Yaşattığım veya yaşatacağım onca şeyin arasında çıkagelen sorun selleri, önce havaya kara bulut sermişti, sonra da bana. Dibine kadar içtiğim sigaranın sonu boğazımı yaksa dahi söndürmek istemiyordum. Canımı yakıyordu, boğazımı yakıyordu, dilimi yakıyordu ama zihnimin içinden sadece "bu acı hiçbir şey, bir kere daha çek içine, bir kere daha ve bir kere daha" düşüncesinden başka bir şey geçmiyordu. Bir kere daha çektim içime, küçük bir nefesin ardından bir kere daha, içimde biriken kirli havayı atmadan son bir kere daha.
Aklımın da karıştığının farkındaydım, "Ben bağımlı olmam, istediğimde bırakıyorum ben sigarayı.". Her şey yeni başlıyordu daha. Farkında değildim ama aklım hâlâ yerindeydi. Yerindeydi? Yerindeydi. Sen gittiğinden beri, hayır seni kovmak verdiğim en iyi karardı. Ama sigaranın bile bağımlısı etti beni. Tek başıma değilim ama bütün her şeyle tek başımaydım ben. Yanımda insanlar vardı, beni seven ve sevdiğim bir erkek arkadaşım vardı. Özlediğim sen bile değildin benim, senin bana yaşattığın anılardı. Aradığım sen değildin, anıların değildi. Aradığım en başından beri mutluluktu.
Güzeller güzeli anılarımı, aylarımı, yıllarımı mahveden sen vardın bir köşede, bir de dinlediğim şarkıların bende oluşturduğu o sıkıcı hissin yaktırdığı sigaram. Erkek arkadaşımın kollarında yatarken düşündüğüm şeyler senden uzaktı. Aslında seni düşünmek bile benden uzaktı. Hayatımı becerip atan sendin niye düşünseydim ki seni? Bu saçma sorunun cevabını bile yazdığım satırlardan alamıyordum.
Arkadan gelen melodi, "Bu şarkı bir haykırış, bir öpücük, sıcak bir kış...". Yatağa gitmem gerektiğinin bilinciyle kulaklığımı sakince çıkarttım. Boğazımı yakan sigarayı küllüğe bastırıp attım. Önceden içime bile çekmiyordum ben bu dumanı, ne zaman vazgeçemeyeceğim bir konuma gelmişti ki?
Balkonu yavaş yavaş terk ederken ne kadar berbat birisi olduğum geçti aklımdan yine. Yavaş yavaş mutfağı terk ettim. Adımlarımı olabildiğince sessiz tuttum. Yatak odasının kapısını açarken yatakta yatan sevgilime ufak bir bakış attım. Ne zaman belirdiğini fark etmediğim tebessüm sardı yüzümü. Uykum vardı ve ben saati sabah etmiştim bile. Güzellik merkezinden aldığım randevu umrumda değildi artık. Az önce yaktığım sigaranın tadı hala ağzımdayken iğrendim kendimden. Hâlâ bu tadı sevmiyordum. Sessizce çantamdaki çilekli mentosu attım ağzıma.
Erkek arkadaşımı ben uyuturdum hep. Severdi benim ninni gibi gelen sesimi. Aklındaki sesleri susturduğumu söylerdi hep. Bu dediği şey hoşuma giderdi çünkü ben benimkileri susturamıyorken onunkileri susturuyordum. Kafamı karıştıran onca şeyin arasında, saçlarında kaybolduğum bu oğlanın yanına doğru yaklaştım.
Aniden aklımda dün geceden bir şey canlandı, "Paketin hepsini bitirme güzel kızım, yarın kontrol edeceğim. Eğer fazla içtiysen bozuşacağız." Ben çoktan paketi bitirmiştim. Bunu saklamam gerekiyordu çünkü onun beni düşünerek söylediği bu şeyi çiğnemiştim. Saçlarına bir öpücük kondurdum ve biraz sigara sarmak adına geri çekildim. Benim geri çekilmem ile beraber bileğimi bir el kavradı. Sıkı değildi, canımı asla yakmak istemezdi.
"Gitme." dedi ufak bir mırıltıyla. Uykulu sesi hoşuma gidiyordu. Hayır, direkt sesi hoşuma gidiyordu. "Uzun sürmeyecek tatlı oğluşum, sen uyumana devam et." dedim.
"Yine çok sigara içtin, değil mi?" diye sordu bana. Şaşırmıştım. "Hayır." diye mırıldandım. Nasıl yakalandım ben? "Gitme." dedi tekrardan. Bileğimi bırakmıştı. Bir gözü yarım açıktı. "Gitmem gerekiyor Armin'im." dedim. Ardından ekledim, "Sen uyu, ben hemen geleceğim."
Homurdandı. "Peki." dedi arkasını dönerken. Acilen gidip sigara sarmalıydım. Bu masum çocuğu üzemezdim. Hem de bu kadar aşağılık ve karaktersiz bir kişiliğim varken. Bu kadar masum bir sevgiyi hak ediyor muydum onu bile bilmiyordum. En azından onu endişelendirmemi hak etmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Attack On Titan One Shots
Fiksi PenggemarAttack On Titan Karakterleri x Fem Reader İsteklerinizi yazabilirsiniz. Spoiler içerebilir. Karakteristik özelliklerinde değişkenlik görülebilir.