[19]

141 22 7
                                    

Nishimura kendisine gelen konum üzerine çıkmıştı evden. Heeseung'ın tek lafı ile ödevini ve yapacağı onca şeyi bir anda silip atmasına kendisi bile şaşırmıştı.

Heeseung'ın attığı konum ona pek uzak değildi. Kısa kürede yanına gitmişti gencin. Aslına bakılırsa Heeseung'ın aklındaki şey biraz olsun insanlar ile sosyalleşebilmekti. Ama bunu nasıl yapacağını bilmiyordu. O diğer insanlar gibi değildi ki. Onlar ile nasıl konuşacaktı?

Nishimura'nın geldiğini fark ettiğinde gülümseyerek kenara kaymıştı. Lucy kucağında yatıyordu. Sanki havada esen bir serinlik vardı da Nishimura gelince onun için hava bir anda ısınmıştı. Tıpkı böyle hissetti Heeseung içinden.

Heeseung'ın yanında, aralarında kalan, iki bardak kahve vardı. Gerçi Heeseung artık kahveye ihtiyaç duymuyordu. Nishimura'ya kapılıyor muydu? Daha sadece iki kere yüzyüze görüşmüşlerdi, bu hissettiği neydi? Ellerini kaldırıp Nishimura'ya bir şeyler söyledi:

"Kahvenin birini senin için aldım. Soğuk biraz içimiz ısınsın"

"Teşekkür ederim Heeseung"

Nishimura eline alıp avuçladı kahve bardağını. O kahvesinden birkaç yudım alırken aralarında sessizlik olmuştu.

"Aslında sen yazdığında ders yapıyordum sunumum var ve konusu 'Sözsüz İletişim' ama sen dışarı çıkmak istediğini söylediğinde umursamadım ödevlerimi."

Heeseung'ın kalbi heyecan ile dolup taştı o an Nishimura da mı onun gibi hissediyordu?

"Ya, keşke söyleseydin sunumun olduğunu zorla getirdim seni de buraya."

"Önemli değil, sen sunumdan çok daha önemlisin"

Artık Heeseung için çok daha fazla umut vardı. Kabul etmişti, işte Nishimura'dan etkileniyordu. Ve onun da ondan etkilendiğini düşünüyordu kim bilir belki gerçekten öyledir? Belki de en başından beri ısrarla reddettiği bu çocuk ile olurdu?







Lâl | HeekiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin