şiddetli bağ

✵yirmi

🎞️84, lookbuffalo*чисто папа

Arabamı yıkamakla uğraşarak vakit harcadım. O süreçte kendimi toparlamam gerekiyordu. Aklımda binbir düşünce dolaşırken yüzümü normal tutmam imkansız olacaktı çünkü. Ayrıca özellikle Czar tarafından trip yiyeceğimi düşünüyordum. Ruh halim öyle garipti ki kabullenerek huyuna gidermişim gibi hissediyordum ve bu da benlik hareket olmazdı. Pişman birinin davranışı olarak algılanırdı ve ikisi de anında bunu fark edecek kadar açık gözlüydü. Sonra pişmanlığın sebebi sorgulanacaktı... Ve ben daha ne yapacağıma emin olmamışken, her şeyi mahvedecektim.

Bir haftalık süreci aşmak zor olacaktı.

Ellerimi gözlerime bastırarak arabamı yerine bıraktım. Garaja, onlarca arabanın arasına park ediyordum. Bu arabaları çoğunlukla Czar kullanıyordu ama Santoro'ya aitti. Czar'ınki ise, yanına park ettiğim iki kişilik McLaren'di. Onunla ilgilenirken Santoro yanımda olmuştu ve bana, takipçisi Black'i kıskanıp kendine de aynısını aldırdığını söylemişti. Santoro'nun anlattığına göre daha önce Czinger kullanıyordu fakat o tek kişilik olduğu için Vlad'la binemiyordu. Ve açıkçası araba bana ait olmasa da McLaren'ı az biraz parçalamak, kendi Tesla S Plaid'imi parçalamaktan daha çok canımı yakmıştı.

İki haftalık süreçte deli gibi çalıştığımı biliyordum ve biraz rahatlayacağım derken, bu olayla karşılaşmıştım. Şimdi bu bir haftada daha da yoğunlaşmam gerekiyordu. Sabır. Sadece sabretmem, panik yapmamam ve düşünmem gerekiyordu...

Üç saattir arabamla ilgilendiğim için ve saat de baya ilerlediğinde Vlad ile Czar'ın uyuduğunu umdum. Ummakla kaldım. Odaya girdiğimde ikisi de üçlü koltuğun iki kenara oturmuş, televizyona bakıyorlardı. Czar'ın kolları göğsündeydi, Vlad ise tek kolunu bükerek koltuğun koluna koymuş ve başının yanını yumruğuna yaslamıştı. Parmaklarında, yanıklar için yaptığı ufak sargılar vardı.

Kapıyı arkamdan kapatarak başımı kaşımayayım diye ellerimi arka ceplerime soktum. Gözler üzerimdeyken yedek telefonumu almak için dolaba ilerledim.

Czar "Buraya gel." dedi.

Duraksadım. "Bana emir verme."

Tekrarladı. "Buraya. Gel."

"Bokunda boğul." diyerek yürümeye devam ettim.

Masanın üstündeki, temizlenip yeniden doldurulmuş silahlardan birini aldı. Susturucusunu sökerken "Seni vururum." dedi sakince. "Vurmam umurumda değilse Regina'yı korkutabilme ihtimalini düşün. Ya sesten buraya doluşmaları ihtimalini. Kimsenin gelmesini siklemeden üstüne çıkarım ve içine dalarım Lisa."

Dişlerimi gıcırdatarak adımlarımı ona döndürdüm. Ben tam önünde durana kadar susturucuyu sökmeye devam etti. Geldiğimde ise uzanarak alçak masaya geri koydu. Dirseklerini dizlerine koyarak başını yüzüme doğru kaldırdı. "Ne yaptın bu kadar saat aşağıda?"

"Arabamı temizledim."

"Park ederken benimkine sürttün mü?"

Düz ses tonu beni gerdiğinde ellerimi arka ceplerime tekrar soktum ve adeta pirelenmiş gibi hissettim saçımı kaşımamak için çabaladım. "Keşke yapsaydım."

Vlad iç çekti. "Seni iki kere dışarda bıraktık. Aynısını yapmaya hakkın olduğuna karar verdik. Ve bir tanesini az önce harcadın. Geriye bir hakkın kaldı."

"Tripten kurtuldun yani." dedi Czar sakince.

Ah. Peki. Bu iyi bir haberdi.

Dik dik ona baktım. "Trip atmamak için zor durduğundan mı böyle garip davranıyorsun?" Czar zorla gülümsedi. Kesinlikle sebep buydu. Vlad tarafından ikna edilmişti.