İnsan bazı şeyleri algılamak istemez ya istemediği halde zorlanır ya ... İşte şuan tamda oradayım.Belkide gerçekten öyleydi.
Annemin dediği gibi hayat bana karşı oynanan bir Oyundu."Hayat senin bilmediğin bir oyunu oynuyor Alara... Ama oyunun sonunda kahkahalar yok hıçkırarak ağlamak var"
Annemin sözlerinin kulağıma fısıldanmasıyla gözlerim doldu. İstemiyordum. Onun sevmesini de istemiyordum. Kafamı kaldırıp ona öylece baktım.
"yanamazsın" dedim kelimelere baskı yaparak.
Olmamalıydı. Olmuyacaktı. O beni sevemezdi. Sevmesindi. İstemiyordum.
"istemiyorum! Beni sevecek birinin olması sorun değil ama eğer bu sensen evet sorun! Şimdi çık git odadan da hayatımdan da" dedim Sinirle.
Dediklerim onu afallatmıştı. Kaşlarını anlamsızca çatmış, yüzümü inceliyordu. Daha sonra kendini toparlayıp gülmeye başladı. Sinirden gülüyordu. Ulaçın gülmesi hiç hayra alamet değildi. Heleki şu an gülüyorsa hiç değildi.
"hayatından mı? Bunu yapacağımı hiç sanmıyorum çünkü" dedi ve odayı göstererek konuşmaya devam etti "halen senin patronunum unutma"dedi.
Of.
Sırıtarak bana doğru eğildi. Bende hızlıca geriye doğru eğildim. birden dengemi kaybetmemle arkadaki sandalyeye düştüm. Acıyla inlemem ulaçın hoşuna gitmiş olacak ki sırıttı. Sadist. Eğilip bir elini masaya bir elini de sandalyenin koluna koyunca ben arada kalmıştım. Yüzüme yaklaşıp az bir mesafe kalınca durdu.
" diğer konuya gelicek olursak... Vazgeçtim senin gibi böyle" diyip bir iki adım gerileyip beni baştan aşağı süzüp geri yaklaştı. "aptal birisiyle olmam. Ama eğlenmek istiyorsan odam yan tarafta" diyip göz kırptı. Terbiyesiz.
Dedikleriyle hızla onu itip ayağı kalktım ve kalkar kalkmaz tokat attım.
"Terbiyesiz herif! Ordan bakılınca senin eğlenmek için altına aldığın kızlara mı benziyorum!? Aptal! Git sürtüklerinle eğlen!"dedim göğsümün hızla inip kalkmasını görmezden gelerek. Şu an ki sinirim lafla anlatılmıyacak kadar ağırdı.
Ulaç gülerek kulağıma eğildi.
" görecez!" diyip odadan çıktı. Kapı kapanınca arkasından küfürler savurdum ama duymaması daha çok sinirlendiriyordu. Sandalyeleri yere fırlatmaya başladım.
2 gün sonra;
"ne demek oluyor bu yaa" dedim hayıflanarak.
Yeni reklam işi için benim de gitmem gerektiğini söyleyen elife verdiğim cevaba karşı konuşmaya başladı.
"Alara hanım iki gön önce yeni reklam işi için imzaladığınız dosyada yazıyor görmediniz mi?"diyen elife baktım.
" ne yazıyordu? "
" 'bundan sonra tüm reklam işlerinde nereye gidilirse gidilsin şirket avukatının da gelmesi gerekmektedir' diye yeni bir kural eklendi. Ulaç bey tarafından. "
Ne?
Sinirle odamdan çıkıp yan odaya girdim. Önündeki dosyayla ilgilenen ulaç kapıyı çalmadan pat diye girdiğim için hızla bana baktı. Göz göze gelince dudağının kenarının yukarı doğru kıvrılmasıyla göz devirdim.
" ne demek oluyor bu! "
"yine ne diyosun Avukat" dedi sakin bir tınıyla.
"diyorum ki şu yeni koyduğun kural neden?"
"ha sen onu diyorsun?"
"ha ben onu diyorum" dedim taklit eder gibi. Taklitime yandan gülüş atan ulaç ayağa kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ VE BARUT
Romance"yapma... Yanacaksın" "Belki yanmak istiyorumdur" ... Yanağını yanağıma değdirince ürperdim. Nefesini kulağım ve boynumun arasında hissetmem ile zorla yutkundum. Kulağıma sessizce fısıldadı. "Asi Avukatım" ... Babası yüzünden istemediği şeyleri...