Hayat ne garip değil mi? Bir insanın kaderi bir başkaları tarafından belirlenip bunu ona bir hükümmüş gibi giydirilmesi ne kadar zor bir durum, öyle değil mi? Üstelik bu karar, o daha çocukken veriliyorsa... Peki insan kendisine zorla dayatılan bir kararla sadece çocukluğunda gördüğü bir adamı sevebilir miydi?
Meyra sevmişti...
Bazen kendini şöyle düşünüyorken buluyordu: Ailemin seçimi olmasaydı yine de onu sever miydim? Ya da bu aşkı kalbime kabul ettirmek zorunda mı kalmıştım? Sevmek zorunda kalmak, ne kadar doğruydu acaba?
Sahiden sevmiş miydi? Yıllardır kendi içinde sorguladığı tek şey buydu.
AŞK BU MU?
"Meyra!!" Annesinin sesi ile gözlerini aralayıp başında dikilen annesine baktı. Bu gün diğer günlere nazaran yüzünde farklı bir ifade vardı. Biraz endişeli görünüyordu.
"Kahvaltı hazır kızım seni bekliyoruz."dedi. Üzerindeki yorganı kaldırıp kapıya yöneldi. "Çabuk gel."dedi çıkmadan önce.
"Tamam anne!"dedi Meyra hâlâ uyuklayarak.
Neriman Hanım çıktıktan sonra Meyra gönülsüzce yataktan kalkıp yatağını topladı. Rutin işlerini halledip mutfağa yöneldi."Bey, Melih yarın dönüyor. Şimdi ne olacak?" Neriman Hanım'ın, Melih'in ismini söylemesi ile adımları mutfak kapısında durmuştu. Melih'in ismini duymakla beraber içinde garip bir his oluştu. Bu hissin iyi mi yoksa kötü mü olduğunu anlayamadı.
"Melih ve Meyra hakkında abin ile konuştun mu? Neden bilmiyorum ama içimde kötü bir his var. Korkuyorum bey, ya Melih bu durumu kabul etmezse."dedi Neriman hanım. İçindeki korku sesine de yansımıştı.
"Hanım ne saçmalıyorsun! Öyle bir şey olamaz. Bu Melih'in vereceği bir karar değil. Onların hakkındaki karar çoktan verilmiş. Bu saatten sonra değiştirilemez." Kemal Bey'in kati sesi mutfakta yankılanmıştı.
"Ama bey iyi hoş diyorsun da, Melih 15 yıldır burada değil. Ya kararından vazgeçmek isterse?"dediğinde Neriman Hanım, Meyra'nın içini garip bir korku sardı. Ya gerçekten beni istemezse diye geçirdi içinden.
"Vazgeçemez! Melih de çok iyi biliyor ki burada verilen kararlar her zaman uygulanır."dedi otoriter bir sesle. Neriman hanım peki dercesine kafasını salladı ama içindeki endişe yok olmuş değildi. İçindeki korku gün geçtikçe artıyordu.
"Şu düğünü bir an önce yapalım da içimiz rahat olsun. Hem artık konu komşu laf söz etmeye başladı. Yok bilmem Melih dönmeyecekmiş, orada sevdiği varmış, bu bizim kızı ortada bırakacakmış da, daha neler neler."dedi Neriman hanım eliyle kafasındaki eşarbı düzelterek.
Kemal Bey'in Meyra'yı kapıda görmesiyle Meyra yüzündeki korku ifadesini yok edip onlara doğru yürüyerek gülümsedi. Annesinin yanındaki sandalyeye oturup sessizce kahvaltı yapmaya başladı. Kafası anne ve babasının söylediklerine takılmıştı. Melih'i onca sene beklemişti. Onu kabul etmemesini kaldırabilir miydi peki? Annesinin sözleri kafasını kurcalarken, Melih'in onu ortada bırakmayacağına inandırmak istiyordu kendini.
Kahvaltı faslı bittiğinde Kemal Bey çıkmıştı. Meyra annesine sofrayı kaldırmada yardım ederken, Neriman Hanım'dan konuyla ilgili tek kelime duymamıştı. Kahvaltı boyunca da annesinden de babasından da tek kelime çıkmamıştı. Bu sessizlik onu iyice korkutuyordu. Onları ilk defa böyle görüyordu.
Meyra annesine yardım ettikten sonra odasına geçip hazırlandı. Arkadaşı Havin ile buluşmak için annesinden izin alarak evden çıkıp her zaman buluştukları yere doğru yol almaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK BU MU?
RomantizmYaman Ali, Melih, Meyra ve Havin arasında geçen acı bir aşk hikayesi... Yaman Ali yıllarca Meyra'yı kalbinde taşımışken, Meyra yıllarını onun kardeşini sevip beklemekle geçirir. Yıllarca sevip beklediği adam, yıllar sonra başka bir kızla evlenerek d...