✵on altı

4.2K 339 115
                                    

on beşinci bölüm de yayımda, yanlışlıkla atlayanlar olmasın diye haber vereyim. iyi okumalar ve mutlu yıllar^

🎞️vengeance of she x the fallen*playboy carti (instrumental)

Davete, olduğum kişi olarak gelmem istenmişti. Bir koruma ya da çalışan olarak değil. Santoro'nun bu davranışı takdir edilesiydi. İş yapılabilecek nadir, saygılı adamlardandı. Geriye tek bir sorun kalıyordu: Kendim olarak katılırsam, maske taksam bile, beni bilenler tarafından Santoro ile iş yaptığım anlaşılacaktı. Bu, Pakhan olma planlarım için iyi bir gelişmeydi fakat şu an hedefimi çok az kişi(Santoro, Regina, Vlad, Czar) biliyordu. Büyük götürüsü olmayan, geleceğe yatırım bir hareketti. Ruslar buna sinirlenmezdi çünkü çalışan olarak orada olmayacaktım.

Vlad ve Czar aşağıdaydı. O muhteşem askılar ceketlerinin içindeydi ve giyinirken izlememe izin vermişlerdi. Onları çıkarmaya yeltenmemek ise zevk aldığım bir işkenceydi. Çoğu zaman beyaz elbise tercih ederdim, bugün de aynı şekildeydim ama bu seferkinde, silah taşımadığım bacağımda uzun bir yırtmaç vardı. Üstümdeki yapay kürk koyu turkuazdı, Regina'dan aldığım maske de elbisemin beyazındaydı.

Davetliler gelmeye başladığında sessizce süzülerek üst kattaki çalışma odasına girdim. Santoro, beni ağırladığını belli etmek için hemen önlerinden inmem gerektiğini söylemişti. Normalde arabamı evden dışarı çekip davetlilerle birlikte yeni gelmiş gibi davranmayı düşünmüştüm.

Davetliler girişteki holde ilk şaraplarını yudumluyor, ya da hemen altta bulunan büyük salonda masalarına yerleşmiş şekilde oturuyorlardı. Davetlilerden çok Santoro'nun korumaları vardı etrafta. Şimdiye kadar, seslerin yükseldiği olsa da herhangi bir karışıklık çıkmamıştı.

Santoro'nun çalışma odasında üç kişiydik. Santoro kahverengi/beyaz bir takım tercih etmişti, adamın klasiği buydu anladığım kadarıyla. Regina ise kahverengi, belirgin hatlarını ile geniş kalça ve kıçını saran dar bir elbise tercih etmişti. Üzerindeki tek takı, neredeyse bir yüz büyüklüğündeki yüzüğüydü. Açıkçası, kadının yaydığı havayla görünüşü birleştiğinde baştan çıkarıcı görünüyordu. Santoro'nun bakış şekli de benim Regina'yı betimleme şeklimin, fazla sönük kaldığını düşündürtmüştü bana. Santoro'nun ıslak rüyası Regina'ydı resmen ve adam denese bile gizleyemezdi.

Regina, Santoro'nun kolunu sıktı. "Altı dakikan doldu. İnmeliyiz."

Santoro, boynu kırmızıyla renklenirlen boğazını temizledi. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırırken maskemi taktim ve topuzumun altında bağladım. "Santoro haklı. Oldukça çekici bir kadınsın."

Regina beni süzdü. Gözlerinde daha uzun boy ve ince fiziği tercih edermiş gibi bir bakış belirse de hızla söndü. Ama bazılarına göre ben de kaslı bir devdim mesela. Oldukça göreceliydi bu durum. "Teşekkür ederim, sen de öyle." dedi sakin bir tebessümle.

"Nereye oturacağını düşündün mü Dahab?"

"Evet. Öncelikle Conte'nin yanına gideceğim, Santoro. Ardından tanıdıklarımın masalarını gezeceğim." İkisine baktım. "Sizinle oturabileceğimi sanmıyorum, masanız kalabalık ve değişken olacak. Conte'ye geri dönerim. Zaten beni misafir ettiğiniz oldukça belli."

Santoro başıyla onayladı. "Vlad ve Czar bizim yakınımızda durmak zorunda. Bu senin için sorun olur mu?"

Güldüm. "Elbette hayır."

"Onlarla dans etmek istersen, bunu uygun göreceğimi bilmeni isterim."

"Anladım, teşekkürler." diyerek başımı hafifçe salladım.

şiddetli bağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin