✵üç

2.5K 358 72
                                    

🎞️ ailie*скажи завтра

O jet yolculuğunun nasıl geçtiğini bir Tanrı, bir ben, bir de çalışanlar biliyordu. Czar ile birbirimize en az iki kere silah çekmiştik. Vlad bizi -beni- durdurmuştu; adamın sesininin üzerimde garip bir etkisi vardı. Çakmağımı kapatıp açarak derin nefesler alıp sakinleşmeye çalışıyordum. Bir yandan da Czar'ın iki ince bantla sabitlenmiş burnuna bakarak halinden zevk alıyordum.

Bir şekilde, Don Santoro'nun mekanına kimse ölmeden gelebilmeyi başarmıştık. Tabii jetteki hosteslerden biri kalp krizi geçirse de atlatmıştı.

Czar uşankamı çekiştirdi. "Hava yeterince sıcak."

"Sıcak hava bana daha soğuk geliyor." diyerek uşankamı düzelttim.

"Yalancı. Saçını gizliyorsun."

"Saçımı gizlesem direkt sıfıra vurdururum ve kurtulurum. Saçımı seviyorum." dedim koridorda bavulumla yürürken.

Don Santoro'nun beni beklediği çalışma odasına geldiğinizde kapı, bir kadın tarafından açıldı. Kadın benden oldukça kısa, neredeyse esmer tenli, kocaman gülümseyen biriydi. Vlad ve Czar'a selam verdiğinde onlar da karşılık verdi. Ardından bana döndü, kıpır kıpırdı. Elini uzattı. "Ben Regina. Sen de Lisa olmalısın. Tanıştığımıza çok sevindim."

Regina? Regi? Don Santoro'nun eşi. Siber deha o muydu? Bundan haberim yoktu işte. Saatlerce bilgisayar başında oturamayacak kadar kıpır kıpır bir hava sezmiştim onda. Kilolu sayılırdı ama bunun hareketsizlikten ya da yediklerinden ziyade, çoğunlukla yapısal olduğunu düşünecek kadar insan tanıyordum. Ama hiç bir siber dehaya karşılaşmamıştım.

Uzattığı eli nazikçe, olabildiğince az güçle sıktım. El sıkıştığım adamlara genelde güç gösterisi yapmak için ekstra güç uygulardım ve hiç kendimi tutacağım biriyle el sıkışmanıştım. Hafifçe başımı eğdim. "Adım Vasilisa. Teşekkür ederim."

"Hassiktir lan." diye bıyık altından güldü Czar. Regina kaşlarını çatarak ona baktı. "Kusura bakma Regi ama resmen rol yapıyor. Ne psikopat olduğunu görmesem kibarlığına inanacağım."

Derin bir nefes alarak sabır diledim. Don Santoro ile ilk karşılaşmamızda adamının beynini patlatmak istemiyordum. Ama ikincide yapabilirdim.

"İçeri gel lütfen." dedi Regina, elimi bırakarak.

Don Santoro, masasının önündeydi. Hafifçe masasına yaslanmıştı. Üzerinde pantolon ve kolları kıvrılmış gömlek vardı.

Öylece oturmamı söylemesini bekledim ki tekrar sabır nefesi çekebileyim. Ama Don Santoro, doğrularak elini bana uzattı. Bavulumu bırakıp uşankamı çıkararak üstüne koydum ve hızlı ama telaşsız adımlarla ilerleyerek elini sıktım. "Don Santoro."

"Bayan Vasilisa." diye selamladı. "İstediğin gibi paltonu çıkarabilir ve oturabilirsin. Viski?"

Paltomu çıkarırken duraksadım. Rusça konuşuyordu. Ayrıca Bana viski mi dolduracaktı? Sırf bunu görmek için "Evet lütfen." dedim.

Adam gerçekten de camlı dolaptan yeni bardak çıkararak viski koyuyordu. Nedense şaşkınlıkla Vlad ve Czar'a döndüm. Czar sırıtarak elimdeki paltoyu aldı; bavulumun üstüne koyarak dışarı itti ve kapıyı kapattı. "O karın kaslarını bavul taşıyarak mı yaptın? Küçük ama ağır bir bavuldu."

O kadar şaşkındım ki geç bir tepki vererek bavuluma atılacağım sırada Vlad, "Dışarıda duracaklar. Kimse dokunmayacak." dedi.

Başımı hafifçe salladım. Don Santoro'nun uzattığı viskiyi elime aldım. Czar yanımdan geçerek oturacağım üç kişilik koltuğun ortasına yayıldı. Don Santoro, masasına geri yaslanarak viski şişesini Czar'a uzattıktan sonra bardağını aldı. Vlad pencere pervazına otururken Regina da tekli iki koltuktan birine geçti. Bacak bacak üstüne atarak elini uzun eteğinin üstünde birleştirip dik bir şekilde arkasına yaslandı.

şiddetli bağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin