ne merak edip yazıyorsun. Arkadaşlarınla takılmaya gelince iş, onlardan değerlisi yok gözünde ama." yazdım ona. "Ayrılalım." diye devam ettirdim.
Yazdığı mesaj dört kelimeydi sadece, "Sen bilirsin, bence de."
Bence de...
~
Erwin sormuştu bana bir buçuk aydır konuştuğumuz, flörtten ileri gitmeyen çocukla alakalı, "Siz sevgili misiniz şimdi?" diye. Bilmiyordum ki. "Evet, galiba." diye cevapladım onu. Tüm gün konuşuyorduk, flört ediyorduk. Kendimi kapattığım ilişkilere açılma isteğimi barındırıyordu o çocuk.
"Ne güzel." dedi Erwin. On dakikaya yakın sohbetin ardından Levi tuvaletten gelince onunla ayrıldık kafeden. "Erwin sevgili misiniz diye sordu." dedim. "Sevgili miyiz?" diye ekledim.
Yolda yürüyorduk. Bana baktı biraz ve "Bence olmalıyız."
Dışıma yansıtmadığım içimdeki çocuk sevinçten çığlık atarak etrafta koşuşturmaya başlamıştı. Ben de suratıma kocaman bir gülümseme yerleştirmiştim. "Bence de olmalıyız."
Kızıl saçım rüzgarda uçuşurken ben dünyalara sahiptim artık.
~
Okul açılacaktı. Ben lise sondum, o ise yeni üniversiteye geçmişti. Bu aramızda biraz uzaklığa neden olacaktı ama okul çıkışı buluşur, buluşamasak bile telefonda konuşurduk sonuçta. Okul yüzünden siyaha boyatmak zorunda kaldığım saçımı sevinçle Levi'a atmıştım. O ise sadece düz bir tepki vermişti. Sanki beğenmemiş, istememiş gibi...
"Saçını siyaha boyatmış, engelliyorum." diye bir durum bile atmıştı. Şakasınaydı ama kırıcıydı bir bakımdan. Hem de çok.
~
"Hange iyi kızdı bu arada." diye konuştular. Levi karşılık verdi. "En sevdiğim eski sevgilindi bu arada. Y/N de benziyor ona bir bakımdan." dedi bir çocuk.
Bu vurdum duymazlık neydi? Ben burada duyarken bu konuşmaları, susması ve kapatması gerekmez miydi konuyu? Veya Hange benzesin Y/N'ye tarzı. Veya ne bileyim, sadece kapatın çenenizi dahi diyebilirdi. Neden alet oluyordu bu boktan konuşmaya? Neden kapatmak yerine dahil olup devam ettiriyordu?
~
Akşamında Levi'ın hesabından stalklamaya başladım Hange'yi. Eski fotoğraflar, kalpli yorumlar, mutlu pozlar... Dert oluyordu bana. O kız da saçını kırmızıya boyamıştı...
Bir video gördüm öne çıkanlarında. Kızın konuşma tarzı aynı benimki gibiydi. Üslubu, şakaları... Bana bir arkadaş diye bahsettiği kızdı bu kız. Hâlâ bu kızın yaptığı eşyaları kullanıyordu. Sözleri söylüyordu. Son ilişkim 7 ay önceydi demişti ama son hikaye 2 ay öncesindendi.
Stalk hesabından çıktım ve normal hesabıma girdim. Bu hikayeleri göremiyordum. Gizlemişti bana. Bana. Sevgilisine.
~
Son konuşmamız altı gün öncesiydi. Arkadaşlarıma bahsettiğimde herkes aynı yorumu yapıyordu. "Uzun sürmez bu ilişki, bitir gitsin." Veya "Bir hevesmişsin sadece." veya "Ayrıl." veya "Seni kullanmış."
Evet farkındaydım ve ayrılacaktım. Hepsinin farkındaydım evet. Ama suratıma söylenmesi çok acıtıyordu canımı. Ben onu aradığımda telefonlarımı açmıyor, geri dönmüyor, mesajlarıma gün sonunda bakıyor ama arkadaşlarıyla istediği kadar takılıyordu.
Ben bu çocuğun doğru kişi olduğunu düşünmüştüm. Evet demiştim, sonunda beni üzmeyecek biri. Sonunda sevgimi hak eden biri. Nerede peki çaban? Nerede peki aklın? Hâlâ onu seviyordu, değil mi?
Levi'ın annesi yoktu. Hange ona hem sevgili, hem de anne olmuştu belki de. Ama ben? Sadece teselli ilişkisi miydim onun için?
Bitecekti. Tabii ki bitecekti bu ilişki. Mademki bana uzaktı, bitecekti.
~
"Bence olmalıyız." ve "Sen bilirsin, bence de."
Ben ona ayrılmak istediğimi söyledim, tamam mı? Biraz sorgulasın, biraz uğraşsın istedim. Belki düzeltmek ister dedim. Nerede o seni seviyorum cümlesinin anlamı? Neden Levi? Neden uğraşıma değmedin?
Okyanusun ortasında yapayalnız kalan o deniz feneri gibi hissediyordum. Görüş alanı dar ve mahkum. Göz pınarlarım kuruyacaktı artık ağlamaktan. Ağlamak güzel bir nimetti ama ben artık nefret eder olmuştum. Gözyaşlarımdan bir nehir, göl dolardı artık.
İki ağlarsın geçer Y/N. Geçer. Çünkü geçmek zorunda. Peki kolay mıydı?
Aynada baktım kendime. Yüzüm gözüm şişti ve bu görünüşümle kendimden daha da nefret ediyordum. Kilo aldığımı hissediyor, bol gelen pantolonlar yalan söylüyor diyordum.
Aldığım kapatıcı ve bir takım makyaj malzemeleri ile geçtim ayna karşısına. Hızlıca, tekrar akmadan gözyaşım makyaj yapmak istedim. Başardım da. Ama gözaltılarım hâlâ bir o kadar şiş, gözlerim de bir o kadar kırmızıydı ki... Aynadaki görüntümü makyaj dahi değiştiremezdi.
Yatağa attım kendimi. Mesajlara tekrar baktım. Tekrar. Tekrar ve tekrar. Yarım saat aralıklarla cevaplamıştı mesajlarımı. Ayrılık. Mesajlarımı.
Attığı hikaye dışarıda arkadaşlarıyla eğlendiğini söylüyordu bana. Vurdum duymaz öküzün tekiydi. Ama önceden benimdi.
Gözlerimden tekrar akmaya başladı o lanet yaşlar. Makyajım mahvolacaktı. Yastığa bastırdım yüzümü ve bağıra çağıra ağlamaya devam ettim. Yapabilecek tek şey buydu. Acısını çek, sonra her şeyi şakaya vurarak acıtmıyor gibi yap. Elimden başka hiçbir şey gelmezdi.
Pişman olmasını diledim içten içe. Neden diye başlayan sorular tek kelimeye dönene kadar sorguladım ve sorguladıkça daha da döktüm gözyaşlarımı.
~
Bir buçuk saat. Aralıksız bir işkence. Ağlamak.
Çıkarttığım makyajımı tazeledim. Üzerime tişört ve pantolon giydim. Aynada baktığım yansımam hâlâ bok gibi gözüküyordu bana. Ne kadar öyle olmasa da, benim için gerçek buydu.
Bir bence ile başlamıştı ilişkimiz, başka bir bence ile bitmişti. Bu kadar basit miydi? Bu kadar basit miydik? Bu kadar basit miydim?
————————
Bu bölümü bir gün doğru kişiyi bulacağına inandığım, ama sanaldan ilişki yapmayı bırakmasını önereceğim o arkadaşıma, Şevval'ime adıyorum.
(Ş</3E)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Attack On Titan One Shots
FanfictionAttack On Titan Karakterleri x Fem Reader İsteklerinizi yazabilirsiniz. Spoiler içerebilir. Karakteristik özelliklerinde değişkenlik görülebilir.