Kafam bulanık, başım dönüyor ve çok tanıdık gelen bir adam tarafından destek alarak gecenin yarısında sokakta yürüyordum. Anlaşılan yine sarhoş olmuştum, fakat bu sefer ki tek fark yanımda bu adamın olmasıydı. Görüş alanım bu kadar bulanık olmasaydı onu tanıyabilirdim belki, fakat bu şu an için imkansızdı.
Duraksaya duraksaya, kelimeleri uzatarak ve ses tonumu alçaltamadığım bir şekilde konuştum, "Nereye götürüyorsun beni, Levi'a mı?"
"Kapa çeneni Y/N, kim sana bu kadar iç dedi?" sesi bunalmış bir şekilde çıkmıştı, bu ses çok tanıdıktı ama asla kim olduğunu anlamıyordum.
"Sen kimsin? Çok tanıdıksın yoksa Levi'ın arkadaşı mısın?" yine sesimi kontrol edemeden konuştum.
"Sessiz konuşamaz mısın kızım, saat gecenin 3'ü. Sen aradın beni al diyerek hatırlamıyor musun?"
"Kimsin sen? Beni mi kaçırıyorsun?"
"Tch, aptal."
Sesim yüksekten alçağa, sonra tekrar yüksekten daha da yükseğe çıktı, "Hakaret etme bana! Bana sadece Levi hakaret edebilir."
Bana cevap vermek yerine ters bir bakış atmıştı, bir apartmanın önüne geldiğimizde o apartmanın aslında Levi'ın apartmanı olduğunu fark ettim, "Beni Levi'a mı bırakıyorsun? Ama, ama o onu sevdiğimi bilmiyor!"
"Her şeyin farkında o, merak etme sen velet."
"Bana bir tek o velet diyebilir, kimsin sen onun taklitçisi mi?"
Suratıma baktı, kolunu omzumdan çekti ve apartmanın kapısını anahtarı ile açmaya başladı, "L-Levi?" deyiverdim şaşkınlıkla. "Diğer it nereye gitti?" Etrafıma şaşkınlıkla baktım.
"Y/N bir daha bu kadar çok içmeye kalkarsan seni çok pis benzeteceğim."
"Diğer it seni taklit ediyordu Levi! Onu hiç sevmedim!"
"Bağırma dedim."
"Ö-özür dilerim."
Kolumu tekrar omzuna attı ve beni dairesine çıkarttı. Beni yatağına götürerek "Bu gece buradasın. Yarın olunca konuşacağız." dedi.
Kolumu omzundan çektim ama elini tuttum, gitmesini istemedim. "Gitme, korkuyorum."
"Çocuk musun sen?"
"Levi korkuyorum, beni izliyorlar, beni yargılıyorlar, bana bakıyorlar." derin nefes aldım, "Ama sen varken umurumda olmuyor. Gitme. Lütfen gitme." tekrar ve tekrar derin nefes aldım. Yarın bu söylediğimden pişman olacak olsam da tutamadım ağzımı.
"İyi, hemen uyu ama."
Kafamı sallamamın ardından yanıma uzandı, kolumu onun beline atmamdan sonra hareketsizce beni süzdü gözleriyle. Gözlerim dudaklarına kaydı, "Sakın aklından bile geçirme, sarhoş birisinden asla yararlanmam." dedi.
"Sarhoş olmasam burada olabilir miydim? Ya da bunu yapacak cesaretim olur muydu? Ya da şu an senin yanında olur muydum? Senin yatağında?" kafamı göğsüne gömdüm, "Hepsinin cevabı hayır."
Sarhoşluğuma sarhoşluk katan kokuyu içime çektim, "Ama buradayım. Sabah korkacağım ama buradayım."
"Uyu artık Y/N, sabah konuşacağız zaten."
Sıcak yatağın, sıcak kolların ve huzurlu bir kokunun arasında çöken yorgunluğuma bir de içkinin verdiği rahatsız edici baş ağrısı binince gözlerini kapattım.
—
Gözlerimi araladım, dün gece yine Hange ile içkinin dozunu ayarlayamamıştık. Gözlerim yavaşça açıldı. Kendi odamda uyanmam gerekirken, ya da Hange'nin odasında uyanmam gerekirken farklı bir odada uyanmanın verdiği şok ile gözlerimi birkaç kere tekrar açıp kapattım. Farklı birisinin yatağında, farklı birisinin perdesinden giren ışığa bakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Attack On Titan One Shots
FanfictionAttack On Titan Karakterleri x Fem Reader İsteklerinizi yazabilirsiniz. Spoiler içerebilir. Karakteristik özelliklerinde değişkenlik görülebilir.