SeungHee x NishimuraGeldim ben
Nerdesiniz?Sen nerede bekliyorsun?
Ben gelip alayım seniHmm olur
Ben direkt kamp alanının girişindeyim
Hadi gelip al beniTamam
Bekle geliyorum*********************
Nishimura, elinde büyük bir sırt çantası ile onu bekleyen genci fark ettiğinde adımlarını daha da hızlandırmıştı. Heeseung, onu fark ettiğinde o da adımlamış ve orta noktada bir araya gelmişlerdi.
Heeseung, sırtında ki çantayı indirmiş ve Nishimura'ya uzatmıştı. Nishimura anlamasa da sorgulamamış ve çantasını almıştı. Ama yine de kendini ifade etmek isteyen Heeseung, ellerini kaldırıp şu cümleyi kurmuştu:
"Seni beklerken yoruldum da biraz. Ayrıca biraz centilmen ol lütfen."
Nishimura ona aldırmamış ve tebessüm ile başını sallamıştı. Büyük çadırların kurulduğu, neredeyse bütün fakültenin burada olduğu belli olan bir kalabalığa karışmışlardı bir anda.
Heeseung'ın kalabalıktan rahatsız olduğunu fark eden Nishimura, onu kendine çekmiş ve elini belinde sabitlemişti.
"Merak etme burada seni yargılayıp dışlayacak kimse yok rahatsız olacağın hiçbir durum ile karşılaşmayacaksın ki eğer öyle bir şey olursa da ben yanında olacağım ama olmaması için de elimden geleni yapacağım. "
Heeseung, başını sallamış ve derin nefesler alırken onu onaylamıştı. Gergindi ama Nishimura'nın dedikleri ile bir nebze de olsa rahatlamıştı.
"Ve ayrıca hocalarım da biliyor."
Heeseung bir şey deme gereği görmeden peşine takılarak takip etmişti Nishimura'yı. Onun çadırı olduğunu düşündüğü çadıra gidiyorlardı. Çünkü ilerilerinde sadece tek bir çadır vardı ve burası diğer çadırlardan daha uzaktı.
"Sen rahatsız olma diye çadırımı daha geriye, onlardan uzağa çektim."
"Teşekkür ederim."
Her ikisi de içeri geçeceklerken Heeseung, Nishimura'nın koluna asıldı.
"Ben üzerimi değiştirebilir miyim? Sen beklesen?"
"Tamam."
Heeseung içeri girip üzerini değiştirdi. Pantolon ile rahat edemezdi. Hava da soğuk olduğundan en uygun seçenek eşofman giymekti. İçeri girdiğinde kapattığı fermuarı açtı ve böylelikle Nishimura da onun giyindiğini anlayarak içeriye geçmiş oldu.
"Sırf sen çağırdın diye Lucy bile kedi evinde şuan. Bebeğimi şimdiden özledim."
"Keşke getirseydin o olmayınca yüzün daha bir asık duruyor."
"Öyle çünkü, çok küçükken sahiplenmiştim onu."
"Anladım. Etrafı dolaşmaya çıkalım mı? Hocaların yanına da gidelim hem"
"Peki madem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lâl | Heeki
Short StoryÇektiği fotoğrafları ve hissettiklerini yazdığı sözleri ile sosyal medyada ün kazanmış Heeseung, içine attığı onca şeyi bir yabancının anlayabileceğini çok sonradan anlamıştı.