✵yirmi bir

2.3K 236 53
                                    

O gece kabus görmüş olmam hakkında ertesi gün hiç konuşmadılar. Her şeyin normal devam ettiğini düşündüm. Santoro ile Regina'ya katıldım günün bir kısmında. Santoro'nun saplantılı gibi Regina'nın her hareketini izlediğini görüyordum ama bir şeyi yapmamasını veya yapmasını söylemiyordu. İstediğine yüzde bir milyon emindim gerçi de kendini durduruyordu. Yaptığı tek şey, sadece odaya girerken veya çıkarken değil de ayağa kalktığı her an ayağa kalkıp Regina'dan isteğini bekler gibi bakmasıydı. Regina ise gerçekten de bir şey istemiyor, bu ilgiyi kullanmıyordu. Ben olsam muhtemelen bu durumu sonuna kadar kullanırdım, sonra da kullandığım için kendime sinirlenirdim.

Öte yandan, işler son sürat devam ediyordu. Santoro'nun evi ziyaret bölgesi olmuştu adeta. İnsanlar görüşmeye geliyordu, Santoro onları ağırlıyordu. Adam bir nevi hayalimi yaşıyordu.

Regina'nın ekranlarında, Santoro ile kaçakçılıktan kazandığımız paralar dönüyordu. Onun uydusuna, nabzına göre çip yapmaya daha yeni başlamıştım ama o çoktan bakımevlerinin masraflarını üstlenmişti. Bakımevlerinden bahsederken Vlad, Czar ve ben, onlara yaşadığımız durumu anlattık. Oğlunu deneyde kullanan adamdan özellikle bahsettim. Hatta birinci gazın bilgilerini ondan istediğimi de söyledim, böylece Rozkol'ün gönderdiği bilgileri o adam vermiş gibi lanse edecektim.

Bu süreçte istemsizce başımı kaşıdığım olmuştu, kendimi durdurmaya çalışsam da Czar ile Vlad farkındaydı. Bunu da rahatça, hissettiklerimden dolayı gergin olduğuna yorabilirlerdi ama hareketlerimi toparlamam gerekiyordu.

Çünkü gerginliğimi psikolojik açıdan kırıldığıma yorumlamak bambaşka bir tepki vermelerine sebep olmuştu. O akşam ikisi de bana dokunmamıştı. Başlatmaya çalışmama rağmen. Şok olmuştum. Gaza gelmiştim. Baştan çıkarmaya çalışmıştım. Czar anında banyoya koşup kapıyı kilitlemişti. Vlad ise ellerim onun ya da benim kıyafetlerimi soymaya her yeltendiğinde bileklerimi tutmuştu. Daha fazla irdelemeyi kendime yediremediğim hale gelene kadar, kendilerini kasmışlardı.

Sonunda başarılı olan onlardı. Üç gün geçti. Uyuyacağım zaman yalnız oluyordum. Saatlerimiz denkleştiğinde ise öfkeden kuduran bedemi Czar sıkıca kendine hapsediyor, Vlad da masal anlatıyordu. Küfürler savurarak uykuya dalıyordum.

Onlarla seks yapmak, bana anı unutturuyordu ve rahatça düşünerek gerginliğimi atmama yardımcı oluyordu. Ama durumu onlara açıklayamadığım için ısrar da edemiyordum. Bu yüzden sinir küpü gibiydim. Hatta Regina'nın yanına giderken silahlarımı bırakıyordum. Dengesizleşmiştim.

Vlad ve Czar'sız, poligonlarda atış talimleri yaparak mermi stoğumun içine sıçmıştım. Etrafımda başka insanlar, antrenman yapan çalışanlar oluyordu ama kimse benimle muhattap olmuyordu.

Banyolarımı tek başıma yapıyordum. Sessiz çığlıklar atıyordum. Hiçbir şey beni sakinleştirmiyordu. Gerçi dışarıdan oldukça kontrollü görünüyordum. Hiçbir şey yokmuş gibi.

Yalnız hissediyordum. Canım acıyordu.

Bunu kendime ben yapmıştım.

Ama başarılı olmak için katlanmam gerekiyordu. Onların hayatı elimdeyken hataya yer yoktu.

Laboratuvarda çalışırken Vlad zaten yanımda duruyordu. Arada sırada Regina'nın yanına gidiyordu. Benimle olduğunda ise konuşmaya çalışıyordu ama birkaç cümleden sonra ona bağırmaya başlıyordum. Bu yüzden susmak ikimiz için de daha iyi oluyordu.

Vlad içerideyken Czar da elinde iki şişe viskiyle geldi. Birini masamın boş kısmına koydu. Diğerini açarak bir yudum aldı. "O ne?" diye sordu.

Göz ucumla onu takip etmeyi bırakarak benzin gibi kokan, ateşe karşı aynı tepkiyi veren ama koruyucu görevi görmesi için değiştirdiğim sıvıya odaklandım.

şiddetli bağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin