O benim her şeyimdi, çocukluğumdan beri tanıdığım, yıllarımı adadığım, hayatını hayatıma kattığım, her şarkının bana hatırlattığı tek kişi. Bunca yıllık hayatımda, gözümün ondan başkasını görmediği tek kişi. Etrafa demir kadar sert olup, ona gelince kum kadar hızlı dağılabileceğim tek kişi. O olmadan toparlanamayacağım tek kişi. Hayatın cehenneme açılan yollarında beraber ilerlemekten korkmayacağım birisi.
Hayatımda hiç yalnızlık nedir tatmadım. Tatmaktan da korkmadım, çünkü her zaman Jean yanımda olacaktı. İnsanlar onu sinir bozucu olarak görse bile, onun içinde ki çocuğu, neşeyi, iyi adamı görebiliyordum. Aynı şeyin onun için de geçerli olduğundan emindim. Dışarıya karşı neşeli biriydim, fakat olay bana ya da sevdiğime karşı zarar olduğunda kırılmaz bir cevher görevini görüyordum. Ne olursa olsun sevdiklerime, özellikle de Jean'a, zarar gelmemesi için her şeyi yapıyordum.
Biliyorum o kendisini koruyabilirdi, hatta ben öne atılınca beni azarlıyordu, ama insan sevdiğini koruma gibi bir içgüdüye sahip değil miydi?
Kalp atışları kulağıma çarptı, kucağında oturan bana bir bakış daha attı. Ellerimi çimenlerin üzerine koyup destek aldım. Dilini dudaklarının üzerinde gezdirmesi gözlerimin anlık olarak onun dudaklarına kaymasına neden oldu. Gözüm onun dudaklarına kaydığında gülmeye başladı. Dalga geçercesine bir ses tonuyla "Kaybettin!" dedi.
"Kaybettirdin." diye mızmızlandım. Kollarımı birbirine bağladım, "Ayrıca neden çok dikkat dağıtıcı bir şekilde oynuyoruz ki bunu!?" diye söylenmeye devam ettim. "Oyunun olayı dikkatinin dağılması zaten canım." dedi daha çok gülerek. "Sussana ya." diye karşılık verdim.
Sırıtarak "Yoo, susmayacağım." dediğinde "Sustururum." diye inatlaşmaya devam ettim. "Sustursana, n'olur." diye karşılık verdi. "Aptal, keşif birliği binası arkamızda, biri görse ne diyeceğiz?"
"Kucağımda dururken bunu söylemen fazla garip olmadı mı?" Yüzündeki sırıtış çoğaldı. Sağ elim ile nazikçe Jean'ın boynunu kavradım, onu geriye doğru ittirmem ile çimenlerin üzerinde yatar hale geldi. "Tam da benim kızımdan beklenildiği gibi." Dudaklarımı dudaklarına bastırdığımda dudaklarımı kabul edip ellerini belime sardı. Dilini ağzıma gönderdiği zaman, ben de aynısını yaptım.
Elini belimden yavaşça kalçama doğru indirdiğinde dilini dişlerimin arasına alıp hissettirecek, ama çok acıtmayacak bir şekilde ısırdım. Bunun üzerine refleks olarak ağzından ufak bir inleme çıkınca dilini serbest bıraktım. Aynı şekilde öpmeyi de. Hala elimi boynunda tutuyordum, bana bakan gözlerinin içinde yatan duyguyu anlamak hiç de zor değildi, tutku ve şehvet.
"Seni odama götürmemem için tek bir neden söyle." dediğinde bu sefer suratında sırıtış olan kişi bendim. "Isırırım." dediğimde ufak bir kıkırtı çıktı dudaklarından, "Bu yeterli bir sebep değil." Bacaklarımın arasında hissettiğim sertliğe kaçamak bir gülümsemeyle karşılık verdim, "Öyleyse götür beni odana, yol boyunca kucağında."
"Başka bir şansım yok zaten."-
Kimseye yakalanmadan vardığımız odada beni duvarla arasına sıkıştırmış, çoktan çıkarttığı tişörtümü ve sütyenimi yere atmıştı. Bir eli göğsümü sıkarken beni öpüyordu. Çoktan bütün kontrolü eline almıştı. Dillerimiz de, dudaklarımız gibi uyum içinde hareket ediyordu. Sol elimi onun hızla atan kalbinden yavaşça aşağıya indirerek önce tişörtünü araladım. Açtığım aralıktan elimi sokarak karın kaslarına dokundum, onların üzerinde parmaklarımı gezintiye çıkarttım.
Öpüşmeyi asla bırakma gibi bir niyeti yoktu, ara ara dişleri ile alt dudağımı kıstırması, aynı zamanda da göğüs ucumu parmaklarının arasında ezmesiyle geriye çekilmeye çalışıyordum, ama o çekilmeme müsade etmeyince ufakça nefes yetersizliği çekiyordum. Elimi pantolonunun üzerinden aşağıya doğru indirdim. Bacak arasına doğru nazikçe bastırdığımda onun da, benim gibi anlık nefessizlik çekmesi beni daha da iteklemişti.
Ellerimi onun erkekliği üzerinde gezdirdim, pantolonun üzerinden okşamaya başladığımda geri çekilmeye çalıştı fakat bu sefer onu durduran ben oldum. Öncekilere göre daha sert bir şekilde göğüs ucumu kıstırınca ona da müsade edip geri çekildim. İkimiz de nefes nefese kalmıştık, gözlerimiz birbirinin içine kenetlenmiş, bir santimetre bile hareket etmiyorlardı.
Ellerini belime koydu, belimden hafifçe baskı uygulayıp yukarı doğru kuvvet uyguladığında hafifçe zıplayıp kollarım ve bacaklarım ile onun beline tutundum. Tekrar öpmeye başladı, ağır adımlarla beraber yatağa ulaştığında beni, oturur bir pozisyonda yatağa bıraktı. Kendi tişörtünü ve pantolonunu çıkarttı, sıra iç çamaşırına geldiğinde bana kaçamak bir bakış attı. Onu izlediğimi gördüğünde gülümseyerek iç çamaşırından da kurtuldu.
Pantolonumu çıkartmak için ayağa kalktığımda beni yatağa doğru geri itti. Aynı benim ona yaptığım gibi, o da benim boynumdan tutarak beni yatağa yatırdı. Ben mücadele etmeyi bırakınca elini pantolonumu çıkartmak için kullandı. Pantolonumu çıkarttığında yatakta benim üzerime doğru eğilmişti, suratını boynuma gömdü ve boynumu emmeye başladı.
Boynumda izler bırakırken eli ile iç çamaşırımın üzerinden klitorisimi okşamaya başladı. Nefeslerim ağırlaşmaya başlamıştı, o ise hızını arttırmaya. Yüzünü boynumdan göğsüme doğru indirdi, ellerimi Jean'ın saçlarının arasında gezdirdim. Göğsümün üst kısmını emmeye başladı, göğsümün de belirli yerlerinde morartılar bıraktı.
Elini ağır hareket ettirmesiyle nefeslerimin derinliği azalmıştı, dilini göğsümün ucunda gezdirmeye başladı. Dişlerinin arasında nazikçe kıstırdığında elini kilodumun içerisine soktu. İki parmağını içime doğru hareket ettirdiğinde dudaklarımdan sessiz bir inilti kaçtı.
Kafasını kaldırdı ve ıslaklığımı hissedince elini çıkarttı, "Artık başlayabiliriz." dedi ve kilodumu çıkarttı. Arkama geçti, kendisini bana iyice yasladığında belimden tuttu ve beni hafifçe kaldırdı. Ağırlığımın birazını azaltmak adına yataktan kalkmaya çalıştım, fakat izin vermedi. Kendisini hizaladığında beni de bıraktı ve tamamen içine girdim. Bir anda içime girmesinin verdiği acı ve zevk ile beraber ağzımdan bir inleme kaçtı.
Çenemi, işaret ve baş parmağının arasına alıp kafamı sola çevirdi ve tutkuyla öpmeye başladı. Öperken de kendisini ittirmeye. Boşta olan sağ elini bacak arama götürüp klitorisimi okşamaya başladı. Kendisini daha sert ittirince kendimi daha fazla tutamayıp inledim. Öpmeyi bıraktığımda, odayı ikimizin de zevk ile çıkarttığı sesler sardı. Elini saçlarımın arasından geçirip saçlarımı kavradı, beni daha da tahrik etmeye çalışıyordu, başarıyordu da.
Ellerim ile yorganı sıkmaya başladım. Daha hızlı kendisini ittirmeye başladığında dişlerimi birbirine bastırdım. Bacak aramda olan elini, karın boşluğumda hizalayıp bir anda beni daha da kendisine çektiğinde, yorganda olan elimi onun elinin üzerine koydum. Parmaklarımı parmaklarının arasından geçirip, onun elini sıkmaya başladım.
Saçlarımı daha da çekti kendisine, sağ kulağımın üst kısmını dudaklarının arasına aldı. Benim her yerimi sahipleniyordu. Benim üzerimde yönetici olduğunu her haliyle hissettiriyordu. Kendisini daha sert çarptırdı, daha sert, daha hızlı, daha kontrolsüz... Sesimi kontrol edememeye başlamıştım, o da kendisini kontrol edememeye.
İçimde bir şeyin büyüdüğünü hissettim, tüm bedenimi Jean'a verdim, her şeyimle onun kontrolünün altına girdim. Düzensiz hareketleri ile kendisini daha sert ittiriyordu. İkimiz de son sınırımıza gelmiştik, ikimiz de birbirimizin vücudunda hakimiyetimizi ilan etmiştik.
Sonuncu kez kendisini, benim en dip noktama ittirdi. İttirmesi ile beraber ikimiz de gelmiştik. Nefes nefese öylece kaldık, kendimi yatağın baş ucuna doğru attım. Jean, kendisini içimden çıkarttı ve yanıma uzandı. Arkamı döndüm, ikimiz de nefes nefese birbirimize baktık. Son kez dudaklarıma öpücük bıraktı. Geceyi de bu öpücükle beraber mor bir balmumu ile mühürledik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Attack On Titan One Shots
FanficAttack On Titan Karakterleri x Fem Reader İsteklerinizi yazabilirsiniz. Spoiler içerebilir. Karakteristik özelliklerinde değişkenlik görülebilir.