✵bir

6.2K 389 130
                                    

//serinin ikinci hikayesidir. bundan önce yan hikayeyi(şiddetli takıntı) okumasanız bile birinci hikayeyi(şiddetli ihtiyaç) okumanız gerekmektedir.
//25 bölümlük bir hikayedir.
//yarı yarıya mfm, yani iki erkek bir kadın karakter arasındaki ilişkiyi içerir. erkek karakterler aynı kadına, kadın karakter ise iki erkeğe ilgi duymaktadır. başroller arası eşcinsellik ya da ensest içermez. bunu dikkate alarak okumaya devam edin lütfen.
//yüksek miktarda argo, ağır travmalar ve açık cinsellik içerir.

🎞️ailie*агония

Bugün büyük gün.

Kimse buna engel olamaz.

Bunun için yıllarımı verdim. Bratva lideri ölecek. Ölümü de sadece ve sadece benim ellerimden olacak.

Novosibirsk'in soğuk ve karanlık gecesinde, pek bilinmedik bir barda oturuyordum. Önümdeki viski bardağını tezgahın üzerinde kıpırdatırken gözlerim öldüreceğim şey viskiymiş gibi bardağa kilitliydi. İçten içe keyifli ama zamana odaklıydım. Son saatler. Bratva'nın liderinin son saatleri. Yaklaşıyorum.

Dikkat çekmemek için beklemek için en uygun yeri, neredeyse unutulmuş bir barı tercih etmiştim; etraf loştu, birkaç adamın kahkahası ve kadınların kıkırtıları vardı. Etrafı pek incelememiştim çünkü önemli değildi. Bratva, yeni Don Santoro ile buraya yakın ve gizli bir yerde toplantı yapıyordu. Yani şu an son uzun cümlelerini dillendiriyordu.

Toplantı birkaç gün süreceği için, akşamına yakın bir yerde kalacaktı. Don Santoro da İtalya'dan buraya geldiği için -ki bu inanılmaz bir jestti, burası Bratva'nın yuvasıydı- o da bu şehirde kalacaktı. Bratva liderinin kalacağı yer gizli tutulmuştu ama gizliliği artık bana işlemezdi; onun her adımından haberdardım. Çünkü buna senelerimi vermek bir yana, senelerce o pisliğin dibinde tek başıma durduğum da olmuştu. Midemin ve zihnimin nelere dayanıklı hale geldiğini tahmin edebilecek kişi sayısı çok azdı.

Üzerimde bakışlar hissettiğimde kaşlarım çatıldı. Beni eskiden hayatta tutan şey sezgilerimdi ama bu sefer, üstümde hissettiğim bakışlar her kime aitse düşmanca değildi. Merak ve ilgi dolu bir kıvılcım hissediyordum. Gözlerimi kaldırdığımda, kare şeklindeki barın bir ucunda olan ama bana gözüken adamı gördüm. Elinde sigara şeklinde puro vardı. Ayaktaydı, bedeni üç kişilik yer kaplıyordu ve barı dolu gösteriyordu. Yüzde bir milyon, Rus'tu. Beyaz tenliydi; sarı ve ensesi bölgesi kısa, üstü uzun bırakılmış saçlara sahipti, gözleri maviydi, burnu hafif yamuk durmasına rağmen karakteristikti, dudakları kalın ve biçimliydi. Boynundaki dövmede ağzı açık bir aslanın kafası vardı. Yutkunduğunda ya da konuştuğunda hareket ederek ilginç bir hava kattığına emindim.

Normalde bakışmalarda gözünü kaçıran taraf ben olmazdım. Kaçırmadım da zaten. Ama adam başını yanındakine çevirdiğinde, o da kaçırmış gibi görünmedi. Gözlerim yanındaki adama kaydı. Çatık kaşlarım havaya fırladı. Neredeyse tıpatıp aynısı biri yanında duruyordu. Adamın sırtı yarı yarıya bana dönük olduğu için sadece tek bir taraftan görebiliyordum. Ama aralarında fark vardı: Yaklaşık on santim daha kısaydı, saç kesimi aynı olsa da saçları daha açık bir sarıydı, boğazındaki dövme ise sanırım bir jaguara aitti. Geri kalan her şey aynıydı; irilik boyutları, burunları, dudakları, göz rengi. Ama bakışları daha ışıltılıydı. Deli ışıltısı. Hiperaktivite sorunları varmış gibi konuşurken elini kolunu fazla kullanıyordu.

Bir an duraksadı. Viskisini dudaklarına yaklaştırırken tek kaşını kaldırarak adama bir şey söyledi ve omzunun üstenden, karşısındaki adamın az önce baktığı yere baktı. Bana.

şiddetli bağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin