Heeseung her ne kadar kabul etmiş olsa da hocalar ile görüşmeyi, şuan fazlası ile gergindi. Ne düşünmüştü buraya geldiğinde çadırdan hiç çıkmayıp hep Nishimura ile olacağını mı?Nishimura onu belinden desteklerken hocaların çadırlarının olduğu alana gelmişlerdi bile. Heeseung, yine endişe ile asılmıştı koluna Nishimura'nın.
"Sorun olmayacak değil mi? Hocaların biliyor mu işaret dili? Beni nasıl anlayacaklar?"
"Hayır bilmiyorlar ama bu senin kendini geri çekmen anlamına gelmiyor. Rahat ol ben yanındayım. Sende içinde yer aldığımız bu toplumun bir bireyisin bunu hiçbir zaman unutma."
Heeseung kolunu kolundan çekmeden başını sallamış ve kolunu koluna daha sıkı sararak yanından devam etmişti.
Nishimura'nın hocaları bardaklarını almış kahvelerini yudumluyorken sessiz bir sohbetin içindelerdi. Nishimura boğazını temizleyip kısa, yalandan bir öksürük ile lafa girmeden önlerinde saygı ile eğilmişti.
"Hocam, size bahsettiğim arkadaşım az önce geldi. Geldiği zaman yanınıza gelmemizi tanıştırmamı istemiştiniz."
"Ne yapmalıyım? "
Heeseung oldukça gergindi ve her an stresten dolayı atak geçirebilirdi. Elleri titremeye başlamıştı.
Nishimura, fark ettiği şey ile hocalarının fark etmemesini umarak yavaşça ellerini tutmuş ve aşağı indirmişti. O bile bu kadar kötü olacağını düşünmemişti. Tek eli aşağıda ellerini bir arada tutmuş diğer eli de belinde kendine çekmişti. Hocasının söylediği şey üzerine Heeseung'ın üzerinde ki ilgisi dağılmıştı.
"Kendini kötü hissetmeni gerektiren hiçbir şey yok. Nishimura senin ile ilgileneceğini söyledi. Bu yüzden biz aranızda ki ilişkiye karışmıyoruz ama lütfen gecenin bir saati beni rahatsız etmeyin sesiniz ile"
Heeseung hocanın yaptığı ima ile yüzünün kızardığını hissederken kendini Nishimura'dan uzaklaştırmaya çalıştı.
"Öyle bir şey olmaz çünkü öyle bir ilişkimiz yok. Sadece arkadaşım Heeseung benim."
"Dediğim gibi aranızda ki ilişki ile değil Heeseung'ın buraya geldiğine pişman olmaması ile ilgileniyorum. Onu buraya sen çağırdın ve pişman etme."
"Peki hocam."
Nishimura yeniden hocaların önünde eğilmiş ve Heeseung'ı da alıp uzaklaşmıştı o ortamdan. Çadıra gitmek yerine havanın daha kararmamış olmasını fırsat bilerek sahile indirmişti Heeseung'ı.
"Hocalarım adına özür dilerim yaptıkları ima hoş değildi."
"Sorun değil sen yapmadın ya"
"Bir an çok kötü oldun bayılacaksın sandım. Hep oluyor mu böyle?"
"Eğer çok gerilir, stres olursam atak geçiriyorum evet."
"Ne yapıyorsun peki böyle anlarda."
Heeseung çok önemsizce omuz silkti ve cevap verdi.
"Hap içiyorum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lâl | Heeki
Short StoryÇektiği fotoğrafları ve hissettiklerini yazdığı sözleri ile sosyal medyada ün kazanmış Heeseung, içine attığı onca şeyi bir yabancının anlayabileceğini çok sonradan anlamıştı.